Ağlamak…
Kimi zaman çaresizliğin, kimi zaman rahatlamanın, kimi zaman da mutluluğun bir yansıması. Hepimiz zaman zaman ağlarız. Ancak yapılan araştırmalar, bu duygusal tepkinin kadınlar ve erkekler arasında oldukça farklı şekilde yaşandığını gösteriyor.
Kadınlar Yılda Kaç Kez Ağlıyor?
Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre, kadınlar yılda ortalama 30 ila 64 kez gözyaşı dökerken, erkekler yalnızca 6 ila 17 kez ağlıyor. Bu da kadınların, erkeklerden yaklaşık 3 ila 4 kat daha fazla ağladığını ortaya koyuyor.
Ağlama süresi de cinsiyetler arasında değişiyor: Kadınlar her ağladıklarında ortalama 6 dakika boyunca ağlarken, bu süre erkeklerde 2 ila 4 dakika. Kadınların %65’i ise ağlarken hıçkırdığını belirtiyor; bu oran erkeklerde sadece %6.
Kadınlar Hayatlarının Ne Kadarını Ağlayarak Geçiriyor?
İngiltere merkezli bir araştırmaya göre kadınlar.
- Yılda ortalama 72 kez ağlıyor.
- Her ağlama ortalama 6 dakika sürüyor.
- Bu, yılda 432 dakika (yaklaşık 7 saat 12 dakika) demek.
- Ortalama bir ömür olan 80 yıl baz alındığında, bu sayı 34.560 dakikaya, yani 576 saate (24 güne) denk geliyor.
Kısacası, istatistiklere göre bir kadın hayatının yaklaşık 3,5 haftasını ağlayarak geçiriyor.
Bu elbette herkesi kapsayan bir genelleme değil, ancak toplumsal cinsiyet rollerinin etkisiyle şekillenmiş davranış kalıplarını anlamak açısından oldukça dikkat çekici.
Gözyaşı = Zayıflık Mı?
Toplumda “erkek adam ağlamaz” gibi söylemler hâlâ çok yaygın. Bu da erkeklerin duygularını bastırmalarına, ağlamamaya teşvik edilmelerine neden oluyor. Kadınlar ise daha küçük yaşlardan itibaren duygularını ifade etmeleri konusunda daha fazla teşvik ediliyor.
Ancak ağlamak, bir zayıflık göstergesi değil. Aksine, psikolojik ve fiziksel açıdan rahatlatıcı etkileri olan, doğal ve sağlıklı bir duygusal boşalım yöntemidir. Araştırmalar, ağlamanın vücutta stres hormonlarını azalttığını ve rahatlama hissi yarattığını ortaya koyuyor.
Kadınlar Neden Daha Fazla Ağlıyor?
Bu farkın sadece kültürel olmadığını biliyoruz. Biyolojik olarak da bazı farklılıklar söz konusu. Özellikle kadınlarda daha yüksek seviyelerde bulunan prolaktin hormonu, ağlamaya yatkınlığı artıran önemli bir etken.
Ancak elbette yalnızca hormonlar değil, sosyal öğrenme ve toplumsal beklentiler de bu durumu şekillendiriyor. Kadınların duygularını ifade etmeleri teşvik edilirken, erkeklerin duygularını bastırmaları bekleniyor.
Ağlamak, insan olmanın doğal bir parçasıdır. Mutluluktan, kederden, korkudan ya da öfkeden… Gözyaşları sadece bir tepki değil, aynı zamanda bir anlatım biçimidir.
Kadın ya da erkek olmanız fark etmez — duygular bastırılmak için değil, yaşanmak için var. Bazen bir cümle kurmaya gerek kalmadan, sadece gözyaşlarımızla içimizi anlatırız. Ve bu anlatımın hiçbir zaman utanılacak bir tarafı yoktur.
Araştırmalar bize kadınların daha sık ve daha uzun ağladığını söylüyor olabilir ama bu, erkeklerin hissetmediği anlamına gelmiyor. Ağlamak bir insanlık hâlidir. Ve belki de bu yüzden gözyaşları, bizi en çok biz yapan şeylerden biridir.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.
Kaynaklar
Frey, W. H. (1985). Crying: The Mystery of Tears. Winston Press.
Vingerhoets, A. J. J. M., & Scheirs, J. G. M. (2000). Sex differences in crying: Empirical findings and possible explanations. In A. Fischer (Ed.), Gender and emotion: Social psychological perspectives (pp. 143–165). Cambridge University Press.
Vingerhoets, A. J. J. M. (2013). Why Only Humans Weep: Unravelling the Mysteries of Tears. Oxford University Press.