Çocuklarda görülen inflamatuvar bağırsak hastalık olan Crohn hastalığını elimden geldiğince siz değerli okurlarımıza anlatarak bilgi paylaşımı yapmaya çalışacağım. Böylelikle siz okurken ben de araştırırken kendimi geliştirmiş olacağım.
Okumaya başlamadan önce, okuma sırasında anlamayı güçlendirme adına bilinmesinde fayda olabilecek kelimelere dilerseniz göz atabilirsiniz.
İnflamatuar: Bağışıklık sistemi üzerinde tahriş edici ajanlara karşı vücudun gösterdiği tepkidir.
Mikroflora: Bakteriler, bir hücreli mantarlar ve alglerden oluşan, başka organizmaların içinde, üzerinde ya da belli bir ekosistem ya da habitatta yaşayan mikroorganizmalardır.
Mukoza: Bazı iç organlar veya dışarıya açılan boşluklarda en dış katmanı oluşturan, ektodermik kökenli, kaplayıcı mukus salgılayan zar.
Probiyotik: Sindirim sistemi ve genel sağlık üzerinde olumlu etkileri olan bakteri ve mantar topluluklarıdır.
Prebiyotik: Sınırlı sayıdaki bakterilerin gelişmesini veya aktivitesini seçici olarak arttıran, insan vücudunu faydalı şekilde etkileyen sindirilemeyen gıda bileşenleridir.
Terapötik: Tedavi edici anlamına gelen tıp terimi.
Remisyon: Klinik hastalığı olduğu bilinen kişilerde hastalık aktivitesinin durduğu durumlar için kullanılan tıbbi bir terimdir.
İnflamatuvar bağırsak hastalığı (İBH), halk arasında huzursuz bağırsak sendromu olarak da bilinen bu hastalık ülseratif kolit ve Crohn hastalığı olarak ikiye ayrılır. Çoğunlukla genç ve çocuk bireylerde sindirim kanalında meydana gelen inflamasyon sonucu ortaya çıkar. Son zamanlarda pediatrik popülasyonlarda bu hastalığın artışına bağlı olarak çoğu çocuk doktoru ve çocuk klinisyenleri, ilgili şikayetlerle gelen hasta bireylerde İBH’lı çocuklarla karşılaşmaktadır. Ayrıca hastalığın seyrinde, hasta bireyin hayat standartlarını olumsuz etkileyecek ciddi problemlerin ortaya çıkışı bilim insanlarını bu konu üzerindeki çalışmalarını arttırmaya yönlendirmiştir.
Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı dahil olmak üzere inflamatuar bağırsak hastalıkları en yaygın olarak ergenlik ve genç erişkin döneminde başlayan sindirim kanalının kronik inflamatuar bozukluklarıdır. İBH’lı hastaların yaklaşık %25’ini 20 yaşından küçük hastalar oluştururken %4’ünü 5 yaşından küçük ve %18’ini 10 yaşından küçük hastalar oluşturmaktadır.
İnflamatuvar bağırsak hastalığına, genetik olarak yatkın bireylerde bağırsak mikroflorasına karşı düzensiz bir mukozal bağışıklık tepkisi neden olur. Yetişkin ve çocuk hastalarda aynı hastalık ortaya çıkmasına rağmen klinik ve patolojik bulguların farklılığından kaynaklı olarak uygulanacak tedaviler farklılık göstermektedir. Çocuklarda hastalık semptomu yaygın olarak kilo kaybı, karın ağrısı ve kanlı dışkılama olmasına rağmen büyüme geriliği, anemi ve diğer bağırsak dışı semptomlar da nadiren görülmektedir. İBH teşhisi konulduğunda, semptomların azaltılması, hayat kalitesinin normale döndürülmesi ve ilaç tedavisine bağlı olarak ortaya çıkabilecek olumsuz durumları en aza indirgemek, uygulanacak terapi veya terapilerin birincil amacıdır. Özellikle çocuk ve genç bireylerde uygulanacak tedavilerde, kişinin büyüme ve gelişme, kemik sağlığı ve fizyolojik gelişimleri göz önünde bulundurulmalıdır.

Crohn Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir Ve Yönetilir?
