Bu içerikle, çocuklarda uyku bozukluklarının Stanford araştırmasına göre intihar düşünceleriyle nasıl bağlantılı olabileceğini ve ebeveynlerin neler yapabileceğini öğreneceksiniz.
Düşünün…
Akşam saatleri.
Çocuğunuz odasında, uyumak üzere yatağa giriyor. Fakat ya dönüp duruyor ya da bir süre sonra korkuyla yanınıza geliyor. Bazen anlattığı kâbus, sizin bile tüylerinizi ürpertiyor. Sabah olduğunda ise hâlâ yorgun, keyifsiz ve dalgın.
Belki “Büyüme çağında olur böyle şeyler” diye düşündünüz. Belki de “Zamanla geçer” diye beklediniz.
Ama ya bu küçük uyku problemleri, gelecekte çok daha ciddi bir durumun habercisiyse?
Stanford Medicine liderliğinde yapılan ve binlerce çocuğun yıllarca takip edildiği büyük bir araştırma, bu sorunun cevabını netleştirdi.
Çocuklukta görülen şiddetli uyku sorunları, ilerleyen yıllarda intihar düşüncelerini ve davranışlarını artırabiliyor.
Çocuklarda Uyku Sorunları İntihar Riskini Artırır Mı?
Uyku Neden Çocuğun Zihinsel Sağlığı İçin Bu Kadar Kritik?
Uyku, yalnızca vücudu dinlendirmekle kalmaz; beynin duyguları düzenlemesini, öğrenilen bilgilerin pekişmesini ve stresin sağlıklı şekilde işlenmesini sağlar. Özellikle rüya evresi olan REM uykusu, çocuğun gün içinde yaşadığı duygusal olayları anlamlandırmasına yardımcı olur.
Ancak sık görülen kâbuslar, uykuya dalma güçlüğü veya gece boyunca sık uyanma gibi sorunlar, bu süreci bozabilir. Araştırmaya göre, yoğun ve tekrarlayan kâbusları olan çocuklarda ileride intihar düşüncesi veya girişimi riski beş kat artıyor.
Araştırma Ailelere Ne Anlatıyor?
Araştırmada 9-10 yaşındaki 8.800’den fazla çocuk iki yıl boyunca izlendi. Başlangıçta hiçbirinde intihar düşüncesi veya girişimi yoktu. İki yılın sonunda;
-
Şiddetli uyku sorunu olan çocuklar, yaşıtlarına göre 2,5 kat daha fazla risk taşıdı.
-
Sık kâbus görenler, risk açısından en hassas gruptu.
-
Ailede depresyon öyküsü, yüksek aile içi çatışma ve çocuğun mevcut anksiyete/depresyon belirtileri de tabloyu ağırlaştırdı.
-
Düzenli ebeveyn ilgisi, birlikte geçirilen zaman ve takip, koruyucu etkiye sahipti.
Bu veriler, uyku düzeninin yalnızca sağlıklı büyüme değil, ruh sağlığının korunması açısından da kritik olduğunu gösteriyor.
Ebeveyn Olarak Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Bir çocuk uyuyamıyorsa ya da sık sık korku dolu rüyalar görüyorsa, bu yalnızca geceyi değil gündüzünü de etkiler. Siz de fark etmeden aşağıdakileri gözlemliyor olabilirsiniz.
-
Sabahları halsizlik ve dikkat dağınıklığı
-
Okulda motivasyon düşüklüğü
-
Gündüz aşırı uyku hali
-
Uykuya direnme veya yatağa gitmek istememe
-
Kâbuslardan sonra yalnız uyumaktan korkma
Bu işaretler, bir şeylerin yolunda gitmediğinin sessiz habercisi olabilir.
Çocuğumun Uykusunu Nasıl Koruyabilirim?
Düzenli bir uyku saati oluşturun.
Bedenin biyolojik saati, düzeni sever. Hafta sonu dâhil yatma ve kalkma saatlerinin sabit olmasına özen gösterin.
Ekranları uyku öncesinde kapatın.
Telefon, tablet ve bilgisayar ekranı, uykuya geçişi geciktirir. Uykuya en az bir saat kala ekran kullanımını bırakın.
Sakinleştirici rutinler ekleyin.
Ilık bir banyo, hafif müzik veya kitap okuma gibi alışkanlıklar çocuğun zihnini uykuya hazırlar.
Kâbusları önemseyin, konuşun.
“Sadece bir rüya” deyip geçmek yerine çocuğun hislerini dinleyin. Onun için güvende hissettiği bir ortam oluşturun.
Birlikte vakit geçirin.
Düzenli aile yemekleri, gün içinde küçük sohbetler, birlikte oyun oynama…
Bunlar çocuğun kendini değerli ve güvende hissetmesini sağlar.
Gerekirse uzman desteği alın.
Çocuklarda görülen uykusuzluk ve kâbuslar, ilaçsız ve etkili yöntemlerle tedavi edilebilir. Bilişsel-davranışçı terapi ve rüya yeniden yazma teknikleri, bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemlerdir.
Çocuğunuzun uykusu, onun ruh haline açılan penceredir. Düzenli ve kaliteli uyku, yalnızca bugünkü neşesini değil, yarınki ruh sağlığını da korur. Bazen en basit görünen şey, en büyük farkı yaratır. Uykusunu korumak, ona sessiz ama güçlü bir yaşam desteği vermek demektir.