Bu yazımda kalp hastalıklarının tanısında teknolojinin ne kadar yer aldığını detaylı bir şekilde sizlerle paylaşacağım.
Sağlıkta yakın geçmişe kadar bahsetmediğimiz ancak teknolojinin son dönemde gösterdiği gelişimle yakından takip ettiğimiz birçok ürün, uygulama, cihaz, teşhis ve tedavi yönetimi ortaya çıktı. Yapay zeka, sanal gerçeklik, 3D organlar, robotik uygulamalar, kişiselleştirilmiş tedaviler-erken teşhisler, kök hücre alanındaki hızlı ve etkili gelişmeler ve daha niceleri… Bugün bunlardan bahsediyor ve başta sağlık profesyonelleri olmak üzere hepimiz gelişmelerini izliyorsak altında yatan teknolojinin gücünü görmemiz ve bu alanda hıza ayak uydurmamız gerekiyor.
Bu yazımda teknolojinin kalp hastalıklarının tanısında ne düzeyde kullanıldığı ve başarılı yanlarından bahsedeceğim.
Göz taraması yapılarak kalp krizi riski öngörülecek.
Belçika Leuven Üniversitesinde yapılan bir çalışma sonucu göz taramasıyla kalp krizi riskini öngören bir yapay zeka sistemi geliştirildi. Kalp ve damar hastalıklarında gözün retina bölgesinde (ışığı algılayan doku ve sinirleri barındıran bölge) bulunan kılcal damarların etkilendiği belirtildi. Gelecek bir yıl içerisinde kalp krizi geçirme riskini öngören sistemin geliştirilmesinde 5 bin kişinin retina ve kalp tarama verileri kullanıldı. Karmaşık bir dizi işlemlerden oluşturulan yapay zeka sisteminin %70-80 civarında doğruluk payı olduğu açıklandı.
Çalışmayı yürüten lider Prof. Alex Frangi, kalp hastalıklarının dünyada en fazla erken ölüme sebep veren hastalıkların başında geldiğini ve erken tespitiyle beraber bunların önüne geçilebileceğini belirtti.
Kalp nakli sonrası organ reddinin erken teşhisi yapay zekayla sağlanacak.
Boğaziçi ve Harvard Üniversitelerinin ortaklığı ile kalp nakli sonrası vücudun organı reddedip etmediğinin erken teşhis ile tespitini sağlamak amacıyla yapay zeka çalışması geliştirildi.
Kalp nakli; kalp yetmezliğinin son döneminde ilaç, yaşam tarzı ve alternatif tedavinin yeterli olmadığı durumlarda başvurulan bir yöntemdir. Nakil sonrasında vücudumuzdaki akyuvar hücreleri organı farklı tanıyıp yok etmeye çalıştığında organ reddi olarak adlandırılan tablo ortaya çıkıyor. Erken müdahale edilmediği takdirde de kalp zarar görerek işlevini yitiriyor. Organ reddi normalde mikroskop eşliğinde doktorlar tarafında gözlemlenebiliyor fakat değerlendirilmesi oldukça zor olan bir biyopsi türü, red bölgesi küçük bir alanda olması nedeniyle gözden kaçabiliyor veya fikir ayrılıkları yaşanabiliyor. Burada ise araştırmacıların geliştirdiği yapay zeka sistemi devreye giriyor.
Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve İsviçre’deki hastanelerden toplanan 2.000’den fazla hasta verisi ile nakledilen yeni kalpten alınan örneklerin görüntülerini otomatik analiz edebilen, doku uyumsuzluğunu erken safhada saptayabilen ve sebebini ortaya koyabilen, doku uyumsuzluğunun evrelendirmesini yapabilen bir yapay zeka geliştirildi.
Sistemin %90 doğruluk payı olduğu açıklandı ve çalışma tıpta dünyanın en prestijli dergilerinden kabul edilen Nature Medicine’de yayınlandı.
Yapay kalp üretiminde büyük adım!
Amerika Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada insan kalp hücrelerinden tasarlanan ve balık gibi yüzen canlı bir robot balığın yapay kalplerin önünü açabileceğini ortaya koydu.
Bir santimetre uzunluğunda plastik yüzgeçlere ve kağıt bir omurgaya sahip olduğu belirtilen robot balık her iki tarafında da kasılmaları gerçekleştiren iki şerit canlı kalp kası hücresine sahip.
