Günümüz insanı neredeyse her gün stresle iç içe yaşıyor. İş baskısı, trafik, sosyal medya, ekonomik kaygılar…
Ancak stresin etkisi sadece ruh halimizle sınırlı değil. Vücudumuz bu duruma bir kimyasal yanıt veriyor: kortizol hormonu.
Kortizol, stresle başa çıkmamız için salgılanan bir hormondur; ancak kronik hale geldiğinde özellikle yeme davranışlarımızı ciddi şekilde etkileyebilir.
Bu yazımda, stresin vücudumuzdaki biyokimyasal etkilerini, kortizolün yeme alışkanlıklarımızı nasıl bozduğunu, neden stresliyken tatlı veya abur cubura yöneldiğimizi, ve bunu dengelemek için neler yapabileceğimizi adım adım ele alacağım.
Kortizol Nedir ve Neden Salgılanır?
Kortizol, böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur ve vücudun stresle baş etme mekanizmasının bir parçasıdır.
Stresli bir durumla karşılaştığımızda — örneğin bir sınav, trafik ya da duygusal gerginlik — beyin, hipotalamus üzerinden “tehdit var” sinyali gönderir. Bu sinyal, hipofiz ve adrenal bez arasında “HPA ekseni” olarak bilinen bir sistem aracılığıyla kortizolün salgılanmasına yol açar.
Kortizolün temel görevleri;
-
Kan şekerini artırmak: Beyne enerji sağlar.
-
Bağışıklık sistemini baskılamak: Akut stres sırasında enerjiyi başka alanlara yönlendirir.
-
Yağ depolamayı artırmak: “Bir daha stres yaşarsam enerjiye ihtiyacım olur” mesajı verir.
Ancak stres geçmediğinde kortizol yüksek kalır ve bu da bedenin doğal dengesini bozmaya başlar.
Stresliyken Neden Tatlı veya Karbonhidrat İsteriz?
Bu, kortizolün en yaygın ve en dikkat çekici etkilerinden biridir. Stres altındayken birçok kişi “rahatlama” amacıyla tatlı, çikolata veya hamur işi gibi yiyeceklere yönelir.
Neden mi? Çünkü kortizol, beynin ödül merkezini (özellikle dopamin salınımını) etkiler.
Bu da şu zincirleme etkiyi başlatır.
-
Stres → Kortizol artışı
-
Kortizol → Beyinde “rahatlamak istiyorum” sinyali
-
Bu sinyal → Karbonhidrat ve yağdan zengin yiyecek isteği
Böylece kişi kısa süreli bir “rahatlama” hissi yaşar. Ancak bu geçicidir. Kan şekeri hızla yükselip düştüğünde hem yorgunluk hem de yeni bir stres döngüsü başlar.
Kortizol ve Metabolizma İlişkisi
Kronik stresin kilo artışına yol açmasının bir nedeni de kortizolün metabolizmayı yavaşlatmasıdır.
Kortizol, vücudu “tehlike altındayım” moduna sokar. Bu durumda organizma enerji harcamak yerine enerji depolamayı tercih eder.
Bu etkiler şu şekilde özetlenebilir.
-
Kas yıkımı artar: Enerji sağlamak için proteinler glikoza dönüştürülür.
-
Yağ depolanması artar: Özellikle karın bölgesinde.
-
İnsülin direnci gelişebilir: Kan şekeri dengesizliği oluşur.
-
Tiroid aktivitesi azalabilir: Bu da metabolizmayı yavaşlatır.
Yani stres sadece psikolojik değil, biyolojik olarak da kilo artışını destekleyen bir zemine dönüşür.
Duygusal Yeme Döngüsü Nasıl Oluşur?
Duygusal yeme, fiziksel açlıkla ilgisi olmayan bir yeme davranışıdır.
Bu durumda kişi, stres, üzüntü, sıkıntı veya kaygı gibi duygularla başa çıkmak için yemek yer.
Duygusal yeme döngüsü genellikle aşağıdaki şekilde işlemektedir.
-
Stresli bir olay yaşanır.
-
Kortizol yükselir, beyin rahatlama ister.
-
Yüksek kalorili yiyeceklere yönelim olur.
-
Kısa süreli rahatlama hissedilir.
-
Suçluluk veya pişmanlık duygusu oluşur.
-
Yeni bir stres döngüsü başlar.
Bu döngü tekrarlandığında kişi giderek duygularını yemekle düzenlemeye başlar.
Yüksek Kortizolün Uzun Vadeli Etkileri
Kronik olarak yüksek kortizol seviyeleri, yalnızca kilo artışıyla sınırlı kalmaz.
