Son zamanlarda tanık olduğumuz bazı akıl almaz olaylar bizlere tekrar tekrar üzerinden geçmemiz gereken önemli konuları hatırlattı.
AIDS de bunlardan bir tanesi…
Sizlere bu yazımda AIDS’ten bahsetmek istiyorum.
AIDS Nedir?
AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu), HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) enfeksiyonunun ilerlemesiyle ortaya çıkan ciddi bir sağlık sorunudur.
AIDS (Acquired Immunodeficiency Syndrome), bağışıklık sistemini zayıflatan bir hastalıktır. HIV (Human Immunodeficiency Virus) adı verilen bir virüs tarafından bulaştırılır ve vücutta bağışıklık sistemini oluşturan hücreleri (özellikle CD4 hücreleri) hedef alır. HIV, zamanla bağışıklık sistemini baskılar ve vücutta enfeksiyonlara, kanserlere ve diğer hastalıklara karşı savunmasız bir durum yaratır. AIDS, HIV enfeksiyonunun son evresi olup, bağışıklık sisteminin ciddi şekilde hasar gördüğü ve vücutta birçok sağlık problemi ortaya çıkmaya başladığı dönemi tanımlar.
AIDS’in Tanısı
AIDS’in tanısı, genellikle HIV testi ile başlar. HIV, kan, semen, vajinal sıvılar ve anneden bebeğe doğum sırasında veya emzirme yoluyla geçebilir. HIV pozitif bir kişi zamanla AIDS evresine geçmeden önce uzun bir dönem “HIV enfeksiyonu” evresinde kalabilir. Bu aşamada kişi, belirgin bir hastalık belirtisi göstermeyebilir ancak HIV virüsü, bağışıklık sistemine zarar vermeye devam eder.
AIDS tanısı, genellikle şu kriterlere dayanır.
- CD4 hücre sayısının 200 hücre/mm³’ün altına düşmesi: Bu, bağışıklık sisteminin ciddi şekilde zayıfladığı bir durumu işaret eder.
- Opportunistik enfeksiyonlar: Bağışıklık sistemi çok zayıf olduğu için vücutta farklı enfeksiyonların meydana gelmesi (tüberküloz, pnömoni, kanser türleri vb.) AIDS evresini gösterir.
AIDS tanısı konduğunda, tedavi edilmezse ölüm riski oldukça yüksektir, ancak erken tanı ve doğru tedavi ile hastalık kontrol altına alınabilir.
AIDS’in Tedavisi
AIDS için kesin bir tedavi olmasa da, antiretroviral tedavi (ART) ile HIV’in yayılmasını engellemek ve bağışıklık sistemini güçlendirmek mümkündür. ART, HIV’in çoğalmasını durduran ilaçlardan oluşan bir tedavi protokolüdür. Bu ilaçlar, virüsün bağışıklık sistemine daha fazla zarar vermesini engeller ve kişi normal bir yaşam süresi yaşayabilir. Tedaviye erken başlamak, virüsün ilerlemesini yavaşlatır ve AIDS evresine geçişi önler.
Tedavi süresince düzenli kontroller gereklidir. ART kullanımı ömür boyu devam edebilir. Tedavi ile HIV virüsünün kanda tespit edilemez düzeylere inmesi, kişilerin sağlıklı yaşamlarını sürdürebilmesi açısından önemlidir.
Çocuklarda AIDS
AIDS, her yaştan insanı etkileyebilir, ancak çocuklar söz konusu olduğunda HIV’in anneden bebeğe geçişi en büyük riski oluşturur. Bu, doğum sırasında veya emzirme yoluyla olabilir. Dünya genelinde HIV’in çocuklarda görülme oranı, HIV ile enfekte annelerin tedaviye ulaşamaması nedeniyle daha yüksektir. Çocuklarda HIV enfeksiyonunun cinsel istismar yoluyla bulaşma konusu ise hiç akla gelmeyecek kadar travmatik ve toplumsal eriyişi gösteren bir durumdur.
Çocuklarda HIV enfeksiyonu, doğumda veya erken çocukluk döneminde tanı alabilir. Bebeklerde HIV tanısı, özellikle doğumda anneden virüs kapmamış ve bağışıklık sistemi gelişmişse, uzun yıllar sürebilir. Ancak HIV enfeksiyonu erken dönemde tespit edilirse, tedavi edilerek HIV’in AIDS’e dönüşmesi engellenebilir.
Çocuklarda AIDS, genellikle bağışıklık sisteminin daha zayıf olmasından dolayı hızla ilerleyebilir. Çocukların vücutları yetişkinlere göre farklı şekilde virüsle savaşır, bu yüzden tedavi daha dikkatli bir şekilde planlanmalıdır. Özellikle bebeklerin ve küçük çocukların ART tedavisine erken başlanması, hem virüsün çoğalmasını hem de komplikasyonları engellemeye yardımcı olur.
Çocuklara HIV Bulaşması ve Önlenmesi
Çocuklarda HIV’in önlenmesinde en önemli faktör, anneye HIV testi yapılması ve doğum öncesinde tedaviye başlanmasıdır. HIV ile yaşayan annelere verilen antiretroviral tedavi, virüsün anneden bebeğe geçiş riskini büyük ölçüde azaltır. Ayrıca, HIV pozitif anneler doğum sırasında uygun tıbbi bakım almalı ve bebeklerine doğum sonrası antiretroviral tedavi uygulanmalıdır.
Emzirme sırasında da HIV bulaşma riski vardır. Dünya Sağlık Örgütü, HIV pozitif annelere, eğer uygun ART tedavisi uygulanıyorsa, bebeklerini emzirmelerine izin vermektedir. Ancak bazı bölgelerde, HIV bulaşma riskini azaltmak için süt yerine bebeklere formül mama verilmesi tavsiye edilir.
AIDS, HIV’in ilerlemesi sonucu gelişen ciddi bir hastalıktır, ancak tedavi ve erken tanı ile hayatı tehdit edici bir durum olmaktan çıkarılabilir. Özellikle çocuklar için HIV enfeksiyonunun önlenmesi büyük önem taşır. Dünyada HIV’in yayılmasını önlemek ve HIV ile yaşayan bireylere yaşam kalitesini artırıcı tedavi sunmak için çalışmalar devam etmektedir. Eğitim, farkındalık ve erken müdahale, AIDS’in yayılmasını engellemeye yönelik en güçlü araçlardır.
Simbians Platformu‘nda sizin daha iyi olmanız için içerikler üretiyorum. Platformumuza kayıt olarak hastalıkları ve yazarları takip edebilir ve kişisel sağlık duvarınızı oluşturabilirsiniz.