Yeşil Kozmetik…
Denge…
İnsan çevresiyle uyum içerisinde fakat doğası gereği çevresini değiştirerek yaşamını sürdüren bir canlıdır. Uzun yıllar doğa ile insan arasındaki dengenin hiç bozulmayacağını düşündük. Fakat günümüz dünyasının bir kısmında doğal kaynaklar hızla tüketilirken diğer kısımda temel gereksinimler bile karşılanamaz hale geldi.
Pek çok doğal kaynak için tükenmeyen kaynaklar oldukları düşünülürken 20. yüzyılda doğamızın büyük tehditler altında olduğunu fark etmeye başladık. Böylece sürdürülebilirlik kavramı hayatlarımızda gittikçe daha çok yer kaplar oldu.
Sürdürülebilirlik Nedir?
İlk kez 1994 yılında şöyle tanımlanmış: “Bugünün gerekliliklerini, gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını gidermelerine engel olmadan karşılamak”.
Tüm tüketim davranışlarımıza etki eden bu farkındalık, temel bir ihtiyaç olmasa da hemen hemen hepimizin hayatında küçük ya da büyük yer kaplayan kişisel bakım yani kozmetik sektörünü de yakından ilgilendiriyor. Çoğu kişi için vazgeçilmez olan kozmetik ürünler sandığımızdan çok daha fazla ve hızlı üretilip tüketiliyor. Bu da kozmetik sektörüne çevreye ve yaşama duyarlı yeni bir üretim anlayışı olan “Sürdürülebilir Kozmetik” veya diğer bir tabirle “Yeşil Kozmetik” kavramlarını getiriyor.
Sürdürülebilir Kozmetik
İnsanların cilt, saç ve tırnaklarının daha sağlıklı ve kusursuz olması için kullandıkları fakat ilaç niteliğinde olmayan ürünlere kozmetik ürünler diyoruz. Çevresel atık üretmeyen, insan sağlığına zarar vermeyen, üretiminde hayvanların zarar görmediği, çok bileşen yerine az bileşenden oluşan, hammadde kaynağını yenilenebilir malzemeden elde eden ürünlere ise sürdürülebilir kozmetik ürünler diyoruz.
Sürdürülebilir kozmetik kavramıyla birlikte kozmetik ürünlerin içerik ve ambalajlarının neden olduğu karbon emisyonunun azaltılması üzerine olan çalışmalar hız kazandı. Her yıl yaklaşık 120 milyar kozmetik ürün ambalajının üretildiği ve bunların çoğunun tek kullanımlık ürünler olduğu biliniyor. Bu durumun etkilerini azaltmak için bazı markalar tarafından geri dönüştürülebilir ambalaj üretimi, ürün ambalajlarının/ kutularının iadesinin kabul edilmesi gibi girişimler geliştirilmiştir. Diğer bir girişimde biyobozunur maddelerin kullanılmaya başlanmasıdır.
Suda çözünmeyen maddelerin deniz ekosistemi için oluşturduğu tehditin azaltılmasında biyobozunur maddeler oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Böylece sürdürülebilir kozmetiğin en önemli 3 kriterinden ikisine değinilmiş oldu. Bunlar ambalajlama ve biyobozunur içerik. 3. en önemli kriter olaraksa doğal hammadde tedariğini sayabiliriz. Sürdürülebilirlik dediğimizde ilk akla gelen ürünlerin dış ambalajı olsa da içerikten ürünün son haline kadar her aşamada sürdürülebilirlik en önemli amaç olmalıdır.
Kozmetik ürünlerde kullanılan ve sürdürülebilir olmayan maddeler neler?
