İşitme kaybı sorununun ne kadar önemli ve dikkat edilmesi gereken bir konu olduğunu hissetmeniz için işitme kaybı ile ilgili veriler paylaşmak istiyorum.
Türkiye’de yılda yaklaşık 2 bin 500 yenidoğana işitme kaybı tanısı konuluyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre; dünya nüfusunun yüzde 5’inden fazlasında işitme kaybı bulunuyor ve 2050’ye kadar 700 milyondan fazla insanda rehabilitasyon gerektiren işitme kaybı olacağı tahmin ediliyor.
Dünya çapında tahminen 34 milyon işitme engelli çocuk bulunuyor ve bu çocukların yüzde 80’i düşük veya orta gelirli ülkelerde yaşıyor.
Çocuklarda işitme kaybının yaklaşık yüzde 60’ı önlenebilecek nedenlere bağlıdır.
Tıbbi giderler, özel eğitim ve işgücü kayıpları nedeniyle tedavi edilmemiş işitme kayıplarının yıllık maliyeti Amerika Birleşik Devletleri için yaklaşık 56 milyar dolardır. Türkiye için net bir veri bulunmamaktadır.
Yaygın ve önemli bir sorun olan işitme kaybı ile ilgili bilgilerimizin az olduğunu günlük yaşamımda karşılaştığım kişilerden fark edebiliyorum. Her gün kullandığımız bir duyumuz olan işitme kaybını yaşamamak için bu konuda farkındalığımızın artması gerekmektedir.
Öncelikle işitme kaybının tam olarak anlaşılması gerekiyor.
İşitme Kaybı Nedir?
İşitme kaybı; insanın işitmedeki hassasiyetinin azalması, etraftaki sesleri algılamakta güçlük çekmesi, kulakta normalin dışında farklı seslerin gelmesi yani çınlama veya vızıltı gibi seslerin duyulması olarak tanımlanır.
İşitme Kaybı Tipleri Nelerdir?
İşitme kaybının tipi, işitme kaybına neden olan patoloji hakkında bize bir bilgi vermez. Fakat patolojinin hangi anatomik bölgede olduğuna ilişkin bilgi verir.
Eğer patoloji dış ve/veya orta kulakta ortaya çıkmışsa “iletim tipi işitme kaybı“, koklea ve/veya işitme sinirinde ise “sensorinöral tipi işitme kaybı“, hem dış/orta hem de koklea/işitme sinirinde ise “mikst tip işitme kaybı“ olarak tanımlanır.
İşitme kaybı tipi tanımlanırken genellikle hava yolu ve kemik yolu eşiklerinin değerlerine bakılıp daha sonra hangi işitme kaybı tipi olduğuna karar verilir. Fakat işitme kaybı tipinin sadece hava ve kemik yolu eşiklerine göre belirlenmesi, patolojinin tanısında yanılgıya sebep olabilir.
İletim tipi işitme kayıplarında kemik yolu eşiklerinin değerleri tüm frekanslarda normal değerlere sahipken, hava yolu eşikleri normal değerlerin üzerindedir. Hava yoluyla kemik yolu eşikleri arasındaki farkın en az 15 dB olması beklenir.
İletim Tipi İşitme Kayıplarında Yaygın Görülen Nedenleri
- Kulak enfeksiyonları ve alerjileri
- Dış kulak malformasyonu
- Kulak kiri
- Kulak zarı yırtılması
- Yabancı cisim varlığı
- Kulak kireçlenmeleri (Otoskleroz)
- Kemikçiklerde dislokasyon
Sensorinöral işitme kayıplarında, en az bir frekansta hava yolu ve kemik yolu eşikleri normalin üzerinde olmalıdır. Hava yolu ve kemik yolu eşikleri arasındaki farkın 10 dB’yi aşmaması gerekir.
Sensorinöral İşitme Kayıplarında Yaygın Görülme Nedenleri
- Kafa travması
- Yüksek ses seviyesine maruz kalma
- Genetik veya kalıtsal işitme kaybı
- Menenjit ile ilişkili işitme kaybı
- Doğuştan iç kulak bozuklukları
- Akustik tümör
Mikst tip işitme kayıplarında hem havayolu hem de kemik yolu eşikleri normalin üzerindedir. Ancak hava yolu/kemik yolu farkı bir frekansta en az 10 dB’den fazla olmalıdır.
İşitme kaybı yaşadığınızı düşündüğünüz bir durum olduğunda en yakın zamanda bir odyoloğa görünmeniz gerekir. Çünkü ertelenmiş işitme kayıplarının tedavisi daha zor olmakla birlikte tedavi olasılığı da daha azdır.