Bu içerikle, girişimciler için gerçek verimliliğin ne anlama geldiğini, sahte meşguliyetten nasıl kaçınacağınızı ve odağınızı büyümeye nasıl dönüştüreceğinizi öğreneceksiniz.
Girişimcilik dünyasında verimlilik çoğu zaman yanlış anlaşılır. Daha erken kalkmak, daha çok toplantı yapmak, daha fazla araç kullanmak ya da günün her dakikasını doldurmak… Bunların hiçbiri tek başına ilerleme anlamına gelmez. Özellikle erken aşama girişimlerde, çok meşgul olmak ile gerçekten yol almak arasındaki fark hayati düzeydedir.
Y Combinator’ın Office Hours serisinde Grup Partnerlerinin paylaştığı deneyimler, bu farkı son derece çıplak bir şekilde ortaya koyuyor. Söylenenler gösterişli değil, hatta çoğu zaman rahatsız edici derecede basit…
Odaklan. Öncelik belirle. Gereksiz olanı bırak. Gerçek iş yap.
Bu yazımda, videoda paylaşılan tüm verimlilik ilkelerini enine boyuna ve gerçek hayatta uygulayabileceğiniz önerilerle ele alacağım. Amazım, sadece “ne yapmalısın” demek değil; neden zorlandığını, nerede takıldığını ve bunu gündelik girişimci hayatına nasıl uyarlayabileceğini birlikte düşünmek…
Hadi başlayalım.
Girişimcilerin Verimliliğini Artırabilecek Öneriler
Müşteriye Odaklanmak: Gerçek Pusula Burada
Girişimcilerin en sık düştüğü tuzaklardan biri, kendi fikirlerine aşık olmaktır. Ürün, vizyon, teknoloji ya da “ileride yapacaklarımız”… Bunların hepsi anlamlıdır ama müşteriyle temas yoksa, hepsi boşlukta asılı kalır.
Müşteri odaklılık bir slogan değildir. Bu, her gün bilinçli olarak yapılan bir tercihtir.
Neden bu kadar kritik?
Çünkü;
-
Müşteri, senin varsayımlarını değil sorunlarını yaşar.
-
Müşteri, senin emeğini değil çözümü satın alır.
-
Müşteri, senin niyetini değil deneyimini hatırlar.
Bu konuda planına alabileceğin öneriler paylaşmak istiyorum.
-
Haftada en az 3 müşteriyle plansız konuşma yap.
-
“Ürünümüzü nasıl buldunuz?” yerine “En çok nerede zorlandınız?” diye sor.
-
Satış, destek ve geri bildirim kanallarını bizzat deneyimle.
-
Müşterinin kullandığı kelimeleri aynen not al; sunumlarında kendi jargonunu değil, onların dilini kullan.
Unutma, müşteriyle bağ kurmadan yapılan her optimizasyon, içe dönük bir egzersizdir.
Parlak Ama İşe Yaramayan Şeyler: Shiny Object Sendromu
Yeni araçlar, yeni özellikler, yeni iş birlikleri… Girişimcilik ekosistemi sürekli “bir şeyler kaçırıyorsun” hissi üretir. Oysa çoğu zaman kaçırman gereken şey tam da budur.
Parlak ama alakasız işler;
-
Kendini iyi hissettirir.
-
“İlerliyorum” yanılsaması yaratır.
-
Ama çekirdek sorunu çözmez.
Neden bu kadar çekici?
Çünkü zor olan işe kıyasla;
-
Daha az belirsizlik içerir.
-
Daha az yüzleşme gerektirir.
-
Daha az reddedilme riski vardır.
Bu konuda önerilerim ise;
-
Her yeni fikir için şu soruyu sor: “Bu, önümüzdeki 30 günde müşteri değerini artırıyor mu?”.
-
Ekip içinde “şimdilik hayır listesi” oluştur.
-
Haftalık toplantılarda sadece bir ana hedef konuş.
-
FOMO yerine FOCUS geliştir.
Odak, fırsatları görmek değil; çoğunu bilinçli olarak elemek demektir.
KPI Yazmak ve Takvimle Yüzleşmek
“Önceliğimiz büyüme” demek kolaydır. Peki büyüme ne? Kullanıcı sayısı mı, gelir mi, tutundurma mı? KPI yazmayan girişimci, pusulasız yola çıkan kaptana benzer.
KPI neden işe yarar?
-
Kararları nesnelleştirir.
-
Tartışmaları kısaltır.
-
Duygusal savrulmayı azaltır.
Ama asıl mesele KPI’yı yazmak değil, takvimle yüzleştirmektir.
Önerilerim;
-
En fazla 3 KPI belirle.
-
Haftalık takvimini aç ve şu soruyu sor: “Bu zaman, bu KPI’ya hizmet ediyor mu?”.
-
KPI’ları ekip panosunda görünür kıl.
-
“Meşguldük” yerine “ilerledik mi?” sorusunu sor.
Takvim yalan söylemez. Gerçek önceliklerin, orada yazılıdır.
Verimlilik Modaları: Karmaşık Olan Çoğu Zaman Yanlıştır
Sabah 5’te kalkma ritüelleri, 17 aşamalı görev sistemleri, renk kodlu uygulamalar… Bunların çoğu, işten kaçmanın sofistike yollarıdır.
Başarılı kurucuların ortak özelliği;
-
Basit çalışmaları,
-
Derin odaklanmaları,
-
İşlerini gerçekten sevmeleri,
Bu konuda neler yapabilirsin?
-
Tek bir yapılacaklar listesi kullan.
-
Gün içinde en zor işi en başta yap.