Çalışmanın hedefi, bir çocukta doğuştan hatalı olarak oluşmuş bir kalbin yerini alacak yapay bir kalp inşa etmektir. Yaptığımız bazı çalışmalar da dahil olmak üzere, kalp dokusu veya kalpler oluşturma konusundaki çalışmaların çoğu, anatomik özellikleri veya kalbin basit atışını mühendislik dokularında kopyalamaya odaklanmıştır. Ama bu çalışma, yapılması daha zor olan kalbin biyofiziğini yeniden oluşturdu.
Çalışmanın ortak yazarı “İki kas tabakası arasındaki kardiyak mekanik-elektriksel sinyalden yararlanarak, her kasılmanın otomatik olarak karşı taraftaki gerilmeye bir yanıt olarak sonuçlandığı döngüyü yeniden ürettik.” ifadelerini kullanmıştır.
Mobil EKG ile kalp takip edilecek.
TÜBİTAK BİLGEM ile Türk Telekom işbirliği sonucunda geliştirilen sistem sayesinde kalp 24 saat boyunca takip edilebilecek. Hastanelerde yer alan EKG cihazları ya da 24 saat takip için hastalara takılan Holter ile benzer işlev gören ‘Mobil EKG‘ cihazı ile hastanın kalbinden gelen veriler, Türk Telekom’un bu işbirliği ile geliştireceği sistem sayesinde hasta, doktoru tarafından anlık izlenebilecek.
Herhangi bir anormallik durumunda alarm mekanizması ile doktora mesaj iletilecek.
Proje yöneticileri yaptıkları denemelerde oldukça yüksek isabet sonuçları aldıklarını, mobil EKG cihazının saha çalışmaları, önümüzdeki bir yıl boyunca Türkiye’nin farklı bölgelerindeki araştırma-üniversite hastanelerinin kardiyoloji bölümlerinde gerçekleşeceğini, elde edilen sonuçlara göre cihazın yaygınlaştırılması konusunda karar verileceğini belirtti.
Ve son olarak yakın zamanda yayınlanan önemli bir gelişmeden bahsetmek istiyorum.
İngiltere’de doğuştan kalp hastası bebek, plasentadan alınan kök hücrelerle tedavi edildi.
Bristol Kalp Enstitüsünde kök hücre araştırmaları yapan konjenital (doğumsal) kalp hastalıkları uzmanı Prof. Massimo Caputo kalp hastası bebeklerde normalde yapay doku kullanıldığını fakat bunun başarısız olma olasılığı olduğunu ve çocuklarla birlikte büyümediği için yeni operasyonlar gerektiğini belirtti.
Plasenta bankasından alınan kök hücreler, hasarlı kalp damarlarının gelişmesini sağlayabileceği umuduyla Prof. Caputo tarafından doğrudan Finley adında hastanın kalbine enjekte edildi ve hasarlı kalp kasını canlandırdı.
Prof. Caputo, “İlaçlarını kestik, solunum cihazından çıkardık ve taburcu ettik. Finley şimdi mutlu bir bebek olarak büyüyor.” dedi.
İngiltere’de her yıl doğuştan kalp hastalığı olan kişiler için yaklaşık 200 tekrar ameliyatı yapıldığını ve ve tedavi yöntemi ile hem maliyet azaltılması hem de ölüm oranlarının azaltılması hedeflenmektedir.
Bu ve bunun gibi bir sürü çalışmayla kalp hastalıkları başta olmak üzere birçok kronik ve akut hastalıklarda erken teşhis ve dolayısıyla erken tanı konulmasında teknolojinin oldukça büyük bir yeri bulunuyor. Teknoloji de bizim için yeni bir umut ışığı doğuruyor. Sonuç olarak; artık sağlık sektörünün her alanı, teknoloji ve dijitalleşmeden bağımsız düşünülemez.
Gelişmelerin daha fazla olduğu günleri görmek dileğiyle…
Simbians Spaces alanında daha iyi olmanızı sağlayacak özel içeriklerimize ulaşın.
Kaynaklar
https://www.trthaber.com/haber/bilim-teknoloji/goz-taramasiyla-kalp-krizi-riski-tahmin-edilecek-650973.html
https://www.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/kalp-nakli-sonrasi-organ-reddinin-erken-teshisi-yapay-zekayla-saglanacak/2635251#
https://www.ntv.com.tr/galeri/saglik/harvard-universitesinden-yapay-kalp-adimi-dogustan-gelen-anormallikler-tedavi-edilebilecek,RgKANpC4xkeopFKa_k6e3w/tyY2SJiuVE6sS3xwRsG-cw
https://bilgem.tubitak.gov.tr/tr/haber/mobil-ekg-ile-kalbiniz-24-saat-takip-edilecek