Bugün sizlerle sağlık algımızı ektileyen sağlık okuryazarlığımızın hayatımıza etkisi üzerine sohbet edeceğim. Bu yazıyı okurken ailenizi, çevrenizi, kendinizi sağlık açısından nasıl etkilediğinizi ve nasıl etkilendiğinizi düşünün.
Sağlık soyut bir kavram olduğu için net bir tanımı olmamakla birlikte birçok tanımı bulunmaktadır. Herkesin kendine göre bir sağlık tanımı vardır ama akademik camiada kabul gören tek bir tanım vardır. Akademik camiada kabul gören tanım Dünya Sağlık Örgütü’nün 1948’de yayınlanan tüzüğünde sağlık şu şekilde tanımlanmıştır; “Yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması durumu değil, fiziksel, sosyal ve ruhsal refah durumu.”
Sizce size uygun bir tanım mı?
Bizim olayları anlayış ve algılayış biçimimiz çevremizden ve ilk olarak ailemizden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle sağlığı dünyaya geldiğimizde ailemiz nasıl anlayıp algılıyorsa bizde ilk olarak bu şekilde anlayıp algılamaya başlıyoruz. Daha sonra yaşımız ilerledikçe bu anlayış ve algılamaya çevremize dahil olan insanlar, yaşadığımız olaylar etkilemektedir. Ailemiz ve çevremiz genel olarak sağlığı fiziksel bir sıkıntısı yoksa sağlıklı olduğunu, ruhsal sorunlarını gizlemeye çalıştığını, hasta olmanın gizlenmesi gereken bir şeymiş gibi düşünüp algılamaktadır.
Örnekle açıklamak istersek bireyin sağ alt karında şiddetli ağrı ve hassasiyet vardır. Ailesi bireye ağrı kesici iç geçer ya da sıcak tut üşütmüşsündür der. Birey de öyle düşünür ama aslında apandisit olmuştur ve hastaneye çok ciddi komplikasyon geliştiğinde ulaşmıştır. Başka bir örnek ise toplumumuz hastalıkların ismini değiştirip direk hastalık ismi yerine farklı bir şey söyler (vereme ince hastalık denmesi gibi). Tabii bu anlayış ve algılayış kitle iletişim araçları, sosyal medya, kamu spotları sayesinde azalarak yok olmaktadır.
Şimdiki sorunumuz sağlığımızı nasıl algıladığımızdan öte acaba sağlıkla ilgili doğru bilgiye ulaşıp ulaşamadığımızdır. Burada ise yeni kavram ortaya çıkmaktadır; Sağlık okuryazarlığı. Bu kavram ilk olarak 1974’te yayınlanan bir makalede kullanılmıştır. 2003 yılında ise kavram yaygınlaşmaya başlamıştır. Yine bu kavram için birçok tanım geliştirilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlıkta iyilik halini korumak ve geliştirmek için, bireylerin sağlık bilgisine erişim, bilgiyi anlama ve kullanma motivasyonlarını belirleyen bilişsel ve sosyal beceriler sağlık okuryazarlığıdır.
Sağlık okuryazarlığı bizim sağlıkla ilgili ne kadar ve nasıl doğru bilgiye ulaşabildiğimizi sorguladığımız ve kendimizi ölçtüğümüz bir alandır. Ölçülebilir kavramdır tabi sayılarla çok fazla ifade edilemeyebilir fakat hangi düzeyde olduğunu saptanabilir. Düzeyleri ölçmek için çeşitli ölçekler geliştirilmiş (Türkiye Ölçme Araçları Dizininde 35 adet ölçek bulunmaktadır), arama motorunuza sağlık okuryazarlığı değerlendirme testi yazdığınızda karşınıza birçok test çıkacaktır buralardan kendini değerlendirebilirsiniz. Bireyin okuryazarlık düzeyi düşükse tıbbi bilgiler anlayamaz, kişi kendi sağlık durumunun ciddiyetinin farkına varamaz, 1.basamak sağlık hizmetlerini verimli kullanamaz.
Ülkemizde 2020 yılında Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği-32 (TSOY-32) Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanarak topluma uygulanmıştır. Sonuç olarak 10 kişiden 7 kişinin sağlık okuryazarlık düzeyi düşük, 10 yaşlıdan bireyden 7 kişinin sağlık okuryazarlığının düşük olduğu ve düzeyin düşük olması kronik hastalıkları arttırdığı ve doğru bilgiye ulaşma için resmi kaynakların kullanılmasının önemi vurgulanmıştır.
