Aşk, çoğu insan için hayatın en güçlü duygularından biridir. Ama bilirsiniz, hiçbir duygu kendiliğinden sonsuza kadar sürmez. Özellikle ilişkilerde sevgi; ilgisizlik, iletişimsizlik ve küçük gibi görünen ama derin izler bırakan hatalarla yavaş yavaş eriyip gider. Çoğu zaman çiftler farkına bile varmadan, “neden eskisi gibi hissetmiyoruz?” diye düşünürken bulur kendini.
Bu yazımda aşkı öldüren 12 temel nedeni gelin birlikte ele alalım.
Aşkı Öldüren 12 Neden
İletişim Eksikliği: Sessizlik Aşkın En Sessiz Katilidir
İletişim, bir ilişkinin can damarıdır. Birbirinize anlatacak şeyleriniz bittiğinde aslında aşk da yavaş yavaş bitmeye başlar. Günlük hayattaki küçük paylaşımlar bile bağ kurar: “Bugün işte ne oldu biliyor musun?” diye başlayan cümleler, ruhları birbirine bağlar.
Ancak sessizlik alışkanlık haline geldiğinde, çiftler birbirinin yokluğunu hissetmez olur. Bu da “yalnızlığın içinde beraberlik” halini doğurur. En kötüsü de, zamanla bu sessizliğe alışılmasıdır. İletişim yoksa, anlayış da yoktur; anlayış yoksa, sevgi erir.
Bitmeyen Kavgalar: Sürekli Savaş Halinde Bir İlişki
Her çift zaman zaman tartışır. Ama sürekli kavga, aşkı yoran en ağır yüklerden biridir. Kavga bitmezse, taraflar birbirinden uzaklaşmak için bahaneler üretir. Evde huzur kalmaz, dışarıya kaçış başlar.
Üstelik kavgalar sadece o anı değil, geçmişi ve geleceği de zehirler. Bir daha aynı konuda kavga etmemek için bazı şeyler konuşulmaz hale gelir. Oysa konuşulmayan her şey, ilişkinin içindeki görünmez duvarları büyütür. Bir süre sonra kavga etmemenin nedeni çözüm değil, kaçıştır.
Ortak Aktivitelerin Eksikliği: Birlikte Eğlenmeyi Unutmak
Her bireyin farklı ilgi alanları olabilir, bu çok doğal. Ancak çiftleri bir arada tutan şey, birlikte yapılan aktiviteler ve paylaşımlardır. Ortak bir hobi ya da küçük rutinler olmazsa, bağ yavaş yavaş gevşer.
Birlikte yemek yapmak, hafta sonu yürüyüşüne çıkmak, aynı diziyi izlemek ya da sadece kahve içip sohbet etmek bile bağı güçlendirir. Paylaşımın olmadığı bir ilişkide insanlar paralel yaşamaya başlar. Zamanla “biz” duygusu yok olur, “ben” ve “sen” kalır.
Aldatma: Güvenin Çöküşü
Aldatma, sadece bir ihanet değil, aynı zamanda sevginin üzerine kurulu güvenin parçalanmasıdır. İlişkiyi ayakta tutan en önemli yapı taşı güvendir. Bir kere kırıldığında, yeniden inşa edilmesi çok zordur.
Aldatma, eşe verilen mesajdır: “Sen bana yetmiyorsun.” Bu cümle kadar ağır bir şey yoktur. Güven zedelendiğinde, sevgi yerini şüpheye bırakır. Ve şüphe, en güzel duyguları bile tüketir.
Bağımlılıklar: İlişkinin Görünmez Rakibi
Alkol, uyuşturucu, pornografi, kumar ya da dijital bağımlılıklar… Bu tür alışkanlıklar zamanla ilişkinin önüne geçer. Partnerinle ilgilenmek yerine bağımlılığını tatmin etmek öncelikli hale gelir.
Daha da kötüsü, bağımlılığı savunmaya başlamak. “Benim stres atma yöntemim bu” gibi bahanelerle sevgili ya da eş geri planda bırakılır. Bir noktadan sonra bağımlılık, ilişkinin gerçek rakibi olur ve çoğu ilişki bu savaşı kaybeder.
Üçüncü Şahısların Etkisi: Biz Yerine Onlar
İlişkilerde üçüncü kişilerin – anne, baba, arkadaş, kardeş – sürekli söz sahibi olması, bağı zedeler. Özellikle evliliklerde “aileler arası” meseleler çiftlerin arasına girer.