Crohn hastalılığının tedavisi hastalığın ciddiyetine ve sindirim kanalında bulunduğu fiziki bölgeye bağlıdır. Çok sık olmamakla birlikte hastalık bazen kendini durdurabilmektedir. Crohn hastalığı aktif olduğu durumlarda, tedavinin amacı inflamasyonu kontrol altına almak, beslenme eksikliğini düzenlemek ve semptomların etkisini azaltmaktır. Genellikle tıbbi ilaç kullanımı çocuklarda ve gençlerde ortaya çıkan Crohn hastalığının ilk basamağıdır. Bu ilaçlar anti-inflamatuar, antibotikler ve bağışıklık baskılayıcı uygulamalar olabilmektedir.
Biyolojik denilen ilaçlar da Crohn hastalarının tedavisinde kullanılır. Bu ilaçlar insan vücudunun bağışıklık sisteminde bulunan proteinlerden formüle edildiklerinden biyolojik olarak adlandırılır. Proteinler genetik olarak değiştirilebilir olduklarından tedavide kullanılmak üzere işlenir. Enjeksiyon olarak verilen ilaçlar, Crohn hastalığının ayırt edici özelliği olan inflamatuar süreçlere müdahale etmek için tasarlanmıştır. Bazen ilaçlar Crohn hastalığını kontrol altında tutamaz ve bu durumlarda cerrahi müdahale ile bağırsağın ilgili kısmı uzaklaştırılır.
Crohn hastalığını yönetmede sağlıklı bir yaşam tarzı önemlidir. Çocuklar ve gençler düzenli fiziksel egzersiz yapmalı ve sağlıklı beslenmelidir.
Crohn Hastalığı ve Probiyotikler
Probiyotikler, vücuda yararlı etkisi olan canlı bakteri ve mantar topluluklarına denir. Probiyotiklerin genel amacı, bağırsaklarda yaşayan, sindirime yardımcı bakterileri güçlendirmektir. Crohn hastalığı olan kişiler birçok sindirim sistemi problemi yaşarlar. Probiyotik kullanımının ise Crohn hastalığına sahip kişilerdeki semptomları azaltıcı etki göstermesi düşünülmektedir. İnsanlar probiyotikleri günlük takviye alabildikleri gibi yoğurt, kefir, miso gibi probiyotik bazlı gıdalardan da alabilirler. Bilim insanları ise probiyotiklerin Crohn hastalığı üzerindeki olumlu ve olumsuz yönlerini anlamaya yönelik çalışmaları devam etmektedir.
Yapılan birçok deneysel araştırma ve bulgu bizlere, Crohn hastalığının bağırsak mikrobiyotasını değiştirdiğini söylemekte. Bazı uzmanlar mikrobiyomu eski haline getirmek için probiyotik kullanmanın, Crohn hastalığı olan bir kişinin düzensiz bağışıklık tepkilerini azaltmasına ve daha az semptom yaşamasına izin verebileceğini düşünmektedir. Potansiyel olarak doğal probiyotik gıda kaynaklarını diyete dahil ederek sindirim sistemine sağlıklı bakteriler eklemenin hem bağırsak iltihabını hem de bağışıklık sistemi anormalliklerini azaltabileceğine inanıyorlar. Bu durum sindirim kanalındaki tahriş, ishal ve mide rahatsızlığı gibi Crohn hastalığının semptomlarını en aza indirebilir.
Probiyotiklerin kendileri için işe yarayıp yaramadığını görmek için, Crohn hastalığı olan kişiler bir yemek günlüğü tutabilir ve semptomlarındaki herhangi bir değişikliği not ederek bu gıdaların bazılarını yavaş yavaş diyetlerine dahil edebilirler. Ayrıca prebiyotik yiyeceklerini de diyetlerine dahil edebilirler. Bunlar, sindirim sistemindeki bakterileri besleyen ve büyümelerini teşvik edebilen gıda kaynaklarıdır. Bu yiyecekler arasına soğan, pırasa ve kuşkonmaz bitkisini sıralayabiliriz.
Araştırmacıların henüz, yiyeceklerdeki probiyotiklerin Crohn hastalığı semptomlarını azaltmaya yardımcı olabileceği konusunda soru işaretleri olsa da probiyotiklerin hap veya konsantre olarak takviye gıda şeklinde tüketilmesi denenmek istenebilir. Bununla birlikte, probiyotik içeren gıdalara alerjisi olmayan bir kişinin, diyetlerine probiyotikleri dahil etmesi genel sağlığı iyileştirmeye çalışmak ve hastalığın yönetimine yardımcı olmak için nispeten risksiz bir yöntemdir.
Araştırmacılar Ne Diyor?
