Bu içerikle teknolojinin tanımından başlayarak hayatımıza nasıl dahil olduğunu, sağladığı kolaylıkları, olası zararlarını ve bunlarla nasıl başa çıkabileceğinizi öğreneceksiniz.
Bu yazıyı okurken etrafınıza bir bakın.
Belki bu yazıya bir bilgisayar ekranından ya da bir akıllı telefondan ulaşıyorsunuz. Belki biraz önce bir elektrikli süpürge evi temizledi, kahvenizi bir kahve makinesi hazırladı veya saat size günlük adım sayınızı bildirdi. Bundan yalnızca birkaç yıl önce filmlerde görüp “ne kadar da uzak” dediğimiz birçok şey, bugün hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. İşte teknoloji tam olarak bu: Hayatımıza sessizce giren, alışkanlıklarımızı şekillendiren bir güç.
Bu yazımda teknoloji nedir, hayatımıza nasıl dahil oldu ve hep konuşulan o “iyi mi kötü mü” meselesine biraz kendi deneyimlerim ve gözlemlerimle değinmek istiyorum.
Hazırsanız başlayalım.
Teknoloji Hayatımıza Nasıl Etki Ediyor?
Teknoloji Nedir?
Teknolojiyi en basit haliyle, bilimsel bilgi birikimiyle geliştirilen ve yaşamı kolaylaştırmayı amaçlayan araçlar, sistemler ve yöntemler olarak tanımlayabiliriz. Ama bence teknoloji sadece akıllı telefonlar, bilgisayarlar, robotlar ya da uzay araçlarından ibaret değil. İnsanlığın başından beri var olan her icat bir teknolojidir.
Mesela tekerleği düşünün. Zamanında sadece bir taşı yuvarlayarak başlayan bu süreç, bugün yolları aşındıran dev araçların temelini oluşturuyor. Aynı şekilde sağlık alanında Florence Nightingale’in el hijyeninin önemini fark etmesiyle başlayan süreç, bugün dezenfeksiyon sistemleri, koruyucu kıyafetler ve gelişmiş tıbbi cihazlar ile devam ediyor. Yani teknoloji aslında bilgiye bir şeyler eklemek, gözlemlemek ve sonrasında hayatı kolaylaştıracak yenilikler üretmek demektir.
Teknolojinin Hayatımıza Katılması
Teknoloji artık yalnızca bir alanın değil, hayatımızın her alanının parçası. Sağlık, eğitim, ulaşım, ev düzeni, iletişim… Kısacası yaşamsal tüm süreçlerde aktif bir şekilde rol oynuyor. Özellikle sağlık alanında teknoloji, insanların yaşam süresini uzatmak, tedavileri hızlandırmak ve kaliteli hizmet sunmak için oldukça kritik bir yere sahip.
Ameliyatlarda kullanılan robotlar, dijital görüntüleme cihazları, uzaktan hasta izleme sistemleri, enfeksiyonları önleyici ekipmanlar… Bunların hepsi sadece hastayı değil, sağlık çalışanlarını da koruyan ve destekleyen teknolojik gelişmelerdir.
Ama sadece hastaneler değil, evlerimiz de teknolojiyle dolu. Oturduğumuz koltuk, içtiğimiz suyun arıtma süreci, kullandığımız ısıtma-soğutma sistemleri, hatta kapının kilit sistemi bile teknolojiyle yeniden tasarlanmış durumda.
Uçaklar, elektrikli arabalar, uzaya gönderilen araçlar… Bunlar da teknolojinin sınırlarını nasıl genişlettiğinin göstergesi.
Teknolojinin Yararları
Teknolojinin bize sunduğu imkanları saymakla bitiremeyiz. Bilgiye ulaşımın hızlanması, eğitimin her yaş grubuna yayılması, insan gücüyle yapılması zor olan işlerin kolaylaşması, sağlık alanında erken tanı ve hızlı tedavi süreçleri, üretimlerin daha verimli hale gelmesi gibi pek çok avantajı var.
Bir öğrencinin dünyanın diğer ucundaki bir üniversiteden ders alabilmesi, bir doktorun başka bir ülkedeki meslektaşıyla canlı bağlantı kurarak birlikte tanı koyabilmesi, bir annenin evinden çıkmadan çocuğunun ateşini ölçebilmesi… Bunlar teknolojinin hayatı kolaylaştıran yüzleridir.
Teknolojiyle Gelen Zararlar
Ancak her güzelliğin bir gölgesi vardır. Teknolojinin hayatımıza kattığı kolaylıkların yanında bazı kayıplar da yaşanıyor. En başta zaman… Belki de elimizdeki teknolojik cihazlar yüzünden, üretmek yerine tüketmeye başladık. Öğrenciler bilgiye kolay ulaştığı için araştırma yapmadan, düşünmeden hazır bilgiye yöneliyor. Bu da bilgiyi öğrenmek yerine sadece “görüp geçmeye” neden oluyor.
Sağlık alanında da benzer riskler mevcut. Örneğin; cihazların doğru kalibre edilmemesi, yanlış tanıya neden olabilir. Veya sağlık robotlarının artması, insan dokunuşunun önemini unutturabilir. Oysa ki sağlık sadece fiziksel değil, duygusal temas da ister. Bir hemşirenin sıcak gülümsemesi, bir doktorun göz teması bile iyileştirici olabilir. Bu yönler teknolojiyle yer değiştirmemeli.
Bir diğer örnek de gündelik yaşamdan…
Bir çizgi filmde, karakterin su içmeyi bir mobil uygulamaya bağlaması oldukça dikkat çekiciydi. Su içmeyi hatırlatacak kadar hayatımızı teknolojiye teslim etmek, kendi bedenimizi dinlemeyi unutmak anlamına geliyor.
Uygulama çalışmazsa ne olacak?
Vücudumuzun verdiği sinyalleri bile artık hissetmemeye başladığımız bir noktada, teknoloji bağımlılığı zarar vermeye başlıyor.
Teknoloji hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Onun sayesinde dünya daha küçük, bilgi daha ulaşılabilir ve yaşam daha konforlu hale geldi. Ancak teknolojiyi doğru, bilinçli ve dengeli kullanmadığımızda; hazıra alışmak, tembelleşmek ve insanî değerleri ikinci plana atmak gibi sonuçlarla karşılaşmamız kaçınılmazdır.
Kısacası, her şeyin olduğu gibi teknolojinin de “kararında” olanı makbuldür. Onun nimetlerinden faydalanırken, zararlarını da göz ardı etmemek gerekir. Bazen elimizdeki cihazı bırakıp bir deftere yazmak, doğada yürüyüş yapmak ya da sadece düşünmek de teknolojinin eksilttiği yanlarımızı yeniden hatırlatabilir.
Bu yazıyı okurken siz de bir an durup düşünün.
Hayatınızda teknoloji sayesinde kolaylaşan şeyler neler?
Peki sizi tembelleştiren ya da bağımlı hale getirenler?
Bu sorulara vereceğiniz cevaplar, size dengeyi kurmak için güzel bir pusula olabilir.
Unutmayalım, her şey kararında güzeldir.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.