Bu içerikle, yemek arzularınızın gerçekten size mi ait olduğunu yoksa bağırsaklarınızda yaşayan bakterilerinizin yani mikrobiyotanızın bir oyunu mu olduğunu öğreneceksiniz.
Kendinizi bir anda dayanılmaz bir çikolata arzusunun ortasında buldunuz mu hiç?
Ya da gecenin bir yarısı kalkıp dolaptaki turşuyu kaşıkladığınız oldu mu?
Bu ani yemek isteklerinin arkasında sadece “canınızın çekmesi” değil, bağırsaklarınızda yaşayan minik canlıların—yani mikrobiyotanızın—bir etkisi olabilir desem, şaşırır mısınız?
Evet, kulağa bilim kurgu gibi geliyor. Ama bilim dünyası artık bu konuyu oldukça ciddiye alıyor.
Bizi Bizden İyi Tanıyan Misafirler: Mikrobiyota
Bağırsaklarımızda yaşayan trilyonlarca mikroorganizma var. Bunlar bakteri, mantar, virüs gibi farklı canlılardan oluşan bir ordu ve bu ordu sadece sindirime yardımcı olmakla kalmıyor; bağışıklık sistemimizi, ruh halimizi hatta yeme tercihilerimizi bile etkileyebiliyor.
Vücudumuzda yaşayan bu bakteriler, enerji ihtiyaçlarını karşılamak için belirli türde gıdalara yöneliyorlar. Örneğin, bazı bakteriler şekeri severken, bazıları lifli gıdalardan hoşlanıyor. İşin ilginç tarafı şu: Bu bakteriler ne isterse, biz de onu canımız çekiyormuş gibi hissediyoruz.
“Ben Canım Tatlı Çekti Sanıyordum…”
Şimdi şu durumu bir düşünelim.
Öğle yemeğinden sadece bir saat sonra, birdenbire aklınıza dondurma düşüyor. Mideniz tok, hatta fiziksel olarak aç olduğunuzu da hissetmiyorsunuz.
Peki, bu arzu nereden geliyor?
Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, bazı bağırsak bakterileri beyne sinyaller göndererek sizi belirli gıdaları yemeye yönlendirebiliyor. Bu sinyaller nörotransmitterler (sinir taşıyıcıları) veya hormonlar aracılığıyla iletiliyor. Hatta bazı bakterilerin, bağırsak sinir sistemini (enterik sinir sistemi) etkileyerek ruh halinizi bile değiştirebildiği düşünülüyor. Kendinizi birden keyifsiz hissedip çikolataya sarıldığınız olduysa, suçlu sadece siz olmayabilirsiniz!
Mikrobiyota – Ruh Hali – Yeme İsteği Üçgeni
Serotonin, yani “mutluluk hormonu”, vücutta büyük oranda bağırsaklarda üretiliyor. Bu da mikrobiyotanın sadece yeme tercihlerimizi değil, ruh halimizi de etkileyebileceğini gösteriyor. Eğer bağırsak dengeniz bozulmuşsa, bu durum anksiyete, depresyon ve hatta yeme bozukluklarıyla bağlantılı olabiliyor.
Ve evet, bazı bakteri türlerinin varlığı, sizi daha karbonhidrat ağırlıklı, bazı türler ise daha yağlı gıdalara yönlendirebilir. Bu da demek oluyor ki “yemek seçmek” aslında tek başımıza aldığımız bir karar değil. İçimizdeki minik dostlarımız da bu işte söz sahibi.
O Zaman Ne Yapmalı?
Her canımız bir şey çektiğinde, bu isteğin gerçekten bedenimizin mi yoksa mikrobiyomun mu sesi olduğunu anlamak zor olabilir. Ancak bazı alışkanlıklarla bağırsak sağlığımızı destekleyip bu sinyallerin kontrolünü biraz daha kendi elimizde tutabiliriz.
Dengeli ve lif açısından zengin beslenin.
Lif, faydalı bakteriler için en iyi yakıt. Özellikle prebiyotik dediğimiz çözünebilen lifler (örneğin muz, soğan, sarımsak, yulaf) iyi bakterileri besliyor.
Probiyotik kaynaklarını artırın.
Yoğurt, kefir, turşu gibi fermente gıdalar bağırsak florasını destekler.
Aşırı şeker ve işlenmiş gıdalardan uzak durun.
Bunlar zararlı bakterilerin çoğalmasını kolaylaştırabilir.
Stresi yönetin.
Çünkü stres, bağırsak florasını doğrudan etkileyebilir.
Yeme isteklerini sadece irade gücüyle kontrol altına almaya çalışmak çoğu zaman başarısız olur. Bunun nedeni, işin içinde sadece “karakter gücü” değil, aynı zamanda biyolojik bir yapı olan mikrobiyota olmasıdır.
Kendi bedeninizle kurduğunuz ilişkiyi yeniden düşünmek isterseniz, bir dahaki sefer canınız çikolata çektiğinde şu soruyu sormayı deneyin: “Bunu gerçekten ben mi istiyorum, yoksa içimdeki bakteriler mi?”

Eczacıbaşı Evital, online psikolojik ve beslenme danışmanlarından ve sağlık profesyonellerinden randevu almanızı sağlar. Hizmetlere indirimli olarak buradan ulaşabilirsiniz.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.
Kaynaklar
Alcock, J., Maley, C. C., & Aktipis, C. A. (2019). Is eating behavior manipulated by the gastrointestinal microbiota? Evolutionary pressures and potential mechanisms. BioEssays, 41(2), 1800259.