Bu içerikle zona (herpes zoster) hastalığını, kimlerde daha sık görüldüğünü, yol açabileceği komplikasyonları ve aşıyla nasıl korunabileceğinizi öğreneceksiniz.
Bir Zamanlar Su Çiçeği Geçirdiyseniz Dikkat!
Çocuklukta geçirdiğimiz o kaşıntılı ve kırmızı döküntülerle dolu “su çiçeği” hastalığını hatırlıyor musunuz?
Belki de çoktan unuttunuz…
Ama maalesef vücut unutmaz!
Çünkü bu hastalığa neden olan Varicella Zoster virüsü bedenimize yerleşip yıllar sonra “zona” adıyla tekrar ortaya çıkabilir.
Üstelik bu sefer daha farklı bir yüzle: şiddetli ağrı, yanma ve döküntülerle gelen bir enfeksiyon olarak…
Zona Nedir?
Zona, halk arasında “gece yanığı” olarak da bilinir. Tıbbi adıyla herpes zoster, su çiçeğine neden olan virüsün (Varicella Zoster) yıllar sonra sinir uçlarından tekrar aktifleşmesiyle oluşur. Virüs, sinir hücrelerinde gizli kaldıktan sonra bağışıklık sisteminin zayıfladığı bir anda yeniden uyanır ve sinir boyunca yayılarak o bölgede kızarıklık, döküntü ve şiddetli ağrıyla kendini gösterir.
Genellikle vücudun bir tarafında, kuşak şeklinde görülen bu döküntüler ağrılıdır ve kişiyi günlük yaşamdan koparabilir.
Zona Kimlerde Daha Sık Görülür?
Zona, her yaşta görülebilir ama bazı gruplarda daha fazla risk taşır.
- 50 yaş ve üzerindeki bireylerde
- Bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde (kanser hastaları, organ nakli yapılanlar, HIV pozitif bireyler)
- Kronik hastalığı olanlarda (Diyabet, KOAH gibi)
- Yoğun stres yaşayan bireylerde
- Daha önce su çiçeği geçirmiş olan herkeste zona gelişme riski bulunur.
Zonanın Yol Açabileceği Komplikasyonlar Nelerdir?
Zona bazen sadece ağrı ve döküntüyle sınırlı kalmaz. Özellikle tedavi edilmezse ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Postherpetik Nevralji (PHN)
Zona geçtikten sonra bile aylarca hatta yıllarca süren şiddetli sinir ağrısı oluşabilir. Özellikle yaşlı bireylerde çok sık görülür ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürür.
Göz Tutulumu (Oftalmik Zona)
Eğer virüs göz çevresine yerleşirse görme kaybına kadar gidebilen komplikasyonlar gelişebilir. Göz tutulumu acil tıbbi müdahale gerektirir.
Nörolojik Sorunlar
Nadir de olsa beyin iltihabı (ensefalit), menenjit ve felç gibi ciddi sinir sistemi komplikasyonları da görülebilir.
İkincil Enfeksiyonlar
Zona döküntüleri enfekte olursa iltihaplanma, yara izi ve cilt deformasyonları gelişebilir.
Zona Aşısı: Korunmak Mümkün mü?
Evet, zona önlenebilir bir hastalıktır! Özellikle 50 yaş ve üzerindeki bireyler için önerilen zona aşısı, bu hastalığa ve komplikasyonlarına karşı oldukça etkili bir koruma sağlar.
- Aşının koruyuculuğu %90’a kadar çıkabilir.
- Hem hastalığı önler hem de hastalık gelişse bile komplikasyonların daha hafif seyretmesini sağlar.
Aşı, bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde de (doktor onayıyla) uygulanabilir.
Peki Zona İçin Ne Yapmalı?
Eğer siz de risk grubundaysanız (özellikle 50 yaş üzerindeyseniz ya da bağışıklık sisteminiz baskılanmışsa) bir aile hekimi ya da enfeksiyon hastalıkları uzmanı ile görüşüp zona aşısı hakkında bilgi alın. Unutmayın; erken korunma, hem hastalığı önlemek hem de komplikasyon riskini azaltmak açısından hayat kurtarıcı olabilir.
Zona basit bir deri hastalığı gibi görünse de arkasında ciddi nörolojik ve sistemik komplikasyonlar barındırabilir. Özellikle şiddetli sinir ağrıları, göz problemleri ve beyin enfeksiyonları riski taşıyan bu hastalık, erken tanı ve aşı ile büyük ölçüde önlenebilir.
Hayatınızda zaten yeterince ağrı ve stres varken, bir de zona eklenmesin. Sağlığınızı önemseyin, bilgilenin ve gerekirse aşı olun.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.
Kaynaklar
Yılmaz, G., & Topaloğlu, M. (2022). Zona (herpes zoster) enfeksiyonu ve postherpetik nevralji: Tanı ve tedavi yaklaşımları. Türk Aile Hekimliği Dergisi, 26(3), 145-152.
Öztürk, M., & Karadeniz, G. (2020). Yaşlı bireylerde herpes zoster enfeksiyonu ve aşılamanın önemi. Geriatri ve Gerontoloji Dergisi, 4(2), 63–70.
Çalışkan, T., & Demirci, B. (2023). Zona hastalığının klinik özellikleri ve tedavi yöntemlerinin karşılaştırılması. Klinik ve Deneysel Araştırmalar Dergisi, 9(1), 25–31.