Merhabalar değerli okur,
Sağlıklı ve güzel günlerden geçiyor olmanı temenni ederek başlamak istiyorum sözlerime. Dergimizin toplum sağlığı konusunda 8. ancak totalde 17. sayısı olan dijital yayınlarımızla sizlerle buluşmaktan ötürü oldukça mutluyum. Her yayında olduğu gibi bu sayımızda da sağlıkla ilgili önemli gün ve haftaları es geçmedik. Bu noktada 7-14 Şubat Doğumsal Kalp Hastalıkları Haftası’na değinerek uzman ekip üyelerimiz ve değerli konuklarımızla bir araya geldik. Dergi genel koordinatörü olarak sizlere ülkemizin değerli cerrahlarından biri olan Doç. Dr. Onur Işık’la gerçekleştirdiğim röportajı sunmak isterim.
Doç. Dr. Onur Işık, eğitim hayatı boyunca yaklaşık 1500 kalp ameliyatına katıldı. Kendisi kurduğu İzmir Tepecik Hastanesi’ndeyse bizzat 900 kalp ameliyatı yaptı. Hatta hastanenin kuruluşunun ilk yılında 100’den fazla çocuk kalp ameliyatını gerçekleştirerek Sağlık Bakanı tarafından 2016 yılı ‘Yılın Hekimi’ ödülünü aldı.
Merhabalar Onur Bey, öncelikle yoğun programınızda bana da zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
Bize kendinizden ve çalışma alanlarınızdan bahseder misiniz?
Kurucusu olduğum İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kalp Cerrahisi Kliniğinde eğitim sorumlusu öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Kalp damar cerrahisi uzmanı ve Çocuk kalp damar cerrahisi yan dal uzmanıyım. Ana çalışma alanım çocuklarda doğuştan kalp hastalıklarının tedavisidir. Çocuk kalp cerrahisi alanında literatürde 100’den fazla bilimsel makalem bulunmaktadır. 2006 yılından bu yana çocuk kalp ameliyatları alanında çalışmakta olup 2017 yılından itibaren doçent olarak çalışmalarıma devam etmekteyim.
En fazla ilgilendiğiniz alan nedir ve neden o alana yöneldiniz?
Tüm doğuştan kalp hastalıkları ile ilgili yoğun çalışmalarım bulunmaktadır. Çocuk kalp hastalıkları içerisinde ayrı bir grubu seçmek gibi bir eğilimim olmamasına rağmen; küçük kesiyle yapılan kalp ameliyatları, solunum ve yemek borusuna bası yapan damar anomalileri, koroner arterlerin anomalileri, Nut Cracker ve Median Arkuat Sendromu gibi karın içi anormal seyirli damar anomalileri ek olarak ilgilendiğim alanlardır.
Sizce en tehlikeli olan doğumsal hastalık nedir?
Açıkçası kötü yönetilmiş, geç tanı almış her doğumsal kalp hastalığının yüksek tehlikeli bir boyuta taşınma ihtimali vardır. Birçok çeşit doğuştan kalp hastalığı bulunmaktadır ve bu nedenle asıl kural kalp hastalığı yoktur kalp hastası vardır olmalıdır. Buradan hareketle her kalp hastası kendi özelinde değerlendirilmeli ve tedavi planı o hastaya özgü hale getirilmelidir.
Konu: Doğumsal Kalp Hastalıkları
Doğumsal kalp hastalıklarının sebebi/sebepleri nelerdir?
Doğumsal kalp hastalıkları çok faktörlü olarak bilinmektedir. Biraz daha açacak olursak hamilelikte ilaç, sigara, alkol kullanımı, yine hamilelikte geçirilmiş olan enfeksiyonlar ve radyasyona maruziyet; son olarak da akraba evlilikleri sebepler arasında sayılabilirler.
Yenidoğan bebekte konjenital kalp hastalığı bulguları nelerdir? Aileler bebeklerinde/çocuklarında nelerden şüphelenmelidirler?
Yenidoğan bebeklerde normalden hızlı soluma, kalbin normalden fazla hızlı atması, morarma, bacaklarda nabız olmaması veya zayıf olması, beslenememe, beslenirken çabuk yorulma, beslenirken aşırı baş terlemesi gibi durumlar görüldüğünde mutlakla bir çocuk kardiyoloji doktoruna başvurmaları çok önemlidir.
Tanı koymak -özellikle yeni doğanlarda sizler için zorlayıcı oluyor mu? Tanı koyabilmek adına hangi girişimlerde bulunuyorsunuz?
