Karen Foli’nin hemşirelerin psikolojik travması üzerine geliştirdiği orta düzey teori, ilk olarak 2019 yılında yayınlanan çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır. Bu teori, hemşirelerin travmatik deneyimlerinin kapsamını ve etkilerini anlamak için geliştirilmiş ve hemşirelerin travmayla başa çıkma süreçlerine ilişkin önemli bilgiler sunmuştur. Teori, hemşirelerin yaşadığı çeşitli travma türlerini ve bu travmaların mesleki ve kişisel yaşamlarına olan etkilerini incelemektedir.
Psikolojik Travma
Hemşirelerin psikolojik travmalarına ilişkin orta düzey teoriyi anlamak için öncelikle psikolojik travma tanımını kabul etmek gerekmektedir. Madde Bağımlılığı ve Ruh Sağlığı İdaresi (SAMHSA), psikolojik travmayı 3E modeli ile tanımlamaktadır.
“…yoğun fiziksel ve psikolojik stres reaksiyonlarına neden olan deneyimler. Bir kişinin fiziksel ve duygusal olarak zararlı veya tehdit edici olarak deneyimlediği ve bireyin fiziksel, sosyal, duygusal veya ruhsal sağlığı üzerinde kalıcı olumsuz etkileri olan tek bir olayı, birden fazla olayı veya bir dizi durumu ifade edebilir.”
Psikolojik Travmanın Unsurları
Olay
Psikolojik travma, belirli bir olayın meydana gelmesiyle başlar. Bu olay, bireyde bir dizi biyolojik ve psikolojik tepkiye neden olur. Her birey, bu olayı psikolojik yaralanmaya neden olabilecek bir deneyim olarak yorumlar.
Deneyim
Olayın birey tarafından nasıl deneyimlendiği, psikolojik travmanın etkilerini belirler. Bu deneyim, travma sonrası büyüme ya da TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) potansiyeli gibi sonuçlar doğurabilir.
Etkiler
Psikolojik travma, bireyin fiziksel, sosyal, duygusal veya ruhsal sağlığı üzerinde kalıcı olumsuz etkiler bırakabilir. Travma, beynin psikolojik hasara verdiği tepki nedeniyle nörobiyolojik değişikliklere de yol açabilir.
Travmanın Kaynakları ve Etkileri
Erken Dönem Travmaları
İnsanlık travması, bireylerin mesleki unvanlarına bakılmaksızın onları etkileyen yaralanmalardır. Bu tür travmalar, erken yaşlarda, olumsuz çocukluk deneyimleri olarak ortaya çıkabilir ve yaşam boyu etkisini sürdürebilir.
Yaşam Boyu Travmalar
Hayatın ilerleyen dönemlerinde, önemli kişilerin kaybı, kişiye karşı işlenen suçlar (şiddet içeren ve şiddet içermeyen) ve diğer öngörülemeyen olaylar da travmaya neden olabilir.
Hemşirelerin Psikolojik Travma Türleri
Hemşirelerin psikolojik travmasına ilişkin orta düzey teori, hemşirelerin bakım verirken deneyimleyebileceği yedi travma türünü kavramsallaştırır.
Dolaylı ve İkincil Travma
Dolaylı Travma: Empati ve hastanın acısını paylaşma yoluyla ortaya çıkan psikolojik yaralanma türüdür. Bu travma, bakıcının dünya görüşünü etkileyebilir.
İkincil Travmatik Stres: Doğrudan bakım sağlayanlar tarafından, bir başkasının travmasını yaşarken deneyimlenir. İkincil travmatik stres, kaçınma, izinsiz giriş ve uyarılma gibi “travma sonrası stres bozukluğu benzeri semptomlar” ile ilişkilendirilmiştir.
Tarihsel ve Kuşaklararası Travma
Geçmişte yaşanan travmatik olayların etkileri, nesiller boyunca aktarılabilir. Hemşireler, bu tür travmaları deneyimleyen hastalarla çalışırken, tarihsel travmanın yükünü de hissedebilirler.
