Bir sabah uyanıyorsunuz, pencerenizi açıyorsunuz ve dışarıda puslu, isli bir hava… İçinizi hafif bir korku kaplıyor. Belki çok uzakta bir yerde ağaçlar yanıyor. Belki o ağaçların altında bir tavşan yavrusu kaçacak delik arıyor. Belki de o duman, binlerce kilometre ötede bile sizin ciğerinize kadar ulaşıyor.
Ve evet, bu artık yalnızca doğayı değil, hepimizi yakından ilgilendiriyor.
Son yıllarda dünya genelinde yaşanan orman yangınları sıradan bir doğa olayı değil. Bilim insanları net konuşuyor: 2006 ile 2020 yılları arasında yalnızca ABD’de iklim değişikliğinin tetiklediği orman yangınları, 15.000’den fazla erken ölüme yol açtı.
“Yangınlar Sönüyor Ama Biz Yanıyoruz”
Nature dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, bu ölümler bir anda olmuyor. Çünkü bu yangınlar, etrafa zehirli hava parçacıkları (PM2.5) saçıyor. Bu parçacıklar görünmüyor, ama ciğerlerimizin en derinine kadar iniyor. Kalp krizi riskini artırıyor, nefesimizi kesiyor, kronik hastalıklara davetiye çıkarıyor. Özellikle yaşlılar, çocuklar ve solunum rahatsızlığı olanlar için durum çok daha ciddi.
Şöyle düşünün…
Her yıl binlerce insan sigara içmemesine rağmen, yangın dumanı nedeniyle sanki bir paket sigara içmiş gibi etkileniyor.
Bu Sadece Sağlık Sorunu Değil, Ekonomik Felaket
Bu ölümlerin ve hastalıkların bedeli yalnızca kişisel acılarla sınırlı değil.
Bilim insanları, orman yangınlarının sağlık üzerindeki ekonomik maliyetinin 160 milyar dolar olduğunu söylüyor.
Bu, tedavi masrafları, iş gücü kaybı, psikolojik etkiler, ilaç kullanımı ve daha nicesi demek. Düşünsenize… Doğanın dengesini bozmak, aslında ceplerimizi de boşaltıyor.
En Çok Neresi Etkilendi?
Bu acı tablonun en karanlık yüzü Batı Amerika’da, özellikle Kaliforniya ve Oregon eyaletlerinde yaşandı. Bu bölgeler, sıcaklıkların arttığı, kuraklığın yaygınlaştığı, ormanların birer birer alevlere teslim olduğu yerler.
2020 yılı ise tam bir felaket yılıydı.
O yıl yaşanan devasa yangınlar — özellikle İşçi Bayramı’na denk gelen zamanlarda — tüm ülkeyi kasıp kavurdu.
2020 yılında yaşanan yangınlara iklim değişikliği nedeniyle gerçekleşen ekstra ölümlerin %35’i atfediliyor.
Yani yalnızca o yıl, binlerce insan dumanı soluyarak hastalandı ya da hayatını kaybetti. Ama biz bunu haberlerde birkaç saniyelik görüntülerle geçiştirdik…
Bu Gidişat Değişebilir mi?
Bu tablo karamsar gibi görünebilir ama aslında hâlâ yapılabilecek çok şey var.
Çünkü bu sadece doğayla ilgili bir mesele değil. Bu, nefes alan her insanın meselesi. Hepimizin evinde bir pencere var. O pencerenin ardından bakacağımız bir doğa, bir gökyüzü, bir çocuğumuz olsun istiyorsak bazı adımları artık erteleyemeyiz.
- Fosil yakıt tüketimini azaltmak
- Ormanları korumak ve yeniden ağaçlandırmak
- Şehirlerde hava kalitesini izlemek
- Halk sağlığı sistemlerini güçlendirmek
- Yangınlara karşı erken uyarı sistemlerini yaygınlaştırmak
Doğa İmdat Diyor, Duyan Var mı?
İklim değişikliği soyut bir kavram değil. Evimizin penceresinden içeri giren dumandır artık. Çocuğumuzun koştuğu parkta eksilen oksijendir. Kalbimizdeki çarpıntıdır, geceleri öksürerek uyanmamızdır.
Evet, ormanlar yanıyor.
Ama unutmayalım. Biz de o ormanların bir parçasıyız.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.
Kaynaklar
Law, B. E., Abatzoglou, J. T., Schwalm, C. R., Byrne, D., Fann, N., & Nassikas, N. J. (2025). Anthropogenic climate change contributes to wildfire particulate matter and related mortality in the United States. Communications Earth & Environment, 6(1), 336.