Bu içerikte hemşirelik mesleğinin kutsallık kavramı çerçevesinde değerlendirilmesi, profesyonellik, bilgi, beceri ve insan sevgisiyle şekillenen yönleri ele alınmaktadır.
19 yaşından beri aktif olarak yer aldığım ve artık ikinci evim olan hastanede bu zamana kadar sayısız olay yaşamakla beraber şu sözleri de sıklıkla duymaya başladım.
“Çok kutsal bir iş yapıyorsunuz. Hem bu dünyaya hem öbür dünyaya çalışıyorsunuz. Hemşireler melektir. İnsanlar annelerine-babalarına bakmıyor, maşallah siz ne güzel sahipleniyorsunuz.”
Öncelikle elbette bizlere duyulan saygı ve sevgi bizler de mesleki doyumu arttıran faktörlerden biri. Tüm iş stresine karşın yaptığımız her şeyin en azından bir şeylere değiyor hissi oldukça güzel. Çünkü yaptığımız işin her ayın 15’inde gidip maaş çekmekten ibaret olmadığının ben de şahsen farkındayım.
İşte tam da bu yüzden ben, pek çok meslektaşımın aksine, kutsal bir iş yaptığımızı düşünmüyorum.
Hemşirelik, hekimin tedavisi ve tavsiyesinin yanında hastaların sağlıklarını iyileştirmeye çalışarak onlara bakım sağlayan; yönetim, eğitim, araştırma ve danışmanlık gibi rolleriyle 4 yıllık lisans eğitimini başarıyla tamamlayan bireylerin yapabileceği profesyonel bir meslektir. Elbette hemen hemen her gün bir yaşama dokunmak, hayat kurtarmak ve insanların yaşama tutunmasını sağlamak bir yerde zaten ödüllendirici. Dedim ya maaş alıyoruz.
Kutsal bulduğunuz ve icra ettiğiniz hangi eylemin karşılığını beklersiniz ki?
Kutsal dediğimiz şey, güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gerektiği düşünülen; bozulmaması, dokunulmaması gereken ve üstüne titrenilen değerler bütünüdür. Bizlerse, en yapabileceğimize inandığımız mesleğimizi icra ediyoruz ve bunun bir karşılığıysa maddi olarak bizlere sunuluyor. Ha hakkımızı karşılar ya da karşılamaz bu farklı bir tartışma unsuru; ancak ne olursa olsun inançsal olarak rıza kazanmak maksadıyla yapmadığımız bu meslek bu bakımdan bir kutsallık kazanmaz.
Alanın pek çok duayeni; hemşireliğin temelinde insan sevgisi, şefkat, bilgi ve beceriyle yoğrulmuş kutsal bir meslek olduğu yorumunda bulunuyor. Elbette insanı sevmeden insanlarla çalışamazsınız. Hastanede karşılaştığınız her insanın en az bir derdi var. Belki kendinin belki de en sevdiklerinin derdi. E bu insandan sağlıklı bir iletişim kanalı kurmayı bekleyemezsiniz. İllaki bir yerde pürüz yaşamanız mutlak bir olasılık.
İletişimde sağlıklı bir diyalog kurabilmek, sabretmek, alttan almak… Bunlar çoğu kez yaşadığımız durumlar ve elbette ki insana olan saygı ve sevgi sayesinde altından kalkabileceğimiz olgular.
Şefkat… Tartışılır bir his. Öncelikle kadın erkek şefkat kıyasına girsek, bir kadının annelik güdüsüyle daha baskın hareket edebileceğini göz ardı edemeyiz.
Buradan baktığımızda şefkatli davranmak sadece kadın hemşireye özgü gibi durur ki bu da pek çok erkek meslektaşımıza haksızlık olur. Bence meslek nitelikleri arasında sunulması doğru durmuyor. Ancak insana, insanca, “önce insan” diyerek yaklaşmanın temelinde belli değer yargılarının bulunması elbette şart.
Mesleğimiz, “Ya pardon işlem hatası yapmışım” diyebileceğimiz bir iş değil. Bir hatanın bedeli insan hayatına mal olabilecekse eğer, bireylerin bilgi ve becerileri tam ve her zaman güncel olmalıdır.
Açıkçası pek çok meslektaşımın iş imkanı ya da aile talebi için bu mesleği seçtiğinin farkındayım. Sonradan yaptığı işi sevenlerin yanında hiçbir zaman bu işi sevmeyenlerin de olduğunun da.
Eminim ki, sevmek ya da sevmemek işi icra etme durumumuzu etkiliyor ve karşı taraf bunu oldukça net fark ediyor. “Keşke herkes sizin gibi olsa” diyenler kadar, “Ya nöbette bu hemşire mi varmış tüh” diyenler de var, var olmaya da ne yazık ki sistemsel kurbanlar olarak devam edecekler.
Haklarında ilk söylemlerde bulunulan hemşireler için manevi doyum artacakken ne yazık ki ikinci söylemlerde bulunulan hemşireler için bu durum her ayın 15’inde bankamatikte en ön sırada olan kişiler olmaktan öteye taşınmayacak.
Her ne olursa olsun ikisi de hemşire. İşini ister sevilerek isterse sevilmeyerek icra etsin, hiç önemli
değil.
Bence önemli olan; bilgi, becerisine ve insan onuruna yakışır şekilde işini yapması. Ha bir hemşire sırf seviliyor veya her işinize koşuyor diye daha görevli, daha sorumlu ya da daha kutsal
değildir.
Kutsallık, yaratıcıya yaklaşanların sahip olduğu bir nitelik olmakla beraber yalnızca yaratıcının rızasını almayı amaçlayan kişilerin davranışlarıyla sınırlı kalmalıdır.
Her türlü olumsuzlukta, maddi ve manevi zorlukta ülkemizin her köşesinde, insan hayatının kutsallığından ödün vermeksizin, her türlü özveri ve gayretle mesleğini icra etmeye çalışan tüm meslektaşlarımın 12 Mayıs Hemşireler Günü’nü kutluyorum.
Simbians Platformu‘nda daha iyi olmanız için sağlık profesyonelleri olarak sağlık içerikleri üretiyoruz. Platformumuza kayıt olarak hastalıkları ve tıbbi yazarları takip edebilirsiniz.