Bir ürünün sürdürülebilir olup olmadığını söylemek ilk başta zor gibi görünse de çoğu zaman ürünlerin içeriklerini incelemek iyi bir başlangıç olabiliyor. Sürdürülebilir kozmetik bir ürün içeriğinde bulunmaması gereken maddeler bilindiğinde kolayca tanınabilir. Bu maddelerden bazıları;
- Çoğunlukla koruyucu olarak kullanılan Paraben, BHA ve BHT
- Yer altı su kaynaklarını kirleterek deniz ekosistemini kötü etkileyen ve kozmetik ürünlerin neredeyse %90’ında köpük oluşturmada ve emülsiyon yapıcı olarak kullanılan Sodyum Lauryl Sülfat
- Çoğunlukla ürün ambalajlarında kullanılan Kömür Katranı Boyaları
- Şampuan, duş jeli ve sabun gibi ürünlerin içeriğinde yasal olarak belirlenmiş sınırlarda bulunan Formaldehit
- Genelde tırnak kozmetiği ürünlerinde kullanılan ve diğer kimyasalların genetik mutasyonlara neden olma potansiyelini arttıran Dibutyl Phthalate (DBP)
- Petrokimyasal ürünler, silikon, ftalatlar, MEA (monoetanolamin), pigmentasyon boyaları bu maddeler arasında sayılabilir.
Yeşil Kozmetikte Kullanılan Sürdürülebilir Maddeler
Yağ asitlerinden; Hindistan Cevizi Yağ Asidi, Oleik Asit, Stearik Asit sürdürülebilir kozmetikte yaygın olarak kayganlaştırıcı ajan olarak kullanılırlar. DMDM Hydantoin koruyucu olarak kullanılır. Özellikle losyon, krem ve jellerde bakteri ve küf oluşumunu engellemek için koruyucu olarak doğaya zarar vermeyen Fenoksietanol kullanılır.
Etiketlere dikkat ediyoruz!
Bir ürünün sürdürülebilir olup olmadığını etiketindeki sertifikalardan anlayabiliriz. Dikkat etmemiz gereken bazı sertifikaları aşağıdaki gibidir;
- NaTure, dünya çapında bilinen bir doğal ürün sertifika standardıdır. 3 değerlendirme aşaması vardır:
1 yıldız: Doğal kozmetik
2 yıldız: İçerisinde organik pay bulunan doğal kozmetik
3 yıldız: Organik kozmetik
- BDIH, Alman Sanayiciler ve Ticari İşletmeler Federal Birliği’nin sertifikasıdır. Organik tarımdan elde edilen hammaddeler kullanılarak üretilen ürünler için verilir
- Cruelty-free, Bir kozmetik ürünün üretim ve dağıtımının hiçbir aşamasında hayvanlar üzerinde deney yapılmadığını ve zarar verilmediğini belgelendiren sertifikadır.
- EKO, Yerli doğal kozmetik ürünleri için geliştirilen bir etikettir.
Son olarak biz tüketiciler ne istiyoruz?
Daha çok şey bilmek… Kullandığımız ürünler hakkında artık daha çok bilgi sahibi olmak istiyoruz. İçeriği, kullanılan hammaddelerin elde ediliş şekliyle doğaya, hayvana zarar verilip verilmediği ve verilmeyeceği hakkında emin olmak istiyoruz. Gelişen etiket okuma alışkanlığıyla tüketicilerin bu konudaki hassasiyeti ise üretici kurumlar üzerinde baskı oluşturarak sürdürülebilir üretim konusunda teşvik ediyor.
Kaynaklar
S.Bom, J.Jorge, H.M.Ribeiro, J.Marto, A Step Forward On Sustainability İn The Cosmetics İndustry: A Review, Journal of Cleaner Production 225 (2019) 270-290.DOI: 10.2478/vjbsd-2018-0012
Yapıkredi Blog, Sürdürülebilir Kozmetik Hakkında Bilmeniz Gerekenler, 09 Haziran 2022.
Banu ATREK, Canan MADRAN, Tüketici Perspektifli Sürdürülebilir Tüketim Çalışmaları: Ulusal Alanyazındaki Çalışmalar Üzerine Sistematik Derleme Çalışması, Pazarlama ve Pazarlama Araştırmaları Dergisi, Sayı: 19, Ocak 2017, ss. 1-31.
Doç.Dr. Özgün BENER, Prof.Dr. Müberra BABAOĞUL, Sürdürülebilir Tüketim Davranışı Ve Çevre Bilinci Oluşturmada Bir Araç Olarak Tüketici Eğitimi.