Dr. Sami Kocaekiz ile İngiltere’de cerrahi alanında kariyer yapma sürecini ve Türkiye’de aldığı tıp eğitiminin bu yoldaki etkilerini konuştuk. Kendisi, yurtdışında eğitim ve çalışma deneyimlerini, karşılaştığı zorlukları ve fırsatları içtenlikle paylaşıyor. Bu röportaj, İngiltere’de tıp kariyeri yapmak isteyen genç hekimler için değerli bir rehber niteliğinde.
İzmir Atatürk Lisesi mezunuyum. Tıp eğitimimi Dokuz Eylül Üniversitesi’nde tamamladım. Şu anda Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Acil Servis biriminde, Devlet Hizmet Yükümlülüğü kapsamında pratisyen hekim olarak görev yapıyorum. Aynı zamanda University College London’da Klinik Araştırmalar alanında yüksek lisans eğitimime uzaktan devam ediyorum.
Adife Ahsen ÇETİN: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Tıp eğitimini nerede aldınız ve pratisyen hekim olarak kariyerinize nasıl başladınız?
Dr. Sami KOCAEKİZ: 2024 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, Devlet Hizmet Yükümlülüğü kapsamında ilk tercihim olan Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne atandım. Görevime burada, acil serviste pratisyen hekim olarak başladım.
Adife Ahsen ÇETİN: İngiltere’de çalışma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu karar sürecini etkileyen faktörler nelerdi?
Dr. Sami KOCAEKİZ: Bu fikir, fakültedeki öğrencilik yıllarımda arkadaşlarımın Erasmus ve yurtdışı staj programlarına katıldığını gördüğümde şekillenmeye başladı. İngilizceye olan hâkimiyetim sayesinde ben de Birleşik Krallık’ta bir staj imkânı buldum. Orada edindiğim deneyimler, hem çalışma ortamını hem de sağlık sistemini sevmemi sağladı. 5. sınıfta cerrahi stajlara katıldıkça ve intörnlük sürecini yaşadıkça, Türkiye’deki cerrahi eğitimin bana uygun olmadığını fark ettim ve mesleki yolculuğuma yurtdışında devam etme kararımı netleştirdim.
Adife Ahsen ÇETİN: Şu anda İngiltere’de çalışmıyorsunuz ancak önceki deneyimleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?
Dr. Sami KOCAEKİZ: Şu anda henüz İngiltere’de aktif olarak çalışmaya başlamadım. PLAB 1 sınavını başarıyla geçtim ve şu anda PLAB 2’ye hazırlanıyorum. Hedefim, F3 pozisyonu ya da CST1 seviyesinde bir görevle İngiltere’de cerrahi kariyerime adım atmak. Daha önce üç kez İngiltere’de staj yapma fırsatım oldu: biri Erasmus programı kapsamında, biri yaz stajı olarak, diğeri ise mezuniyet sonrası gerçekleştirdiğim clinical attachment şeklindeydi. Tüm bu deneyimlerimi plastik cerrahi alanında edindim.
Adife Ahsen ÇETİN: İngiltere’de cerrahi alanlarda uzmanlık eğitimi nasıl işliyor? Türkiye veya başka ülkelerle karşılaştırdığınızda sistemin farkları neler?
Dr. Sami KOCAEKİZ: İngiltere’de cerrahi eğitimin en belirgin farkı, sürecin daha uzun ama aynı zamanda daha kademeli ve yapılandırılmış olması. Eğitim, foundation program ile başlayıp core training ve ardından specialty training aşamalarıyla devam ediyor. Bu sistem hem düzenli hem de oldukça rekabetçi; dolayısıyla güçlü bir CV’ye sahip olmanız büyük önem taşıyor. Öte yandan, çalışma koşulları Türkiye’ye kıyasla çok daha insani. Hiyerarşi daha yatay düzeyde, çalışma ortamı ise daha destekleyici. Türkiye’deki yoğun tempo ve belirgin kıdem ilişkileri, herkesin adapte olabileceği bir sistem olmayabilir.
Adife Ahsen ÇETİN: Foundation Program ve Core Surgical Training hakkında bilgi verebilir misiniz? Süreç nasıl işliyor?