-
“Bugün bitti mi?” sorusunu sorabileceğin tek bir çıktı belirle.
-
Sistem kurmak yerine alışkanlık geliştir.
Verimlilik, araç değil ilişki meselesidir: İşinle kurduğun ilişki.
Gerçek İş ve Sahte İş Arasındaki İnce Çizgi
Sahte iş, özellikle kurucular için çok tehlikelidir. Kimse sana “neden bunu yapıyorsun?” demez. Bu özgürlük, yanlış kullanıldığında seni oyalayan bir bataklığa dönüşür.
Bu konuda sahte iş örneklerini paylaşmak istiyorum.
-
Sunumları sürekli güzelleştirmek,
-
Ekibin olduğu online yazışma gruplarında sürekli aktif olmak,
-
Toplantı üstüne toplantı yapmak.
Gerçek iş ne yapar?
-
Müşteri değerini artırır.
-
Ürünü bir adım ileri taşır.
-
Gelire ya da öğrenmeye hizmet eder.
Pratik önerilerim;
-
Gün sonunda kendine şunu sor: “Bugün müşteri için ne değişti?”
-
Haftada bir günü “toplantısız gün” ilan et.
-
Üretim çıktısını görünür kıl.
-
Sahte işi fark ettiğinde kendinle dürüst ol.
Gerçek iş bazen sıkıcıdır. Ama ilerleme oradadır.
Maker–Manager Zamanı: Günü İkiye Bölmek
Derin çalışma ile toplantılar aynı zihinsel modda yapılamaz. Kod yazarken bölünmek, yazı yazarken toplantıya girmek, strateji üretirken mesaj cevaplamak… Hepsi üretkenliği öldürür.
Bu konuda sana fayda sağlayacak önerilerim;
-
Haftada en az 3 yarım günü kesintisiz derin çalışmaya ayır.
-
Toplantıları bloklar halinde topla.
-
Takvimine “odak zamanı” yazmaktan çekinme.
-
Ekibe bu sistemi açıkça anlat.
Zaman yönetimi değil, enerji yönetimi yapıyorsun.
Sosyal Medya: Araç mı, Tuzak mı?
Sosyal medya bazı işler için vazgeçilmezdir. Ama çoğu girişimci için;
-
Erteleme aracı,
-
Kıyas kaynağı,
-
Dikkat dağıtıcıdır.
Günlük hayatımda benim de uyguladığım en uygulanabilir önerilerim;
-
Sosyal medya kullanımına net amaç koy.
-
İçerik üretimini zamanla sınırla.
-
Tüketim yerine üretimi artır.
-
“Bu paylaşım kime, ne fayda sağlıyor?” sorusunu sor.
Bağ kurmak başka, oyalanmak başka şeydir.
Öncelikleri Zorla Sıralamak
“Her şey önemli” demek, aslında hiçbir şeyin önemli olmadığını itiraf etmektir. Stack rank yapmak acı vericidir ama öğreticidir.
Bu konuda zorlanıyorsan;
-
Günlük en fazla 3 öncelik belirle,
-
İlk sıradaki işi bitirmeden diğerine geçme,
-
Ekip içinde öncelik çakışmalarını açıkça konuş,
-
Bitmeyen işleri haftaya taşıma.
Enerji sınırlıdır. Onu nereye koyduğun her şeyi belirler.
Öncelik Olmayanları Tanımlamak: Hayır Demenin Gücü
Odaklanmak, sadece evet dediklerinle değil, hayır dediklerinle ilgilidir. İlginç, potansiyelli ama şu anlık olmayan her şey dikkat dağıtıcıdır.
Bunun için;
-
“Şu an değil” cümlesini öğren.
-
Her yeni talebi ana hedefle karşılaştır.
-
Hayır dediğin şeyleri kişisel algılama.
-
Hayır demeyi ekip kültürüne dönüştür.
Odak, karakter işidir.
Multitasking Efsanesi
Aynı anda çok iş yapmak, aslında hiçbir işi derinlemesine yapamamaktır. Beyin sürekli bağlam değiştirir ve enerji kaybeder.
En net önerilerim burada;
-
Tek pencere, tek iş kuralı koy.
-
Bildirimleri kapat.
-
Zaman bloklarıyla çalış.
-
Bitirmeden bırakmamayı öğren.
Derinlik, hızdan önce gelir.
Araçlar Çalışmaz, İnsan Çalışır
Hiçbir araç;
-
Disiplini yerine koymaz.
-
Cesareti üretmez.
-
Emek vermeden sonuç getirmez.
Araçla amacın karıştığı yerde, her zaman niçin sorusunu sor. Anlamlı cevap alamadığın zaman onun bir araç olduğunu düşün.
Ayrıca;
-
Araçları sadeleştir.
-
Haftada bir “araç detoksu” yap.
-
Asıl işten kaçmak için araç kullanmadığını sorgula.
-
Üretimi ölç, uygulama sayısını değil.
Gerçek verimlilik, odak + emek + süreklilik birleşimidir.
Verimlilik Bir Yaşam Tarzıdır
Girişimci verimliliği bir hack değil, bir duruş meselesidir. Neye odaklandığın, neyi reddettiğin, zamanını kiminle ve nasıl geçirdiğin… Bunların hepsi bir bütün oluşturur.
Daha çok değil, daha doğru çalışmak istiyorsan;
-
Müşteriye yaklaş.
-
Önceliklerini yaz.
-
Sahte işten vazgeç.
-
Derin çalışmayı koru.
Ve en önemlisi; kendinle dürüst ol.
İlerleme, tam da orada başlar.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel verimlilik ve sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.