İşyerinde Şiddet
Hemşireler, işyerinde fiziksel veya sözlü şiddete maruz kalabilirler. Bu tür şiddet, hemşirelerin psikolojik sağlığı üzerinde derin olumsuz etkiler bırakabilir.
Sistem/Tedavi Kaynaklı Travma
Sağlık sistemindeki yetersizlikler veya yanlış uygulamalar nedeniyle hemşirelerin yaşadığı travmalardır. Bu travma, hemşirelerin iş tatminini ve mesleki bağlılığını olumsuz etkileyebilir.
Yetersiz Kaynak Travması
Hemşireler, hasta bakımı için gerekli kaynakların yetersiz olduğu durumlarda büyük bir stres altında çalışırlar. Bu durum, hemşirelerin tükenmişlik ve psikolojik travma yaşamalarına yol açabilir.
İkinci Mağdur Travması
Tıbbi hatalar veya beklenmedik olaylar sonucunda, hemşireler kendilerini ikinci mağdur olarak hissedebilirler. Bu travma türü, suçluluk ve özsaygı kaybı gibi duygusal tepkilere neden olabilir.
Felaketlerden Kaynaklanan Travma
Doğal afetler, salgınlar veya büyük kazalar gibi felaket durumlarında, hemşireler yoğun stres ve travma yaşayabilirler. Bu tür olaylar, hemşirelerin mesleki ve kişisel yaşamlarını derinden etkileyebilir.
Kuramın Ana Bileşenleri
Travmatik Deneyimler
Hemşireler, hastaların acıları, ölümleri ve diğer ağır sağlık sorunları ile sürekli karşı karşıya kaldıkları için travmatik deneyimler yaşayabilirler. Bu tür olaylar, akut veya kronik travma olarak sınıflandırılabilir.
Psikolojik Etkiler
Travmatik deneyimlerin bir sonucu olarak hemşireler, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), ikincil travmatik stres ve tükenmişlik gibi psikolojik etkiler yaşayabilirler. Bu etkiler, hem kişisel hem de mesleki yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebilir.
Baş Etme Mekanizmaları
Hemşireler, yaşadıkları travmatik olaylarla başa çıkmak için çeşitli mekanizmalar geliştirebilirler. Bu mekanizmalar arasında sosyal destek arayışı, stres yönetimi teknikleri ve profesyonel yardım alma yer alabilir.
Organizasyonel Faktörler
İşyerindeki organizasyonel faktörler, hemşirelerin travmatik deneyimlerle başa çıkma becerilerini etkileyebilir. Destekleyici bir iş ortamı, uygun iş yükü dağılımı ve erişilebilir psikolojik destek hizmetleri, travmanın etkilerini azaltmada önemli rol oynar.
Kişisel Faktörler
Hemşirenin kişisel geçmişi, kişilik özellikleri ve mevcut yaşam koşulları, travmatik deneyimlerin etkisini belirleyebilir. Örneğin, daha önce travmatik deneyimler yaşamış olan hemşireler, yeni travmalara karşı daha hassas olabilirler.
Kuramın Önemi
Karen J. Foli’nin teorisi, hemşirelerin travmatik deneyimlerinin ve bu deneyimlerin psikolojik etkilerinin daha iyi anlaşılmasını sağlar. Bu teori, hem hemşirelerin bireysel başa çıkma stratejilerini geliştirmelerine yardımcı olur hem de sağlık kurumlarına hemşirelerin desteklenmesi için uygun politikalar geliştirme konusunda rehberlik eder (Foli,2019).
Uygulama Alanları
Eğitim
Hemşirelik eğitim programlarına, travmatik deneyimlerle başa çıkma stratejileri ve psikolojik destek yöntemleri hakkında dersler eklenebilir.
Klinik Uygulamalar
Sağlık kuruluşları, hemşirelere yönelik psikolojik destek programları ve travma farkındalık eğitimleri düzenleyebilir.