Crohn hastalığı ve probiyotiklerle ilgili araştırmaların çoğu, remisyon sağlamak veya sürdürmek için probiyotik alan 50 veya daha az katılımcının yer aldığı küçük çalışmalardan oluşmakta. 2014’te yapılan araştırmalar, probiyotiklerin bağırsağın bariyer fonsiyonunu ve sindirim sistemindeki anti-inflamatuvar bileşikler olan sitokinlerin sayısını arttırdığını ortaya koydu. Sonuç olarak, araştırmacılar, probiyotiklerin Crohn hastalığı için umut verici bir terapötik seçenek olduğu sonucunda vardılar.
Yapılan geniş çaplı sistematik bir incelemede, Crohn hastalığı ve ülseratif kolit dahil olmak üzere probiyotikler ve çeşitli İBH türleri ile ilgili 60 çalışma incelendi. Araştırmacılar, ülseratif kolit tedavisinde probiyotik kullanımının desteklendiğini daha fazla sonuç ile ortaya koydular. Birkaç küçük çalışma mevcut olsa da probiyotiklerin bu durumdaki insanlara yardımcı olduğu sonucuna varmak için kapsamlı çalışmalar gereklidir.
Birçok farklı probiyotik suşu mevcuttur, bu nedenle büyük çalışmalar en faydalı olacak suşları ideal olarak tanımlayacaktır. Bir vaka hakkında rapor veren araştırmacı, E.coli Nissle 1917 gibi yüksek dozlu, çok yönlü soğutulmuş probiyotiklerin alınmasını önermiştir. İnsanlar bu probiyotikleri, hafiften orta dereceye kadar semptomlara neden olan veya remisyonda olan Crohn hastalığı için diğer tedavileri desteklemekte kullanabilirler.
Doğal Tedaviler İle Crohn Semptomları Hafifletilebilir.
Chron hastalığının semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilecek birçok doğal tedavi yöntemleri vardır. Tedavi için tıbbi ilaç kullanan Chron hastaları bu doğal yolları denemeden önce muhakkak doktorlarının görüşlerini almalıdırlar.
Günlük rutin alışkanlıkları değiştirmek hastalığın seyrini hafifletebilir özellik göstermektedir. Bu değişikliklere gereksiz hap kullanımını azaltmak, sigara tüketimini azaltmak ve zihinsel sağlığı olumlu etkileyebilecek etkinliklere ve sporlara yatkınlık kazanmak olarak sıralayabiliriz.
Zerdeçal
Araştırmacılara göre zerdeçal içerdiği aktif bileşenlerle inflamasyonun hafifletilmesinde yardımcı olabilir.
2015 yılında ülseratif hastaları ile bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada katılımcılara zerdeçal içerikli kapsül ve inflamasyonu azaltıcı etkisi olduğu bilinen ilaç verilmiştir. Araştırmacılar bu çalışmanın sonucunda, katılımcıların yarısından fazlasında remisyon gözlemlemiştir. Sonuç olarak hasta kişiler günlük beslenme alışkanlıklarına zerdeçalı ekleyebilirler.
Bromelain
Bromelain, ananasın tüm kısımlarında bulunmasına rağmen, ananasın saplarından elde edilen bir enzim özütüdür. Kozmetik ve tropikal bir ilaç olarak kullanımı vardır. 2017 yılında fareler üzerinde yapılan bir çalışmada bromelainin bağırsak inflamasyonunu azalttığı keşfedilmiştir. Ancak nasıl işe yaradığı konusundaki biyolojik yolaklar tam anlamıyla net değildir.
Gök Tanrısı Asması
Geleneksel Çin tıbbında kullanılan bir asma çeşididir. 2015 yılında gök tanrısı asması ile yapılan çalışmalarda, bu bitkinin 8 hafta sonunda inflamasyon semptomlarını azalttığı ve 12 hafta sonunda hasta kişilere uygulanan endoskopi incelemesi sonucunda hastalığın seyrinde olumlu bulgular elde edilmiştir. Takviye gıda olarak bu bitkinin hap formları mevcuttur.
Sonuç olarak, Chron hastalığının bilinen bir tedavisi olmamasına rağmen doğru tedavi kombinasyonları hastalığın semptomlarını ve seyrini hafifletebilir.
Uyguladığınız tedavi yöntemlerini ve vücudunuzun gösterdiği etkileri kayıt altına alarak sizlerde kendi hayat standartlarınızı arttırma yolunda doktorunuza yardımcı olabilirsiniz.
Unutulmamalıdır ki doğal tedavi yöntemleri doktorunuzun gözetimi altında uygulanmalıdır!