Açıkçası bize doğuştan kalp hastalığı şüphesi ile başvuran hastalarda tanı koymada güçlük yaşamıyoruz. Günümüzdeki tanı araçları ile klinik deneyimimizi harmanladığımızda doğru tanıya kısa sürede ulaşabilmekteyiz. Tanı basamakları arasında EKG (kalbin elektrik aktivitesini görüntüler), akciğer filmi, ekokardiyografi (kalbin ultrasonu), anjiyo ve bilgisayarlı tomografi sık kullanılan testler arasındadır.
Bir bebeğe anne karnındayken tanı koyabilmek mümkün mü?
Günümüzde fetal ekokardiyografiyle anne karnındaki bebeklerin kalplerinin görüntülenmesi sağlanabilmektedir. Özellikle 18-24. haftalar bu incelemenin yapılması için uygun bir dönemdir.
Çocuklar kaç yaşından itibaren kalp ameliyatı olabilirler?
Prematüre çocuklar dahil olmak üzere tüm yenidoğanlar ve tüm çocuklar kalp ameliyatı olabilirler. Eğer bir prematüre bebeğin ameliyat ihtiyacı olduğu anda ameliyat edilmezse sonu çok üzücü olabilir. Fakat tekrar değiniyorum, tüm yaştaki ve kilodaki hastalar ameliyat ihtiyaçları olduğunda ameliyat olabilirler.
Konjenital kalp cerrahisi öncesi anestezi değerlendirmesi nasıl sağlanıyor? Bir yenidoğan için anestezinin riskleri nelerdir?
Konjenital kalp cerrahisi anestezisi özellikli bir branştır. Bir anestezistin bu konuya kendini adamış olması ve konu üzerinde bilgi ve deneyiminin yeterli olması gereklidir. Aksi takdirde ameliyat başarısının saç ayaklarından bir tanesi eksik kalmış olur. Daha önce de belirttiğim gibi hastalardaki riskleri yenidoğan grubuna göre belirlemek doğru olmaz. Her hastanın kendi özelinde değerlendirilmesi ve hastaya özgü anestezi planlaması yapılması ile risk oranlarında düşme sağlanabilir. Genel olarak anestezi risklerinde; hava yolu zorlukları, damar erişimi zorlukları, uyutucu ve kalp destek ilaçların kişiselleştirilmesi üzerine yoğunlaşılır.
Postoperatif dönemde serviste ve taburculuk sonrasında nelere dikkat edilmelidir?
Ameliyat sonrası bir yoğun bakım dönemi olur. Bu yoğun bakım dönemi sonrasında servis süreci başlar. Serviste geçirilen sürede klinik hemşireleriyle verimli bir diyalogda bulunulması çok önemlidir. Unutmayalım ki, birçok farklı kalp hastalığı ve bu hastalıkların farklı tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Kendi tedaviniz ve nasıl bir yol izlenmesi gerektiği nelere dikkat edilmesi gerektiği servis hemşiresi tarafından tek tek detaylı olarak anlatılır. Eğitimlerde can kulağıyla dinleme gereğinde not alma önemlidir. Çocuğun bakımında diğer bir önemli konu el hijyenidir. Mutlaka sık sık eller yıkanmalı ve ellerimizle çocuğa bir şey taşımamalıyız. Ellerimizle taşıyabileceğimiz gibi üzerimizdeki kıyafetlerle de taşıyabiliriz. Bu nedenle çocuğun bakımını üstlenen aile bireylerinin sık sık hastane kantinine gitmesi, dışarıda dolaşması çok önerilmez. Son olarak dışarıdan ziyaretin çok tehlikeli olduğunu vurgulamak isterim. Dışardan gelenler çok güzel duygularla çok uzak mesafelerden gelebilirler fakat taşıyabilecekleri virüs veya bakteriler hassas iyileşme döneminde işleri alt üst edebilirler.
Konjenital kalp cerrahisinde kapalı prosedür uygulamak mümkün müdür? Sizin güncel yaklaşımlarınız nedir? Çocuk kalp cerrahisinde son yıllarda yer alan yenilikler neler?
Açıkçası kalp cerrahisinde kalp akciğer pompası kullanılan ameliyatlar açık kullanılmayanlarsa kapalı kalp ameliyatı olarak adlandırılır. Bu durumun ötesinde ise küçük kesi kalp ameliyatları erişkin ve çocuk kalp hastalıklarında gün geçtikçe popüler olmaktadır. Çocuk kalp ameliyatlarında küçük kesi ameliyatlarının yapılabilmesi için hastalıkları nispeten kolay düzeltilen grupta yer alıyor olması önemlidir. Çünkü birçok doğuştan kalp hastalığında kesinin kozmetik kaygısından çok hastanın iyi bir kalp ameliyatı geçirip hayatına sağlıklı devam etmesi ön plandadır. Biz de seçilmiş hastalarda son derece küçük kesiler ile onarım ameliyatları yapmaktayız.