Teoride hemşireye özgü travmaların ikinci türü tarihsel ve kuşaklararası travmadır. Nesiller arası travma, nesiller boyunca aktarılan ve tarihsel olaylardan ve iktidar bağlamlarından etkilenen, ezilen bir grup olarak hemşireler de dahil olmak üzere bir nüfusa veya gruba özgü olabilir. Kellermann31’in Holokost’tan sağ kurtulanlarla yürüttüğü çalışmaya dayanarak travmanın aktarımı daha net hale geliyor.
Travmanın tanımları ebeveynden çocuğa aktarılıyor. Uzun süredir ırksal ve etnik eşitsizliklere maruz kalan gruplar, aynı zamanda güncel bir konu olan nesiller arası travma da yaşamıştır. Hemşirelerin kendileri de baskı altındaki bir grup olarak görülebilir ve bu baskı, yeni hemşirelere zorbalık ve kabalık şeklinde aktarılabilir. Bunun hemşireler olarak bize nasıl yansıdığı Paulo Freire’nin çalışmasıyla desteklenmektedir. Freire’nin ezilen halkların otoriteyle karşı karşıya kaldıklarında nasıl sessiz kaldıklarına ve susturulduklarına dair teorisi. Tarihsel olarak bir örgütün çalışanı olan hemşireler, gruplandırıldıkları ve anonimleştirildikleri hegemonik bir alan içerisinde yer alabilirler. Kendileri de mazlum hastalara bakan mazlum bir grup haline geliyorlar.
Travma Sonrası Büyüme
Travma sonrası büyüme, bireylerin psikolojik travmadan olumlu sonuçlar çıkarmasına olanak tanır. Bu süreçte birey, travmanın varlığından önce mevcut olmayan bir psikolojik alana doğru hareket eder. Travma sonrası büyüme, başkalarına karşı artan şefkat ve empati ile sonuçlanabilir ve bu da hemşirelerin travmaya dayalı bakımlarında önemli bir rol oynayabilir. Hemşirelerin travmatik deneyimleri, zihinsel sağlık sorunlarından mesleki değişime kadar geniş bir yelpazede olumsuz sonuçlar doğurabilir. Ancak, dayanıklılık ve travma sonrası büyüme gibi olumlu sonuçlar da mümkündür. Hemşirelerin travmalarıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak ve dayanıklılıklarını artırmak için uygun destek ve kaynaklar sağlanmalıdır. Bu şekilde, hemşirelerin travma deneyimlerinden olumlu sonuçlar çıkararak mesleklerinde başarılı olmaları teşvik edilebilir.
Dayanıklılık ve Travma Yönetimi
Dayanıklılık, içsel bir varlık olarak çerçevelendiğinde, hemşirelerden sıklıkla başa çıkma becerilerini geliştirmeleri ve kullanmaları, travmaya tepki olarak “kendini iyileştirmeleri” istenir. Ancak bu yaklaşım, travmadan kurtulmanın yalnızca bir boyutudur. Hemşirelerin karşılaştıkları travma kaynaklarının çoğu kontrolleri dışındadır, ancak sağlık kuruluşlarındaki karar vericilerin kontrolünde ve önlenebilir nitelikte olabilirler.
Travmaya Dayalı Bakım
Bireyler, dayanıklılık ve travma sonrası büyüme yoluyla güçlendikçe, başkalarına karşı şefkat gösterme potansiyeli artar. Hemşirelerin psikolojik travmasına ilişkin orta düzey teori, travmaya dayalı bakımın hemşireleri, diğer sağlık çalışanlarını, hastaları ve diğer önemli kişileri kapsayan geniş bir yaklaşıma sahip olmasını sağlar. Travmaya dayalı bakıma ilişkin literatürün sentezinde, Reeves, güven veren sağlayıcı-hasta ilişkisini içeren temaları belirlemiştir. Bu tür ilişkiler, hemşirelerin deneyim ve davranışlarına travma odaklı bir perspektiften bakıldığında ve hemşirenin bakım alıcı ve verici olarak belirli bir karşılıklılık içinde olduğunda organik olarak gelişebilir.
Simbians platformuna üye olarak sağlık ve verimlilik kategorilerini takip edebilirsiniz.