Telekomünikasyon ve hemşirelik bilimi…
Aslında iki ayrı uç olarak görünse de birbirine entegre edildiğinde farklı bir uzmanlık alanını doğuruyor.
Hemşirelik mesleği her ne kadar hastane ortamında uygulama yapmayı gerektirse de bakım verdiğimiz hastalar sadece çalıştığımız klinik veya poliklinikte değil eve gittiklerinde de bizim uygulamalarımıza ihtiyaç duymakta. İşte bu noktada tele hemşirelik ve tele sağlık uygulamaları devreye giriyor.
Global anlamda ilk olarak 1950’li yıllarda tele sağlık hizmetleri gündeme gelmiş. Ülkemizde gündeme gelmesi ise 2000’li yılları bulmuştur.
Sağlık Bakanlığı’nın 2006 yılında hazırladığı “Eylem Planı”, 2007 yılında kurulan tele radyoloji, tele patoloji ve tele EKG servisleri, 2008 yılında da uygulama dahilindeki hastaneleri arttırması bu yönde yapılan uygulamalardır. Tele hemşirelik ise ilk olarak 1997 yılında Amerika’da düzenlenen Ulusal Hemşirelik Konseyinde ele alınmıştır. Bu konsey tele hemşireliği “Hemşireliğin teknoloji ve bilişim kullanılan uygulama alanı.” olarak tanımlamıştır. Daha sonrasında Amerikan Hemşireler Birliği (ANA) “İletişim teknolojileri kullanılarak hastaların sağlık durumu hakkında bilgi edinme, bakımını sağlama, hasta eğitimi gibi uygulamaları içeren hemşirelik faaliyetidir.” olarak, Uluslararası Hemşireler Birliği (ICN) ise “Hasta bakımını geliştirmek için hemşirelikte iletişim teknolojilerinin kullanılmasıdır.” olarak tanım yapmıştır.
Tanımlardan da anlaşılacağı üzere tele hemşirelik uygulamalarının sağlanabilmesi için öncelikle teknoloji ile olan bağlantı kurulmalıdır. Bir hemşirenin tele hemşirelik hizmeti verebilmesi için ana koşullardan biri budur.
Tele hemşirelik bakımında ve tele sağlık uygulamalarında kullanılan teknolojiler; internet hizmetleri, e-mail, cep telefonları, video konferans sistemi, dünya çapında web (www) sitelerinin paylaşımı, sesli- görüntülü iletişim araçları, kardiyak ritim, glukometre, satürasyon probu, dijital tansiyon aletleri, Spirometre, ventilatörler, elektronik stetoskop, dijital kamera, personal emergency response system (PERS) gibi vücut ısısı değişikliklerini algılayabilen internet ağına bağlı çalışan cihazlar vb. bir çok teknolojik alet sayılabilir.
Burada sayılan kimi alet kliniklerde kullanılırken kimi aletlerin kliniklerde kullanımı akla bile gelmeyebilir. Holistik bir bakım çerçevesinde düşündüğümüzde hemşirelik bakımını tam anlamıyla sağlayabilmek için aslında ihtiyacımız olan şeyler bu teknolojik aletlerdir. Yani hemşire teknoloji ile kendini geliştirmeli ve hatta teknolojiyi yakından takip etmelidir.
Klinik sahada yapılan tele hemşirelik uygulamaları çoğu hemşire tarafından uygulanmaktadır ve her kliniğin kendine özgü tele hemşirelik uygulamaları mevcuttur. Klinikler arası transferlerde ise hemşirelerin bu uygulamalara birkaç gün içerisinde uyum sağlaması bekleniyor. Ama ilk başta da söylediğim gibi bakım verdiğimiz hastalar biz hemşirelere sadece hastanede bulundukları süre içerisinde değil, taburculuk sonrası da ihtiyaç duyarlar. Bu durumda devreye evde tele sağlık ve tele hemşirelik uygulamaları giriyor. Buraya kadar her şey normal ve hatta bildiğimiz şeylerdir ama evde tele sağlık ve tele hemşirelik, o nasıl olacak dediğinizi duyar gibiyim. Ülkemizde pek de yaygın olmayan bir uygulama bu ama faydalarını göz önüne serdiğimizde yaygın olması gerektiğini savunan biriyim ben.
Evde tele hemşirelik uygulamalarının faydalarını saydığımızda ilk olarak maliyet etkinliğini görürüz. Hastanın bir sesli arama veya görüntülü konuşma yoluyla takibinin sağlanması komplikasyonlara veya yanlış bakıma bağlı hastaneye geri dönüş oranlarını azaltıyor. Bu da maliyeti düşürmeye yarıyor ve “hemşire aynı zamanda iyi bir ekonomist olmalıdır” sözünü desteklediği de aşikâr. Bir diğer faydası hastanın aklına takılan veya sormayı unuttuğu durumları sorması için bir fırsat oluşturmasıdır. Bu hem hastanın hem de hasta yakınlarının memnuniyetini arttıran bir durumdur. Hemşireler için de hastalarının takip ve bakımlarının daha kolay gerçekleştirilmesi ve iş memnuniyetinin de dolaylı olarak artmasını sağlar.
