Bu içerikle kekemelik hakkında toplumda sıkça duyduğunuz ama aslında bilimsel temeli olmayan yanlış inanışların ardındaki gerçekleri öğreneceksiniz.
Kekemelik, yalnızca konuşma hızının bozulduğu bir durum değil; duygusal, nörolojik ve sosyal boyutları olan çok yönlü bir süreçtir. Ancak ne yazık ki, birçok birey ve ebeveyn, bu durumu hâlâ “psikolojik bir sorun”, “dikkat çekme isteği” veya “zayıf karakter göstergesi” olarak görmektedir.
Oysa her kekemelik öyküsü, farklı bir deneyimdir. Bazı çocuklarda konuşma akıcılığı zamanla düzelirken, bazılarında yaşam boyu süren bir mücadeleye dönüşebilir. Burada önemli olan, “neden kekeliyor?” sorusuna değil, “onu nasıl daha iyi anlayabiliriz?” sorusuna odaklanmaktır.
Aşağıda, kekemelikle ilgili en sık dile getirilen 15 yanlış inanış ve doğruları yer alıyor. Her birini anlamak, hem kekeme bireylerin yaşam kalitesini artırmak hem de toplumun farkındalık düzeyini güçlendirmek için önemli bir adım.
Kekemelikte Doğru Bilinen 15 Yanlış
❌ Yanlış: Kekemelik sadece psikolojik bir hastalıktır.
✅ Doğru: Kekemelik, tek başına psikolojik bir hastalık değildir. Araştırmalar, genetik yatkınlık, nörolojik farklılıklar ve dil gelişim süreçlerindeki karmaşık etkileşimlerin rol oynadığını göstermektedir. Psikolojik faktörler kekemeliği tetikleyebilir ama asıl neden değildir.
❌ Yanlış: Kekeme çocukların zekâsı düşüktür.
✅ Doğru: Kekemelikle zekâ arasında hiçbir bağlantı yoktur. Kekeme bireyler, yaşıtlarıyla aynı bilişsel kapasiteye sahiptir. Hatta birçok kekeme birey, duyusal farkındalıkları ve empatik becerileri sayesinde güçlü iletişim kurabilir.
❌ Yanlış: Çocuğa “yavaş konuş” demek kekemeliği düzeltir.
✅ Doğru: Sürekli “yavaş konuş” gibi uyarılar, çocuğun kaygısını artırır. Bu da akıcılığı zorlaştırır. Konuşma terapilerinde amaç, “yavaşlatmak” değil, “doğal ritmi desteklemektir”.
❌ Yanlış: Kekemelik kendiliğinden geçer.
✅ Doğru: Bazı çocuklarda geçici kekemelik görülebilir; ancak kalıcı kekemelikte uzman desteği gerekir. Özellikle okul öncesi dönemde başlayan vakalarda erken müdahale, tedavi başarısını artırır.
❌ Yanlış: Kekemelik bulaşıcıdır.
✅ Doğru: Kekemelik bulaşıcı değildir. Çocuk başka bir kekemeyi taklit edebilir, ancak bu davranış kalıcı olmaz. Kekemelik, öğrenilen bir konuşma biçimi değil, nörogelişimsel bir durumdur.
❌ Yanlış: Kekemelik başarıya engeldir.
✅ Doğru: Tarihte birçok başarılı kişi kekemelik yaşamıştır. Örneğin, Winston Churchill veya Bruce Willis bu durumun kariyerlerini engellemediğini kanıtlamıştır. Kekemelik, kişisel potansiyelin önünde bir bariyer değildir.
❌ Yanlış: Kekemelik sadece çocuklukta görülür.
✅ Doğru: Çoğunlukla çocuklukta başlasa da yetişkinlikte de devam edebilir veya travma sonrası başlayabilir. Yani kekemelik sadece “çocukluk dönemi problemi” değildir.
❌ Yanlış: Kekeme bireyler konuşmayı öğrenemez.
