Kalp, vücudumuzdaki tüm organlara ve dokulara kanın ulaşması sağlayan pompa görevi gören bir yapıdır. Göğsümüzün ortasında yerleşir ve akciğerlerin arasında sola yatık bir biçimde durur. Kalp büyüklüğü; yaşa ve vücut oranlarına göre değişiklik gösterir. Sağlıklı bir kalp hiç durmadan çalışır. Kalbimizin görevi vücuttan gelen oksijence fakir olan kanı akciğerlere iletmek ve akciğerler tarafından oksijenlenmiş olan kanı vücuda geri pompalamaktır.
Kalbimiz; korku, heyecan, şaşkınlık gibi durumlarda normalde atan hızından daha fazla atmaya başlar. Böyle durumlarda kanın vücuttaki dolaşımı hızlanır. Eğer dinlenme sırasında kalp normal hızından daha hızlı atmaya başlarsa taşikardi denilen durum ortaya çıkar. Taşikardi tedavi edilmezse kalp yetmezliği, inme ve ani ölümlere sebep olabilir. Kansızlık, stres, sigara, ilaç kullanımı, yüksek ya da düşük tansiyon, fazla kafein tüketimi, tiroit bezinin çok çalışması ve doğumsal kalp anomalileri taşikardiye neden olur. Yapılacak çeşitli uygulamalarla kalp hızının yavaşlatılması sağlanabilir. Nefes alıp vermek en kolay uygulamalardan bir tanesidir. Diğer bir yöntem vagal manevrasıdır. Bu manevra için ıkınmak, yüze soğuk su çarpmak, öksürmek gibi eylemler yapılabilir.
Taşikardiye neden olanlardan bir tanesinin doğumsal kalp hastalıkları olduğundan bahsetmiştik.
Doğumsal kalp hastalıkları Nedir?
Doğumsal kalp hastalıkları en basit tabirle yenidoğan bebeklerin kalbinde hastalık ile dünyaya gelmesidir. Anne karnında kalbin anormal gelişimi sonucu ortaya çıkan işlevsel bir bozukluk olan bu hastalık yapılan araştırmalara göre toplumdaki bin kişiden sekizinde görülmektedir. Buradan da şunu anlıyoruz ki doğumsal kalp hastalıkları en sık görülen anomalilerden biridir.
Doğumsal kalp hastalıkları kalbin odacıklarında, odacıklar arasındaki deliklerde, kalbin akciğerlere giden damarlarında gibi alanlarda olabilir. Görüldüğü gibi kalbin farklı yerlerinde farklı hastalıklar mevcuttur. Bu yüzden her hastalıkta çeşitli belirtiler görülür. Belirtiler doğduktan hemen sonra, bebeklik döneminde ya da okul çağında ortaya çıkabilir.
Yenidoğan bebeklerde morarma, sık ve hızlı nefes alıp verme, nefes darlığı, düşük doğum ağırlığı, meme emerken çabuk yorulma, yeterince beslenememe, gelişim geriliği; bebeklerde sık sık olan alt solunum yolu enfeksiyonları, oyun sırasında çabuk yorulma, aşırı terleme, dudak ve ağız çevresinde morluk; okul çağında olan çocuklarda ise akciğer enfeksiyonları, bayılma, spor aktiviteleri sırasında göğüs ağrıları görülmesi karşımıza çıkan en sık belirtilerdendir.
Doğumsal kalp kusurlarının teşhisi ne zaman ve nasıl yapılır?
Doğan bebeklerde kalp hastalıklarını düşündüren belirtiler görüldüğünde bazı testler yapılarak kesin olarak tanı konulur. Bu testler;
- Akciğer Grafisi
- EKG(Elektrokardiyografi)
- EKO (Ekokardiyografi)
- Efor Testi
- Steteskopla kalbi dinleme
- Göğüs röntgeni
Hastalıkları bebek doğmadan önce tespit etmek de mümkündür. Yapılan araştırmalara göre gebeliğin 18.haftasından itibaren fetal ekokardiyografi denilen ultrasonik yöntemle fetüse teşhis konulabilir. Zor ve karışık bir test olduğu için uzman bir doktor tarafından yapılmalıdır.
Doğumsal kalp hastalıklarının nedeni nedir?
Kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte hamileyken radyasyona maruz kalma, gebelikte kullanılan psikiyatrik ilaçlar, gebelikte alkol ve sigara kullanımı, anne ya da babada diyabet olması, gebelik sırasında annenin enfeksiyon geçirmesi sebeplerdendir. Yapılan çalışmalarda akraba evliliğinin de kalıtsal kalp hastası olma riskini arttırdığı bulunmuştur.
Doğuştan kalp hastalığına sahip olan ya da aile geçmişinde hastalık geni taşıyan anne ve baba adaylarının genetik danışmanlık alıp test yaptırmaları önemlidir.
Genetik sebeplerin kalıtsal kalp hastalıkları için belirleyici faktör olmadığını, akraba evliliklerinin tek başına risk oluşturmadığını anne ve baba adaylarına dikkatlice açıklamak gerekir.
Son olarak, yılda bir kez kardiyoloji uzmanına gidip kontrol yaptırılmalıdır. Unutulmamalıdır ki doğumsal kalp hastalıkları yaşamın herhangi bir bölümünde de ortaya çıkabilmektedir.