İster kronik bir hastalık yönetimi (diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları gibi ) isterse akut bir hastalık (ameliyat, travma gibi) yani bütün hastalıkların yönetiminde ki sadece hemşire ve doktorun işbirliği değil hasta ve ailesinin de işbirliği içinde olduğu zaman tam iyileşme gerçekleşeceği için hasta ve hasta yakınlarının doğru sağlık bilgilerine nereden nasıl ulaştıkları önemlidir. Bunun temelinde ise sağlığı nasıl algıladıkları, anladıkları dolayısıyla sağlık okuryazarlığı düzeyimiz bizim sağlığımızın toplum sağlığı için önemli bir yere sahiptir.
Su bulunduğu her bulunduğu kabın şeklini nasıl alıyorsa, sağlıkta her bireyin vücudundaki çalışan mekanizmalara özel oluşmaktadır. Bu yüzden bazen hasta bireyler ben hasta değilim ya da hasta olan bireyler hasta hissetmeyebilir. Örnek olarak ağrıya dayanma gücü yüksek olan bireyin beyin tümörünün olması veya sürekli yüksek tansiyonu olan bireyin bir süre sonra hipertansiyon belirtilerini göstermemesi verilebilir. Bu durumda kendi sağlığımızı doğru anlamak, algılamak, kendi sağlığımızı doğru okuyabilmek için kendimi doğru bilgi ve kaynaklardan geliştirmemiz gerekmektedir.
Doğru bilgiyi elde ettiğimizde bir hemen kendimize bir artık sağlık okuryazarı olduk diyemiyoruz. Önce bireysel olarak yarar sağlayacak sağlık bilgilerini öğrenilir. Buna Temel Sağlık Okuryazarlık denir. Sonra birey öğrendiği bilgileri farklı koşullarda uygulamaya başlar. Buna Etkileşimsel Sağlık Okuryazarlık denir. Son olarak da birey öğrenip uyguladığını bilgi ve becerileri eleştirel düşünüp analiz ettiği kısımdır. Buna da Eleştirel Sağlık Okuryazarlığı denir.
Farz edelim ki birey doğru sağlık bilgisine ulaşmamış olsun ne olur?
Kısa bir örnek üzerinden anlatmak gerekirse bireyin baş ağrısı var. ilk başladığı zaman çok takılmamasına rağmen giderek şiddeti artmış. acile gitmesi gerekirken . Komşusuna gidip yardım istemiş. Komşusu başına okaliptüs yağı sür geçer belki demiş. birey eve gidip denileni yapmış ve bir süre sonra alnında kaşıntı ve kızarıklık meydana gelmiş. Doktora gittiğinde ise kendisinde migren olduğunu ve okaliptüs yağına alerji geliştirdiğini öğrenmiş. Yani çevremizden bizim için yanlış olan sağlık öğrenip kendimize uygularsak istenmeyen sağlık sorunlarına yol açabiliriz.
Sonuç olarak, herkesin kendine ait ailesinden ve çevresinden etkilenerek oluşturduğu bir sağlık tanımı bulunmaktadır. bu tanımda sağlığı nasıl algıladığımız, nasıl anladığımıza dair ipuçları vardır. Sağlığımızı doğru anlayıp anlamamanız, sağlıkla ilgili doğru bilgi ulaşıp ulaşamadığımız bizim sağlık okuryazarlığı düzeyimizi belirleyip kontrollü olarak sağlığımızı iyi yönetmemize olanak sağlamaktadır.
Simbians Platformu‘nda sizin daha iyi olmanız için içerikler üretiyorum. Platformumuza kayıt olarak hastalıkları ve yazarları takip edebilir ve kişisel sağlık duvarınızı oluşturabilirsiniz.
Kaynaklar
Nutbeam, D., & Lloyd, J. E. (2021). Understanding and Responding to Health Literacy as a Social Determinant of Health. Annual review of public health, 42, 159–173. https://doi.org/10.1146/annurev-publhealth-090419-102529
van der Gaag, M., Heijmans, M., Spoiala, C., & Rademakers, J. (2022). The importance of health literacy for self-management: A scoping review of reviews. Chronic illness, 18(2), 234–254. https://doi.org/10.1177/17423953211035472
Shikha, D., Kushwaha, P., Gokdemir, O., Marzo, R. R., & Bhattacharya, S. (2023). Editorial: Health literacy and disease prevention. Frontiers in public health, 11, 1128257. https://doi.org/10.3389/fpubh.2023.1128257
The Lancet (2022). Why is health literacy failing so many?. Lancet (London, England), 400(10364), 1655. https://doi.org/10.1016/S0140-6736(22)02301-7