✅ Doğru: Kekemelik, konuşmayı öğrenememek değil, konuşmada akıcılığı sürdürememektir. Kekeme bireyler tüm sesleri çıkarabilir, sadece bu sesleri kesintisiz şekilde aktarmakta zorlanırlar.
❌ Yanlış: Kekemelik zamanla mutlaka geçer.
✅ Doğru: Bazı bireylerde kendiliğinden azalabilir; ancak bu her zaman geçerli değildir. Erken teşhis ve konuşma terapisi, kalıcılığı azaltmanın en etkili yoludur.
❌ Yanlış: Kekemeliği olan çocuklarla konuşmamak gerekir.
✅ Doğru: Tam tersine, çocukla iletişimden kaçmak özgüvenini zedeler. Onu sabırla dinlemek, kelimelerini tamamlamadan beklemek çok değerlidir. Destekleyici bir dinleyici, terapiden bile etkili olabilir.
❌ Yanlış: Kekemelik sadece korkuların sonucudur.
✅ Doğru: Şiddetli korkular kekemeliği tetikleyebilir; ancak temel neden genetik, nörolojik ve dilsel faktörlerin birleşimidir. Travma sonrası başlayan kekemelikler “edinsel kekemelik” olarak adlandırılır.
❌ Yanlış: Çocuğu sürekli düzeltmek işe yarar.
✅ Doğru: Sürekli düzeltme, çocukta “hata yapmaktan korkma” davranışı yaratır. Bu da konuşmayı durdurur. Terapötik yaklaşım, hata değil ilerleme üzerine kurulmalıdır.
❌ Yanlış: Kekemelik kalıcıdır, tedavisi yoktur.
✅ Doğru: Kekemelik tamamen ortadan kalkmasa da doğru terapi teknikleriyle büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Akıcılığı artıran nefes egzersizleri, dil ve ritim terapileri bu konuda etkilidir.
❌ Yanlış: Kekemelik sadece erkeklerde görülür.
✅ Doğru: Erkeklerde daha sık rastlanır ama kızlarda da görülür. Cinsiyet farkı oranı yaklaşık 4:1 olsa da, kız çocuklarında erken iyileşme olasılığı daha yüksektir.
❌ Yanlış: “14 günde kekemeliği bitiriyoruz” gibi kurslar kesin çözümdür.
✅ Doğru: Kekemelik kısa sürede “bitirilebilen” bir durum değildir. Ancak yoğun konuşma terapileri ve uzun süreli takip, bireyin akıcılığını önemli ölçüde artırabilir. Gerçek ilerleme, sabır ve süreklilik gerektirir.
Kekemelik, çoğu zaman konuşmaktan çok “kendini ifade edememe korkusuyla” ilişkilidir. Bu nedenle sadece ses tellerini değil, kalbi de etkiler.
Kekemelik yaşayan bireyler genellikle konuşmalarında değil, dinleyenlerin tepkilerinde zorlanır. Bu yüzden çevrenin desteği hayati önemdedir. Bir kekeme bireyle konuşurken;
-
Onun cümlesini tamamlamayın,
-
Göz temasını sürdürün,
-
“Hadi, konuşsana” gibi baskı kurmayın,
-
Ve en önemlisi: sabırla dinleyin.
Bu yaklaşım, kekemelik yaşayan kişinin kendine olan güvenini yeniden inşa etmesine yardımcı olur.
Kekemelik, bir “ayıp” ya da “kusur” değil; farklı bir konuşma biçimidir. Her bireyin akıcılık düzeyi farklıdır, önemli olan bu farklılıkla barış içinde yaşamayı öğrenmektir.
Eğer çocuğunuzda ya da yakınınızda kekemelik gözlemliyorsanız, geçmesini beklemek yerine bir dil ve konuşma terapistine başvurun. Erken dönemde başlayan profesyonel destek, kalıcı fark yaratabilir.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.

