“Annem 50 yaşından sonra daha sessizdi, daha içine kapanıktı. Uyuduğu yerden bir daha uyanmadı. Ben de kendimden korkuyorum artık.”
Bu cümle, çok sayıda kadının içinde sessizce büyüyen bir endişeyi yansıtıyor: kalp hastalıkları.
Kadınlarda kalp hastalıkları genellikle sessiz ilerliyor ve çoğu zaman geç fark ediliyor. Bu gecikme ise hayat kurtarıcı müdahaleleri zorlaştırıyor.
Kadınlarda Kalp Krizi
Kadınlarda Kalp Krizi Riski Ne Zaman Artıyor?
Kadınlar doğurganlık döneminde östrojen hormonunun koruyucu etkisi sayesinde kalp hastalıklarına karşı daha avantajlı bir konumda olsalar da, menopozla birlikte bu koruma zayıflıyor. Menopoz sonrası dönemde;
- Obezite riski artıyor,
- Metabolizma yavaşlıyor,
- Kötü kolesterol (LDL) yükseliyor, iyi kolesterol (HDL) azalıyor,
- Damar duvarlarında sertleşme başlıyor.
Tüm bu değişimler, kalp hastalıklarına adeta zemin hazırlıyor.
Kadınlarda Kalp Krizi Belirtileri Neden Farklıdır?
Erkeklerde kalp krizi genellikle film sahnelerinden aşina olduğumuz şiddetli göğüs ağrısıyla gelir. Ancak kadın kalbi farklı konuşur. Kadınlarda kalp krizinin belirtileri çok daha sinsi ve belirsiz olabilir.
- Sırt, çene veya boyun ağrısı,
- Bulantı, kusma, mide bulantısı,
- Mide bölgesinde hazımsızlık hissi,
- Sebepsiz yorgunluk ve halsizlik,
- Nefes darlığı veya çarpıntı.
Bu belirtiler genellikle “günlük stres”, “yorgunluk” ya da “midem bozuldu herhalde” şeklinde geçiştirilebilir. Ancak bu geçiştirmeler bazen çok pahalıya mal olabilir.
Risk Faktörleri ve İhmalin Bedeli
Kadınlarda kalp hastalıklarını tetikleyen faktörler arasında aşağıdakiler öne çıkıyor.
- Sigara kullanımı,
- Stresli yaşam tarzı,
- Hipertansiyon,
- Yüksek kolesterol,
- Diyabet (şeker hastalığı),
- Ailede kalp hastalığı öyküsü.
Özellikle ailesinde erken yaşta kalp hastalığı yaşamış bireyler varsa, bu durum göz ardı edilmemeli. Bypass ameliyatı geçirmiş bir anne, aynı riski taşıyan bir kız çocuğu demektir.
Kadınlar Daha Evhamlı Değil, Daha Farklı
Toplumda kadınların evhamlı olduğu sık söylenir. Oysa bu “evham”, aslında bedenin verdiği küçük sinyalleri sezmek olabilir. Bir kadın “içimde bir şey var” diyorsa, bu cümleyi ciddiye almak gerekir. Çünkü kadın kalbi bazen sessizce ama çok etkili konuşur.
Uzmanlar, 40 yaşından sonra her kadının yılda en az bir kez kardiyolojik kontrolden geçmesini öneriyor. Basit bir EKG, kan tahlili, stres testi ya da kalp ultrasonu sayesinde riskli durumlar erken fark edilebilir.
Son olarak kadın kalbi daha farklı çalışır, farklı sinyaller gönderir. Onu zamanında dinlemeyi bilirsek, sessiz bir tehlikeyi konuşur hale getirebiliriz.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.