Sağlık problemleri üzerinden tele hemşirelik uygulamalarını incelediğimizde şizofreni hastaları ve tele hemşirelik üzerine yapılan araştırmada telefon ile problem çözme müdahalesi yöntemi kullanılmış bu yöntemin şizofreni hastalarında toplum içine girmeyi sağladığı, hastaneye yeniden yatış oranlarını azalttığı, taburculuk sonrası dönemde ilaç tedavisine olan uyumu artırdığı ve psikiyatrik bulgularının azaldığı gözlenmiştir.
Diyet, ilaç kullanımı, sigara bırakma, evde egzersiz uygulamaları gibi konularda hatırlatma tekniği uygulanmış ve hastalarda olumlu yönde etki sağladığı gözlenmiştir.
KOAH’lı hastalarda yapılan değerlendirmede pulmoner rehabilitasyon yüz yüze görüşme ve tele hemşirelik yöntemleri birlikte uygulanmış, çalışma sonuçlarında yaşam kaliteleri üzerinde iyi yönde etkisi olduğu saptanmıştır.
Tele hemşirelik danışmanlığının ailede bakım verici rolünde olan kişilerin stresini azalttığı, bu kişilerin günlük yaşantısındaki diğer işlerine daha fazla zaman ayırabildiği ve aile içi ilişkilerin daha iyi yürütmesini sağladığı gözlenmiştir.
COVID-19 pandemisi immün sistemindeki değişiklikler nedeniyle enfeksiyona yatkın olan gebeleri için hastane ortamını riskli konuma getiriyor. Bu durumda da sağlık hizmetlerinin aksatılmaması adına tele hemşirelik hizmetleri kullanılması önerilmiştir.
COVID-19 sadece gebeler üzerinde değil diğer insanlar için de tele hemşirelik hizmetlerinin kullanımını arttırmıştır. Washington Eyaleti Sağlık Bakanlığının (Washington State Department of Health) internet sayfasında tele sağlık ve tele hemşirelik uygulamalarının pandemi ile görülmemiş bir oranda artış gösterdiğini ifade edilmiştir. Tele sağlık hakkında Dr. Mehmet Öz Hürriyet gazetesinin web sayfasında yazdığı yazıda tele sağlığın tamamen yüz yüze doktor görüşmelerini bitirmese de gerekli görüldüğü durumlarda kullanılabilecek ve benimsenmesi gereken bir teknoloji olduğuna inandığını belirtmiştir.
5 Eylül Dünya Omurilik Yaralanması Günü kapsamında “Telekomünikasyon ve Teletıp ile Sağlıklı Kal” teması adı altında yapılan uluslararası ödüllü video yarışmasında “Covid-19 ve Omurilik Yaralanması: Tele tıp ve Telekomünikasyon Yardımı ile Sağlıklı Kal” konusu ile Prof. Dr. Belgin Erhan önderliğinde hazırlanan video çalışması 4. olmuştur. Buradan da anlaşılacağı üzere tele sağlık ve tele hemşirelik yavaş yavaş günlük yaşama entegre olmakta. Bu durum hızlı bir şekilde yayılırken hemşirelerin ve hatta hemşirelik öğrencilerinin de bu konu hakkındaki bilgisi arttırılmalıdır.
Kliniklerdeki teknolojilerden kullandığımız sürece haberdarız ama klinik dışındaki durumu da takip etmemiz gerekiyor. Hepimiz biliyoruz ki hemşirelik mesleği sadece bir meslek değil aynı zamanda bu mesleğe sahip olan kişinin tüm yaşamı. Hemşire, çalıştığı hastanesinden ayrıldığında hala akrabasının, komşusunun, dışarıda rahatsızlanan bir çocuğun hemşire ablası ya da abisi. Durum bu iken teknoloji kullanımını sadece klinik içi olarak düşünmek çok yanlış olur. Hemşirenin kendini geliştirmesi ve hatta bu doğrultuda bilinçlenmesi daha da derin düşünürsek öğrencilik hayatından itibaren bu durum aşılanması tele hemşireliğin ülkemiz adına gelişmesinde büyük rol oynayacaktır.
Hemşireler sağlık sisteminin kalbidir. Hemşireler hastalarının gözüne bakıp yüreklerini okşayan şifalı ellerdir. Yaşatmak, yaşamaktan daha güzeldir ve bizler biliriz ki bir hayat kurtarırsan kahraman, binlerce hayat kurtarırsan “HEMŞİRE” olursun!