Dr. Sami KOCAEKİZ: Foundation Program’ı, aslında iki yıllık bir intörnlük süreci gibi değerlendirebiliriz. Uluslararası mezunlar (IMG’ler) de bu programa başvurabiliyor. En büyük avantajı, doğrudan sistemin içine girerek hem klinik deneyim kazanmak hem de iş bulma sürecini kolaylaştırmak. Ancak Türkiye’de tamamladığımız intörnlük ve Devlet Hizmet Yükümlülüğü bu programda eşdeğer kabul edilmediği için, bu iki yıl bazıları için zaman kaybı gibi görünebilir.
Core Surgical Training (CST) ise temel cerrahi eğitimin verildiği iki yıllık bir program. Bu programa başvurabilmek için Foundation Program ya da ona denk bir süreci tamamlamış olmak gerekiyor. Adaylar MSRA sınavına giriyor ve ilk 1200’e girenler mülakat sürecine davet ediliyor. Oldukça rekabetçi bir sistem, bu nedenle hem akademik başarı hem de klinik deneyim açısından güçlü bir başvuru dosyası gerekiyor.
Adife Ahsen ÇETİN: Başvurular sırasında hangi kriterler öne çıkıyor? (Örn. IELTS/PLAB, klinik deneyim, referanslar)
Dr. Sami KOCAEKİZ: Dil yeterliliği konusunda, özellikle Londra dışındaki hastanelerde net bir kriter her zaman belirtilmiyor. Ancak bazı kurumlar, örneğin Royal Free Hospital gibi prestijli hastaneler, oldukça yüksek bir IELTS skoru talep edebiliyor. Ben kendi süreçimde OET sınavını tercih ettim; sınav formatı bana daha uygun geldiği için daha kolay ve yönetilebilir buldum.
PLAB 1 ve 2 sınavları “pass/fail” sistemiyle değerlendirildiği için, bu sınavların CV üzerindeki etkisi sınırlı. Bu noktada bence en belirleyici unsur, kurduğunuz bağlantılar. Daha önce tanıştığınız ve birlikte çalıştığınız hocalar, sizi referansla yönlendirebiliyor. NHS deneyimi, akademik çalışmalar ve güçlü referanslar da bu süreçte oldukça önemli avantajlar sağlıyor.
Adife Ahsen ÇETİN: Neden özellikle İngiltere’yi tercih ettiniz? Almanya, ABD veya diğer Avrupa ülkeleri yerine İngiltere’yi seçmenizdeki temel neden neydi?
Dr. Sami KOCAEKİZ: İngiltere’yi tercih etmemdeki en önemli neden, İngilizceye hâkim olmam oldu. Almanca’yı yalnızca lise yıllarında bir miktar öğrenmiştim ve bu dili ileri seviyeye taşımak bana oldukça zahmetli göründü. Ayrıca İngiltere, ulaşım açısından da oldukça avantajlı; İzmir’den direkt ve uygun fiyatlı uçuşlarla ulaşmak mümkün.
Amerika Birleşik Devletleri ise hem coğrafi olarak çok uzak hem de özellikle cerrahi alanında match süreci oldukça zorlu ve rekabetçi. Plastik cerrahide match yapan bir arkadaşım oldu, ancak onun yaşadığı yoğun ve yorucu süreç beni bu tercihten uzaklaştırdı. İngiltere’nin daha dengeli, sistemli ve insani yönüyle öne çıkan yapısı, bana çok daha uygun geldi.
Adife Ahsen ÇETİN: İngiltere’de cerrahi kariyer yapmak isteyen bir hekime ne gibi avantajlar sunuluyor?
Dr. Sami KOCAEKİZ: Cerrahi eğitim alan doktorların büyük çoğunluğu eğitim süreçlerinden memnun. CST1 seviyesinden itibaren primer vakalarda aktif rol alabiliyorlar. Burada sayısal çokluktan ziyade, vaka nitelikleri ve öğrenme sürecinin kalitesi ön planda tutuluyor. Eğitici hekimler öğretmeye istekli ve oldukça destekleyici bir ortam sunuyor. Kapsayıcılık açısından da sistem oldukça ileride; farklı kültürel ve eğitimsel geçmişlerden gelen hekimler, uyum sağlamakta zorlanmadan bu yapının içinde yer alabiliyor.
