Bu içerikle, organlarımızın ölüm sonrası ne kadar süre canlı kaldığını, her organın neden farklı bir zaman aralığında yaşadığını ve organ bağışında zamanlamanın neden hayati önem taşıdığını öğreneceksiniz.
Ölüm, biyolojik bir süreç olarak düşündüğümüzde sanıldığından çok daha “yavaş” ilerliyor. Tıbben ölüm gerçekleşse bile, vücudumuzdaki bazı organlar bir süre daha canlılıklarını korumaya devam eder. İşte bu süreler, organ bağışı için altın değerindedir.
Birçok insanın bilmediği gerçek şu.
Ölüm anı, vücuttaki her şeyin aynı anda durduğu bir an değildir.
Bazı organlar dakikalar içinde yaşam belirtilerini yitirirken, bazıları saatlerce hatta günlerce canlı kalabilir.
Bu yazımda, ölüm sonrası organların canlı kalma sürelerini ve bu sürelerin neden önemli olduğunu anlatacağım.
Organlarımız Öldükten Sonra Kaç Saat Daha Yaşar?
Kalp — 4–6 Saat
Kalp, oksijene en bağımlı organlardan biri olduğu için ölümden sonra en hızlı “kapanan” organlardan biridir. Ancak soğutma işlemi doğru yapılırsa, nakil için 4–6 saatlik bir pencere vardır.
Neden bu kadar hızlı bozulur?
Kalp kası hücreleri oksijensizliğe tahammülsüzdür. Dolaşım durduğunda, kalp hücreleri birkaç dakika içinde hasar almaya başlar; ancak soğutma sayesinde metabolizma yavaşlatılarak canlılık korunur.
Kalp her zaman “ilk koşulan” organdır. Ambulanslar, helikopterler, ekipler… Tüm süreç saatlerle yarışır.
Akciğer — 4–8 Saat
Akciğerler yumuşak dokulu, hassas organlardır. Bu yüzden çok hızlı bozulurlar.
Neden bu kadar hassas?
Oksijen alışverişini sağlayan alveoller ince yapılıdır ve ölüm sonrası kolayca zarar görür.
Uygun soğutma ile 4–8 saat canlı kalabilir.
İlginç bir bilgi paylaşmak istiyorum. Son yıllarda “EVLP” denilen özel cihazlar, akciğerleri vücut dışında da bir süre çalışır halde tutabiliyor. Bu teknoloji sayesinde akciğer nakillerinin başarı şansı artıyor.
Karaciğer — 8–12 Saat
Karaciğer, dayanıklılığıyla bilinir. Diğer organlara göre oksijensizliğe biraz daha tolerans gösterir.
Neden daha dayanıklı?
Çünkü içindeki glikojen depoları ve metabolik tampon mekanizmaları ölüm sonrası bir süre daha çalışmaya devam eder.
Nakil için8–12 saat aralığı altın standarttır.
Pratikte ne anlama geliyor?
Uzaktaki bir şehre taşınması nispeten daha kolay olan organlardan biridir.
Pankreas — 12–24 Saat
Pankreas, özellikle diyabet hastaları için hayat kurtarıcı bir organdır.
Ölüm sonrası dayanıklılığı:
Uygun soğutma ile 12–24 saat canlılığını koruyabilir.
Neden bu kadar uzun?
Pankreas düşük metabolik hızda çalışan bir organdır. Bu da oksijensizliğe karşı daha dayanıklı olmasını sağlar.
Nakil için avantajı oalrak ekipler daha planlı ve kontrollü çalışabilir.
Böbrek — 24–36 Saat
Böbrekler ölüm sonrası en uzun süre dayanabilen organlardan biridir.
Neden bu kadar dayanıklı?
Çünkü böbrek dokusu oksijen yoksunluğunda bile bir süre daha “bekleyebilir” yapıya sahiptir. Ayrıca taşınması ve korunması diğer organlara göre daha kolaydır.
Nakil için 24–36 saate kadar canlı kalabilir.
Bu ne sağlar?
Nakil ekipleri için daha esnek bir zaman dilimi ve daha geniş coğrafi imkan yaratır.
Kornea — 5–7 Gün
Evet, yanlış okumadın: Kornea günlerce canlı kalabilir.
Neden bu kadar uzun?
Kornea, vücuttaki diğer organlar gibi yoğun damarlanmış bir yapı değildir. Bu nedenle oksijene olan bağımlılığı düşüktür.
Nakil için 5–7 gün arasında kullanılabilir.
Bu ne demek? Kornea bağışı hayat kalitesini doğrudan değiştiren bir bağıştır. Gören bir dünyayı yeniden mümkün kılar.
Doku ve Deri — Haftalarca
Doku, deri, kemik, tendon gibi yapılar ölüm sonrası haftalarca kullanılabilir durumda kalabilir.
Neden?
Çünkü metabolik aktiviteleri çok düşüktür. Özellikle doğru şekilde dondurulduklarında uzun süre saklanabilirler.
Nerede kullanılır?
-
Yanık tedavileri
-
Travma onarımları
-
Rekonstrüktif cerrahi
-
Ortopedik operasyonlar
Bu tür bağışlar çoğu zaman “ikinci planda” gibi görünse de, aslında yüzlerce kişinin hayatını ve yaşam kalitesini etkiler.
Peki, bu süreler neden bu kadar önemli?
Organ naklinde başarı oranını belirleyen en kritik faktör “zaman”dır. Her organın bir “altın zamanı” vardır ve bu zaman kaçırıldığında organ işlevini yitirir.
En yüksek başarı oranı, beyin ölümü sonrası yapılan bağışlarda görülür.
Çünkü;
-
Organlar hala oksijenlenir.
-
Kan dolaşımı devam eder.
-
Hücre hasarı minimumdur.
Bu nedenle beyin ölümü sonrası organ bağışı, tıpta hayatı değiştiren bir pencere açar.
Bir organ bağışı, birden fazla kişinin hayatına dokunabilir.
-
Bir kalp bir insanın yaşamını geri verir.
-
Bir kornea bir başkasına dünyayı geri verir.
-
Bir böbrek, yıllardır diyalize bağlı birine özgürlüğünü geri verir.
Organ bağışı bir iyilik değil; bir yaşam armağanıdır.
Bu bilgiyi bilmek, paylaşmak, konuşmak çok değerli. Çünkü bir gün, belki de hiç tanımadığınız birinin hayatının dönüm noktası siz olabilirsiniz.
Organ bağışı formunu doldurmak, atacağınız en anlamlı adımlardan biri olabilir.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.