Bir eş, sürekli ailesinin ya da arkadaşlarının tarafını tuttuğunda, karşısındaki kişi kendini yalnız hisseder. Bu da güveni ve bağlılığı azaltır. İlişki iki kişi arasında olmalıdır; üçüncü kişiler kararların merkezinde olmamalıdır.
Takdir Eksikliği: Küçük Bir Teşekkürün Gücü
Birinin yaptığı şeyin fark edilmemesi, en çok yoran durumlardan biridir. İster yemek yapmak olsun, ister işe gidip eve para getirmek… İnsanlar, emeğinin görülmesini ister.
Takdir edilmeyen kişi, zamanla yaptığı şeyi görev gibi görür. “Benim kıymetim bilinmiyor” duygusu yerleşir. Halbuki küçük bir “teşekkür ederim” sözü, bazen yıllarca ilişkiyi ayakta tutabilir.
Affedememek: Kalpte Taş Taşımak
Hatalar yapılır, sözler kırıcı olabilir. Ancak affedememek, kalbin içinde sürekli bir diken taşımak gibidir. Affetmeyen kişi, sevgiyi tam anlamıyla yaşayamaz. Çünkü sevgi ve kin aynı anda kalpte barınamaz.
Kırgınlıkların birikmesi, duygusal bağları zayıflatır. Bir noktadan sonra sevgi yerine, sadece hesaplaşmalar kalır.
Mesafe: Fiziksel ve Duygusal Uzaklık
Evet, uzak mesafe ilişkileri zordur ama asıl mesele duygusal mesafedir. Aynı evin içinde olup birbirine uzak hissetmek, en yıpratıcı durumdur.
Birlikte yaşarken bile sohbet etmemek, dokunmamak, hisleri paylaşmamak ilişkinin ruhunu öldürür. Fiziksel yakınlık, duygusal yakınlıkla desteklenmediğinde, aşk yavaş yavaş söner.
İş ve Kariyer: Önceliklerin Yer Değiştirmesi
Kariyer hedefleri, yoğun iş temposu ya da işkoliklik… Bütün bunlar ilişkinin önüne geçtiğinde, sevgi geri planda kalır.
İş elbette önemli; ama işin getirdiği başarılar ya da para, evdeki boşluğu dolduramaz. Eşini ikinci plana atmak, uzun vadede sevgiye büyük zarar verir. Çünkü aşk, “finansal değeri olmayan ama ruhu besleyen” bir önceliktir.
Suçlama Oyunu: İlişkiyi Mahkemeye Dönüştürmek
Sürekli suçlanan bir insan, zamanla yanında olmak istemez. “Sen hep böylesin” ya da “suçlu sensin” gibi cümleler, kişiyi savunmaya iter.
İlişki bir mahkeme salonu değildir. Partnerinizi suçlamak yerine, birlikte çözüm aramak çok daha yapıcıdır. Suçlamaların yerini anlayış almazsa, çiftler birbirinden soğur.
Çaba Eksikliği: Aşkın Bakım İhtiyacı
Belki de en önemli madde budur. Aşk, tıpkı bir bitki gibidir. Sulanmaz, güneş görmez ve özen gösterilmezse solup gider.
Birçok insan “Aşk kendiliğinden sürer” yanılgısına düşer. Oysa aşk her gün yeniden seçilmesi, emek verilmesi gereken bir bağdır. Küçük jestler, sürprizler, ilgi ve şefkat; aşkın gücünü korur. Çaba olmazsa, aşk da olmaz.
Aşkı öldüren şeyler aslında çok basit görünüyor, değil mi? Ama işin aslı, bu küçük gibi görünen detaylar zamanla birikir ve ilişkiyi boğar.
Sevgi sadece his değildir, aynı zamanda bir seçimdir. Her gün yeniden seçmek, emek vermek ve karşındakini anlamak gerekir. Empati kurmak, “ben olsam ne hissederdim?” diye düşünmek, aşkı koruyan en büyük kalkanlardan biridir.
Aşk, bir yolculuktur. Bu yolculuğun uzun ve mutlu olması için; iletişimi kaybetmemek, takdir etmeyi unutmamak ve affedebilmeyi öğrenmek gerekir.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.
[…] önceki yazımda “Aşkı Öldüren 12 Neden: İlişkilerde Görmezden Geldiğimiz Tuzaklar” başlığı altında, ilişkilerde sevgiyi yavaş yavaş tüketen en sık rastlanan sorunları […]