Adife Ahsen ÇETİN: Bu süreçte sizi en çok zorlayan veya hazırlıksız yakalayan konu ne oldu?
Dr. Sami KOCAEKİZ: İntörnlük döneminin başına kadar TUS’a hazırlanıyordum. İngiltere sürecine daha erken başlamış olsaydım, belki bazı aşamalar daha kolay ilerleyebilirdi. Ancak bu süreçte beni en çok zorlayan kısım kesinlikle maddi yük oldu. Özellikle şu anda devam ettirdiğim yüksek lisans programı, bu zorluğu daha da derinleştirdi.
Adife Ahsen ÇETİN: Uzmanlık sürecinizde hedeflediğiniz alan nedir? (Örn. genel cerrahi, ortopedi, nöroşirürji vs.)
Dr. Sami KOCAEKİZ: Tıp fakültesine başlamadan önce bile plastik cerrahiye karşı özel bir ilgim vardı. Bu alanın hayati aciliyeti olmayan bir branş olması ve sonuçların görsel olarak hızlı bir şekilde ortaya çıkması, beni motive eden önemli faktörler arasında yer alıyor.
Adife Ahsen ÇETİN: Uzmanlık sonrası kariyer planlarınız arasında akademik çalışma, araştırma veya farklı bir ülkeye geçiş gibi fikirler var mı?
Dr. Sami KOCAEKİZ: Akademik çalışmalar yapmayı, özellikle doktora sürecini tamamlamayı hedefliyorum. Günümüzde birçok konsültan pozisyonunda bu artık neredeyse zorunlu bir şart haline geldi. Ancak uzun süreli olarak başka bir ülkeye göç etmeyi düşünmüyorum. Zaten bu süreçte partnerimle birlikte kariyer planlarımızı şekillendirdik ve bir göç sürecini daha kaldırabileceğimi düşünmüyorum.
Adife Ahsen ÇETİN: Türkiye’de eğitim almış bir hekimin İngiltere’de başarılı olma şansını nasıl değerlendirirsiniz?
Dr. Sami KOCAEKİZ: Kesinlikle yüksek bir seviyedeydi. Ben herhangi bir zorluk yaşamadım; hatta bir gözlem sırasında uzmanların sorduğu sorulara tek doğru cevabı veren kişi bendim ve bu yüzden ülkem adına küçük bir takdir aldım. Türkiye’deki tıp eğitiminin kalitesinin orada da fark edildiğini görmek benim için çok değerliydi.
Adife Ahsen ÇETİN: İngiltere’de tıp kariyeri yapmak isteyen genç hekimlere ne gibi önerilerde bulunursunuz?
Dr. Sami KOCAEKİZ: Öncelikle hangi ülkeyi hedeflediklerine net bir şekilde karar versinler ve enerjilerini yalnızca o hedefe odaklasınlar. Aynı anda hem TUS hem de yurtdışı planlarını yürütmek sürdürülebilir olmuyor. Maddi açıdan iyi hazırlanmak ise büyük önem taşıyor. Ayrıca, hedefledikleri uzmanlık alanına gerçekten bağlılıklarını gösteren, güçlü ve tutarlı bir CV oluşturmalılar.
Adife Ahsen ÇETİN: Bu süreçte size ilham veren ya da yol gösterici olan biri veya bir kaynak oldu mu?
Dr. Sami KOCAEKİZ: Başta bana ilham veren bir arkadaşım vardı; PLAB 1’i geçmiş ve Foundation Programme kabulü almıştı, ancak sonrasında bu süreçten vazgeçti. Yol gösterici olarak YouTube’daki RoadtoUK kanalını takip ediyorum. Ayrıca birçok Türk doktorun paylaştığı tecrübeler de benim için oldukça yol gösterici oldu.
Simbians Türkiye, bir sağlık eğitimi platformudur. Simbians’ta yer alan hastalıklar ve sağlık durumları hakkında daha fazla bilgi edinin. Diğer röportajlara ulaşarak merak ettiklerinizi öğrenin.