Uzun vadede hem fiziksel hem psikolojik pek çok olumsuz sonuç doğurur:
-
Visseral yağ artışı (karın bölgesi yağı)
-
İnsülin direnci ve tip 2 diyabet riski
-
Uyku bozuklukları
-
Bağışıklık sisteminde zayıflama
-
Ruh hali değişimleri ve depresif eğilimler
-
Tiroid fonksiyonlarında yavaşlama
Kısacası, stres yönetilmezse vücut kronik bir “teyakkuz halinde” kalır ve bu durum hem metabolizmayı hem de ruh halini olumsuz etkiler.
Stres Kaynaklı Yeme İsteğiyle Baş Etmenin Yolları
Kortizolü tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil — zaten bu sağlıksız olurdu. Ama onu dengelemek mümkün. Şimdi birkaç etkili stratejiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Gerçek Açlık mı, Duygusal Açlık mı?
Yemek yemeden önce kendinize sorun.
“Gerçekten aç mıyım, yoksa sıkıldım mı ya da stresli miyim?”
Bu farkındalık, otomatik yeme davranışını durdurmanın ilk adımıdır.
Nefes Egzersizleri ve Meditasyon
Sadece 5 dakikalık derin nefes egzersizi bile HPA eksenini yatıştırır ve kortizolü azaltır.
Düzenli meditasyon, hem stres hormonlarını hem de duygusal yeme isteğini azaltır.
Yeterli Uyku
Uyku eksikliği kortizolü artırır, leptin-ghrelin dengesini bozar. Bu da “açlık hissi” yaratır.
Günde 7–8 saat kaliteli uyku şarttır.
Dengeli Beslenme
Protein, lif ve sağlıklı yağ içeriği yüksek beslenme düzeni kan şekerini dengeler.
Tatlı krizlerine karşı badem, yoğurt, yulaf, muz gibi sağlıklı seçenekleri hazır bulundurmak işe yarar.
Hareket Etmek
Fiziksel aktivite, kortizolü azaltmanın en doğal yollarından biridir.
Günlük yürüyüşler, yoga, yüzme gibi aktiviteler sinir sistemini sakinleştirir.
Sosyal Destek
Stresle tek başına mücadele etmek kortizolü daha da yükseltir.
Sevdiklerinizle konuşmak, paylaşmak, hatta gülmek bile kortizolü düşürür.
Mindful Eating (Farkındalıkla Yeme) Alışkanlığı
Stresli zamanlarda farkında olmadan yediğiniz oluyor mu?
Telefonla uğraşırken ya da televizyon karşısında yemek yemek, beynin tokluk sinyallerini devre dışı bırakır.
Mindful eating yani farkındalıkla yeme, kortizolü dolaylı olarak azaltır çünkü;
-
Duygusal yeme yerine bilinçli yeme davranışı gelişir.
-
Beyin, “yeterince yedim” sinyalini alır.
-
Yavaş yemek, sindirimi ve doyma hissini destekler.
Basit bir egzersiz önerelim.
Bir sonraki öğününüzde sadece yemeğinize odaklanın. Kokusunu, dokusunu, tadını hissedin.
Bu küçük farkındalık, kortizolün etkilerini hafifletmeye başlayacaktır.
Profesyonel Destek Ne Zaman Gerekir?
Eğer stres kaynaklı yeme davranışınız kontrol edilemez hale geldiyse, kilo artışı sizi rahatsız ediyorsa veya sık sık “rahatlamak için yemek yiyorum” diyorsanız, bu durumda bir diyetisyen veya psikolog desteği almak en sağlıklı yoldur.
Bu uzmanlar,
-
Kişiye özel beslenme planı,
-
Stres yönetimi teknikleri,
-
Duygusal yeme farkındalığı eğitimi gibi yöntemlerle uzun vadeli dengeyi kurmanıza yardımcı olabilir.
Stres hayatın kaçınılmaz bir parçası. Ancak onun biyokimyasal etkilerini anlamak, kontrolü yeniden ele almanızı sağlar.
Kortizol, bedenin sizi koruma çabasıdır; ama kronikleştiğinde dosttan düşmana dönüşür.
Kendinizi stresli hissettiğinizde eliniz çikolataya gitmeden önce bir an durun.
Derin bir nefes alın.
Kendinize şu soruyu sorun: “Gerçekten aç mıyım, yoksa sadece bir şeylerden kaçmak mı istiyorum?”
Bu basit farkındalık, bedeninizle yeniden bağlantı kurmanın ilk adımı olabilir.

Eczacıbaşı Evital, online psikolojik ve beslenme danışmanlarından ve sağlık profesyonellerinden randevu almanızı sağlar. Hizmetlere indirimli olarak buradan ulaşabilirsiniz.