Sonbaharın ortası…
Yapraklar sararıyor, hava serinliyor ve sofralarımız artık yazdan kalan hafif tatlardan ziyade içimizi ısıtan, bağışıklığımızı güçlendiren lezzetlerle doluyor. Ekim ayı, doğanın bize sunduğu bu geçiş döneminde hem meyve hem de sebze açısından oldukça bereketli bir ay.
Haydi gelin, Ekim’in en güzel tatlarına birlikte bakalım.
Ekim Ayında Hangi Sebze ve Meyveler Tüketilmeli?
Balkabağı
Ekim ayının en simgesel sebzesi şüphesiz balkabağı. O turuncu rengiyle hem sofraları hem ruhları ısıtır. Balkabağı, yüksek oranda beta-karoten içerir; bu madde vücutta A vitaminine dönüşerek göz sağlığından cilt yenilenmesine kadar birçok fayda sağlar. Üstelik lifli yapısı sayesinde sindirim sistemini düzenler, düşük kalorili olduğu için tatlılarda bile guilt-free bir seçim olabilir.
Soğuk akşamların en güzel eşlikçisi ise fırında tarçınlı balkabağı tatlısıdır, değil mi?
Ispanak
Ekimle birlikte pazarlarda tekrar boy göstermeye başlayan ıspanak, tam bir demir ve enerji deposu.
“Temel Reis gibi güçlü olmak” deyimi boşuna çıkmamış; çünkü ıspanak hem kas hem de kan sağlığı için oldukça değerlidir. İçeriğindeki demir, folik asit ve C vitamini ile yorgunluğu azaltır, bağışıklığı destekler. Üstelik soğuk günlerde zeytinyağlı ıspanak yemeği ya da yumurtalı ıspanak kahvaltılara sıcacık bir dokunuş katar.
Mandalina
Kokusu bile insana mutluluk verir! Mandalina, Ekim ayıyla birlikte sofralara giren en keyifli meyvelerden biridir. C vitamini açısından zengin olan bu minik narenciye, soğuk algınlığına karşı doğal bir kalkan görevi görür. Bağışıklığı güçlendirir, cildi parlatır ve lifli yapısıyla sindirime iyi gelir. Akşam çayının yanında, okuldan dönen çocuklara ya da ofiste küçük bir ara için harika bir atıştırmalıktır.
Limon
Ekim ayında da limon mutfakların vazgeçilmezidir. Soğuk havalar yaklaşırken çayımıza, salatamıza, hatta ılık sabah sularımıza eşlik eder. Limon, C vitamini deposu olmasının yanında vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Bağışıklığı destekler, cildi temizler ve ferahlatıcı kokusuyla zihni canlandırır. Küçük bir tüyo: sabahları bir bardak ılık suya birkaç damla limon eklemek, metabolizmanızı canlandırmanın en basit yoludur.
Ayva
Sonbaharın en zarif meyvesi ayva, artık manav tezgâhlarında boy göstermeye başlar. Katı dokusuyla biraz sabır ister ama piştiğinde ortaya çıkan o mis kokulu lezzet her şeye değerdir. Lif bakımından zengin olan ayva sindirimi düzenler, boğazı yumuşatır ve özellikle kış aylarında öksürüğe iyi gelir. Hem reçeli hem kompostosu hem de klasik “ayva tatlısı”yla evlerde nostaljik bir sıcaklık yaratır.
Nar
Nar, Ekim ayının bereket simgesidir. Tane tane, canlı kırmızı rengiyle adeta yaşam enerjisini temsil eder. Antioksidan yönünden çok güçlüdür; kalp sağlığını destekler, damarları korur ve bağışıklığı güçlendirir. Her tanesi adeta bir vitamin bombası gibidir. Kahvaltıda yoğurdun üzerine, salatalara ya da sade haliyle tüketildiğinde vücuda enerji verir. Bir nevi doğanın “bağışıklık kalkanı”dır.
Ceviz
Ceviz, Ekim ayında yeni mahsulüyle karşımıza çıkar. Kabukları kırılır, taze içiyle hem beyne hem kalbe şifa olur. Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olan ceviz, hafızayı güçlendirir, kolesterolü dengeler ve sinir sistemini destekler. Günde birkaç ceviz tüketmek, özellikle mevsim geçişlerinde zihinsel performans için çok değerlidir.
Turp
Turp gibi zinde olmak deyimi de boşuna değildir! Ekim ayında sofralarda yerini alan turp, bağışıklığı destekleyen en etkili sebzelerden biridir. C vitamini ve potasyum açısından zengin olan turp, vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur ve karaciğeri destekler. Salatalarda, turşularda ya da sade şekilde tüketilebilir. Özellikle siyah turpun bal ile karıştırılarak boğaz yumuşatıcı olarak kullanılması eski ama etkili bir gelenektir.
Kivi
Küçük ama etkisi büyük bir meyvedir kivi. Limon ve portakaldan bile fazla C vitamini içerir, bu da onu bağışıklık destekçileri arasında özel bir yere koyar. Ayrıca lif açısından zengindir ve sindirim sistemini rahatlatır. Uyku düzenini destekleyen serotonin içerdiği için akşam saatlerinde tüketmek de iyi bir fikirdir. Kabuklarıyla yenildiğinde ise ekstra lif ve antioksidan kazanılır.
Kestane
Soğuyan havalarda sokak köşelerinden gelen kestane kokusu, Ekim ayının en güzel habercisidir. Kestane; karbonhidrat, lif ve C vitaminiyle enerji verir, vücut ısısını dengeler. Uzun yürüyüşlerden sonra sıcacık bir kestane hem ruhu hem bedeni ısıtır. Ayrıca demir içeriği sayesinde kansızlığa karşı da destek olur.
Cennet Hurması (Trabzon Hurması)
Tatlı, turuncu ve biraz sabır isteyen bir meyvedir cennet hurması. Olgunlaştığında yumuşacık dokusuyla adeta doğanın tatlısı gibidir. Beta-karoten, potasyum ve lif bakımından zengindir; kalp sağlığını destekler ve sindirimi kolaylaştırır. Aynı zamanda kansızlığa karşı da etkilidir. Kahvaltıda yoğurtla karıştırarak veya tek başına tatlı niyetine tüketmek harika bir seçimdir.
Pırasa
Kış sebzelerine geçişin en lezzetli habercisidir pırasa. A, C, K vitaminleriyle bağışıklığı destekler, lifli yapısıyla sindirimi kolaylaştırır. Kolesterolü düşürür, vücudu arındırır. Zeytinyağlı haliyle sofralarda hafif ama doyurucu bir seçenek olur. Pırasanın mis kokusu evde yayıldığında, insan “gerçekten sonbahar geldi” der.
Ekim ayı, doğanın bedenimizi kışa hazırladığı bir geçiş dönemidir. Bu dönemde soframıza giren her sebze ve meyve aslında birer doğal ilaç gibidir. Taze, mevsiminde ve yerel ürünlerle beslenmek hem bağışıklığı güçlendirir hem de doğayla uyum içinde bir yaşam sağlar.
Unutmayın; doğa her ay bize neye ihtiyacımız varsa onu sunar, yeter ki farkında olalım.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.

