Bu yazımda hipotansiyon nedir, neden olur, belirtiler nelerdir konularına değinerek ve bizim yoğun bakımda uyguladığımız girişimlerden bahsetmek istiyorum.
O zaman en baştan tansiyon nedir sorusuyla başlayalım.
Tansiyon Nedir?
Kalp vücudun ana motoru olarak damarlara kan pompalarken belli bir basınç oluşturur bu basınca kan basıncı veya bilinen haliyle tansiyon denilir. Doku ve organların kanlanması için kalp her kasıldığında damarlara giden kanla oluşan basınç sistolik veya büyük tansiyon olarak bilinir. Kalp gevşediğinde damarlarda kalan basınca da diyastolik yani küçük tansiyon denilir. Tansiyon mmHg cinsinden ölçülür. Normal sistolik basınç 90-120 mmHg aralığında diyastolik basınç ise 60-80 mmHg aralığındadır. Kan basıncı ölçümü sırasında koşullar da sonucu etkileyebilir. Örneğin yürüme veya efor harcamada değerler yüksek çıkabilir bu yüzden 5 dakikalık dinlenmeden sonra ölçülmesi daha doğru sonuç verir. Bu değerlerden yüksek ölçümler hipertansiyon, düşük ölçümler de hipotansiyon olarak adlandırılır. Şimdi birlikte hipotansiyon durumuna bakalım.
Hipotansiyon Nedir?
Düşük tansiyon olarak bilinen hipotansiyon, kan basıncının sistolik 90 , diyastolik 60 mmHg değerlerinin altında olmasını ifade eder. Tansiyonu tanımlarken kanın pompalama gücüyle oluşan basınç şeklinde ifade etmiştik peki bu basınç düşük olduğunda doku ve organlara yeterli kan gidiyor diyebilir miyiz. Hayır. Yaşamsal fonksiyonları etkileyen sorunlar ortaya çıkabilir. Peki bu belirtiler nelerdir?
Hipotansiyon Belirtileri?
İnsan vücudu genellikle kan basıncını otomatik olarak dengelemeye kontrol etmeye çalışır. Bunun için kalp atış hızını arttırır, kan damarlarını daraltarak, suyun atılımını azaltmak gibi durumlarla dengelemeye çalışır. Fakat belirtiler ortaya çıkıyorsa bu vücudun olayla baş edemediğini gösterebilir. Düşük tansiyonda vücut dengelemeyince ortaya bazı belirtiler çıkar.
Peki, hipotansiyon belirtileri nelerdir?
- Kalp atış hızının çok yavaş veya hızlı olması
- Baş dönmesi, sersemlik hissi
- Bulantı -kusma
- Yorgunluk, halsizlik hissi gibi belirtiler görülebilir.
Bazı hastalar tansiyon ölçümü yapmadan belirtiler göstermedikleri için hipotansiyon durumunu fark etmeyebilir. Belli aralıklarla ölçüm yapmak kontrol etmek önemlidir.
Hipotansiyon Çeşitleri Nelerdir?
Ortostatik Hipotansiyon
Oturur durumdan birden ayağa kalkınca vücut pozisyon değişikliğinden oluşan baş dönmesi, gözlerin kararmasına yol açan postural hipotansiyon da denilen durumdur. Hastaları mobilize ederken oncelikleyatak kenarında oturtup karşıya batırarak bir kaç dakika alışması sonrasında kalkıp destekle yürütülmesi önüne geçmek için uygulanabilecek bir adımdır.
Sinirsel Aracılı Hipotansiyon
Uzun süre ayakta durulduğunda baş dönmesi ve baygınlık hissi gibi belirtiler gösteren durumdur.
Şoka Bağlı Hipotansiyon
Travma, zehirlenme, büyük alanlı yanıklar,kan kaybı gibi şoka neden olan durumlarda oluşan hipotansiyon hayatı tehdit edicidir. Acil müdahale edilmesi uygun sıvı replasmanlarının yapılması gereken durumdur.
Kontrollü Hipotansiyon
Ameliyat esnasında büyük girişimlerde veya damarlara yakın durumlarda ameliyat sırasında kan kaybını minimuma düşürmek için uygun ilaçlarla kontrollü olarak kan basıncının düşürülmesidir.
Hipotansiyon Durumunda Neler Yapılır?
Öncelikle hipotansiyona neden olan durumun bulunması gerekir. Mesela bir travma sonucu azalan kan hacmi veya kaybedilen sıvıya bağlı hipotansiyon gelişebilir veya kalp rahatsızlıklarından dolayı da oluşabilir. Belirlenen duruma göre sıvı replasmanı veya farklı kardiyak tedavilerle durum düzeltilebilir.
Yoğun bakımda hipotansiyon durumunda neler yapiyoruz?
Yoğun bakımda hastalar monitörize olduklarından saatlik takipler ile hastaların durumu sık olarak kontrol edilir. Bu hastalarda tansiyonun ortalama değeri olan mean değeri de kayıt edilir monitörden ölçümler ile. Hastalarda mean değeri 60 ve altında olduğunda doktora bildirilerek ilk olarak ilaç tedavisinden önce bolus izotonik infüzyonu gönderilir. Bu sıvı yüklemesi eksik sıvının yerine konulması kalbin pompalama gücünün normale dönmesine yardımcı olur. Sıvı yüklemesinden sonra bir kaç ölçüm kontrol edildiği halde hala mean değeri 60 ve üstüne çıkmıyorsa doktor tarafından order edilen steradin infüzyonu başlatılıp destekli şekilde takibi yapılır.
Steradin nedir nasıl hazırlanır?
Steradin İnfüzyonu
Steradin= bimefrin=cardenor dediğimiz flakon veya ampul şeklinde olan bir ilaçtır. Aktif maddesi noradrenalin olan güçlü bir vazokonstrüktör yani damarları daraltan bir ilaçtır. Peki nasıl hazırlanır?
Steradin perfüzör dediğimiz cihaz ile 50 lik enjektör ve line ile 0.1-1 mcg/kg/dk şeklinde uygulanır. 25 mg steradin var elimizde bunu çekip üstüne 25 ml izotonik ekleyerek 50 ml tamamlayarak perfüzör de doz ayarında kiloya göre ayarlanıp uygulanır. Steradini sürüklemesi için düşük dozlarda izotonik infüzyonu da açılabilir. Hastanın takipleri sonucu mean degeri yükselir ve birkaç ölçüm sonucu iyi giderse steradin dozu düşürülmeye çalışılır veya halen yükselme görülmezse doz yavaş yavaş yükseltilip birkaç ölçüm şeklinde takip edilmesi gerekir. Hemen düşük ölçtü dozu yükseltmek olmaz bir kaç ölçüm beklenildikten sonra müdahale edilmelidir.
Bunun yanında hastanın var olan tedavileri uygulanırken hızlı gönderilmemesi gerekir çünkü var olan steradin infüzyonu da beraberinde sürükleyebileceği için hemen değer yüksek diye dozu düşürülmeden birkaç ölçüm takip edilmesi gerekir. Hazırlanan steradin infüzyonu günlük olarak setinin değiştirilmesi ge rekir.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.