Küçük yaşta kalp operasyonu geçiren bir kişiyi ileriki yaşlarda nasıl bir yaşam bekliyor?
Bu konuda net bir bilgi edinebilmek için mutlaka hastalığa özgü olarak konuşmak gereklidir. Doğuştan kalp hastalıkları çok farklı senaryolarla ilerleyebilir. Örneğin bir kez ameliyat olup hayatı boyunca normal bir egzersiz kapasitesine sahip olan bir grup var iken hayatı boyunca hep çok yakın takip edilip belirli zamanda tekrar kalp ameliyatları geçirmesi gereken hastalar da vardır. Doğuştan kalp hastalıklarının geniş yelpazesi olması nedeniyle bu soru kesinlikle hastalık ve hastaya özgü olarak cevaplandığında bir anlam ifade eder.
Anne ya da babasından herhangi biri ya da ikisi de kalp hastası olan her çocuk kalp hastası olma adayıdır diyebilir miyiz?
Genel bir bilgi olarak doğumsal kalp hastalığı 1000 canlı doğumdan 8 tanesinde görülür. Eğer 1. kardeşte kalp hastalığı varsa 2. kardeşte risk normalin 4 katı artmıştır. Benzer olarak annesi veya babası doğuştan kalp hastası olma durumunda da risk çok artar. Bizim hem annesi hem de çocuğa aynı kalp hastalığını taşıyan birçok hastamız oldu ve halen takip etmekteyiz.
Çocuklarda görülen kalp hastalıklarının tedavi uygulamadan kendi kendine iyileşmesi mümkün mü?
Kalp deliklerinin küçük ve masum karakterde olanları vardır. Bu küçük masum delikler herhangi bir ilaç tedavisi veya ameliyat gerektirmediği gibi zamanla da kapanma eğilimi gösterebilirler. Hatta kapanmasalar dahi bir sorun çıkartmazlar. Fakat önemli kalp delikleri ve diğer doğuştan kalp hastalıklarının kendiliğinden, zamanla düzelme eğilimi yoktur. Kalp dayanabildiği kadar dayanmaya çabalar, süreç içerisinde geç kalındıkça kalp genişler, yapısı bozulur akciğerlerde bozulma başlar. Ailelerin her kalp deliğinin veya hastalığının bir olmadığını bilmesi ve komşu/akraba/sosyal çevrede anlatılan konuyla ilgisiz hikayelere kulak asmaması çocuklarının hayatını kurtarabilir. Aksi takdirde bir umut bekleyişinin sonu kalbin yapısının bozulması akciğerlerin zarar görmesi sonrası hüsran olabilir.
Bebekler ameliyat sonrası dönemde doğru beslenme nasıl sağlanmalı?
Genel olarak ameliyat sonrası sık sık azar azar, çocuk zorlanmadan ve aşırı sıvı yükü oluşturulmadan beslenmesini öneriyoruz. Ek olarak gaz yapan, kabız yapan, aşırı tuzlu, alerji yapma ihtimali olan, yutması zor olan besinlerden de uzak durulmasını öneriyoruz. Çocuğun ihtiyacı olan kaloriyi sağlıklı sindirmesi kolay besinlerle almasının iyi bir iyileşme periyodunda önemli olduğunu düşünüyorum.
Doğuştan gelen kalp hastalıklarını önleyebilmek mümkün mü?
Aslında sorunun yanıtı doğuştan kalp hastalıklarının nedenlerinde gizli. Eğer neden sebeplere hamilelik döneminde dikkat edilirse doğuştan kalp hastalıkları riskini düşürmek mümkün olabilir. Fakat eğer sebep sadece anne ve baba genetik havuzuysa çevresel etkenlerin bertaraf edilmesi kalp hastalığı oluşma riskini azaltmayacaktır.
Çocuklara yapılan kalp ameliyatları merkezlerinin nitelik ve nicelik bakımından ülkemizde yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Ülkemiz hem doktorları, hem de hastaneleriyle dünyanın standardını yakalamış ve rekabete tutuşmuş durumdadır. Bu nedenle ülkemiz vatandaşları sistemi doğru kullandıkları, sağlık çalışanlarına kibar davrandıkları, iyi iletişim kurdukları, karşılarındaki cerrahların emeklerine saygı duydukları takdirde üst düzey bir hizmete ulaşabilirler.