Bazen biri “Nasılsın?” diye sorduğunda, içimizde bir şeyler hissederiz ama ne olduğunu tarif edemeyiz. Üzgün müyüz, kaygılı mı, yoksa sadece yorgun mu — bilemeyiz. İşte bu belirsizlik, aslında birçok insanın farkında olmadan yaşadığı bir duygusal körlük halidir: aleksitimi.
Duyguların isimlerinin kaybolduğu, hissedilenle söylenebilen arasındaki köprünün koptuğu bu durumda, kişi duygularını tanımlamakta, ifade etmekte ve başkalarının hislerini anlamakta zorlanır. Modern hayatın hızında, bastırılmış duyguların ve otomatik tepkilerin arasında sıkışıp kalan bireylerde aleksitimi giderek daha yaygın hale geliyor.
Bu yazımda, “Aleksitimi nedir, neden olur, nasıl anlaşılır ve nasıl tedavi edilir?” sorularını samimi, sade ve bilimsel bir dille birlikte ele alacağım.
Aleksitimi Nedir?
Bazen “Ne hissediyorsun?” diye sorulduğunda verecek bir cevabımız olmaz. Sadece “bilmiyorum” deriz. İşte bu “bilmeme” hali, duygularla kelimeler arasındaki köprünün kurulamamasıdır — ve bilim dünyasında buna aleksitimi denir.
Aleksitimi, kişinin kendi duygularını tanımlamakta, ifade etmekte ve başkalarının duygularını anlamakta zorlandığı bir duygusal farkındalık eksikliğidir.
Yunanca kökenli bir kelimedir.
-
a (olmayan),
-
lexis (sözcük),
-
thymos (duygu).
Yani “duygular için sözcüklerin olmaması” anlamına gelir. Bu durum, kişiyi duygusal olarak uzak, donuk veya ilgisiz gösterse de aslında içsel bir farkındalık eksikliğinden kaynaklanır.
Aleksitimi bir “hastalık” değildir; ancak depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu veya otizm spektrum bozukluğu gibi durumlarla birlikte sık görülür. Kısacası, duyguların dilinin kaybolduğu bir içsel sessizliktir.
Aleksitiminin Nedenleri Nelerdir?
Aleksitiminin ortaya çıkışında biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörler bir arada rol oynar. Yani ne sadece doğuştan gelir, ne de yalnızca yaşanan olayların ürünüdür.
Beyin Yapısı ve Nörolojik Etkenler
Araştırmalar, aleksitimili bireylerin beyinlerinde özellikle ön singulat korteks, insula ve sağ yarım küre bölgelerinde işlev farklılıkları olduğunu gösteriyor.
Bu alanlar, duyguların farkına varma, onları adlandırma ve bedensel tepkilerle ilişkilendirme görevini üstlenir. Bağlantılar zayıf olduğunda, kişi ne hissettiğini tanımlamakta zorlanır.
Çocukluk Dönemi ve Aile İlişkileri
Çocukken duygularını ifade etmesine izin verilmeyen bireyler, büyüdüklerinde hislerini bastırma eğilimindedir.
“Erkekler ağlamaz” veya “Kız gibi üzülme” gibi cümleler, duygulara yasak koyar. Bu da duygusal farkındalığın gelişimini engeller.
Ayrıca ihmal, duygusal istismar veya sevgi eksikliği de aleksitimiye zemin hazırlar.
Travma ve Stres
Travmatik olaylar, beynin duygusal işlemleme kapasitesini geçici veya kalıcı olarak azaltabilir. Birçok travma yaşayan kişi “artık hiçbir şey hissedemiyorum” der. Bu, aslında beynin aşırı yüklenmeden korunmak için duygusal sistemini “sessize alması”dır.
Kültürel Etkenler
Bazı kültürlerde duyguların açıkça ifade edilmesi hoş karşılanmaz. Türkiye gibi kolektivist toplumlarda “duygularını belli etme” kültürü, özellikle erkeklerde duygusal donukluk riskini artırabilir.
Genetik ve Kişilik Faktörleri
Bazı kişilik özellikleri —özellikle içe dönüklük, obsesif eğilim veya düşük empati— aleksitimiyi kolaylaştırabilir. Ayrıca ikiz çalışmalarında, genetik faktörlerin de etkili olabileceği gösterilmiştir.
Aleksitimi Belirtileri Nelerdir?
Aleksitimi yaşayan biri genellikle duygusal anlamda “soğuk” veya “uzak” gibi algılanır. Ancak bu bir tercih değil, bir yetersizliktir. En belirgin belirtiler şunlardır.
Duyguları Tanımlayamama
Kişi üzgün, kızgın veya kaygılı olduğunu hisseder ama bunu adlandıramaz.
“İçimde bir şey var ama ne bilmiyorum” ya da “Kalbim sıkışıyor ama nedenini anlamıyorum” gibi ifadeler çok tipiktir.
Duyguları İfade Edememe
Ne hissettiğini anlatmakta zorlanır. Sevgi, özlem, kırgınlık gibi duygular sözel olarak ifade edilmez; genellikle davranışlarla ya da beden diliyle ortaya çıkar.
Beden Odaklı Şikayetler
Duygular ifade bulamayınca, beden konuşmaya başlar. Baş ağrısı, mide krampları, kas gerginliği gibi psikosomatik belirtiler sık görülür.
Empati Kurmada Zorluk
Aleksitimili bireyler, başkalarının duygularını sezmede zorluk yaşar. Bu durum ilişkilerde yanlış anlaşılmalara yol açabilir.
Hayal Gücü Zayıflığı
Genellikle soyut düşünce yerine somut, mantıksal ifadeler kullanırlar. Duygusal ya da sanatsal aktivitelerden uzak durabilirler.
Sınırlı Duygusal Kelime Dağarcığı
Duygular yerine “iyi/kötü”, “rahat/rahatsız” gibi genel kelimeler kullanılır. Zengin bir duygusal sözlüğün eksikliği dikkat çeker.
Aleksitimi Türleri
Bilim insanları aleksitimiyi iki ana türe ayırır. Bunlar;
Birincil (Primer) Aleksitimi
Doğuştan veya erken çocukluk döneminden itibaren var olan bir eğilimdir. Genellikle beyin yapısı veya nörolojik işlevlerle ilişkilidir. Kalıcı olabilir.
İkincil (Sekonder) Aleksitimi
Sonradan, özellikle travma, şiddet, kaygı bozukluğu veya depresyon sonrası ortaya çıkar. Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerde sıklıkla görülür. İyileşme olasılığı yüksektir.
Aleksitimi Tanısı Nasıl Konulur?
Aleksitimi tanısı için genellikle psikiyatrist veya klinik psikolog tarafından yapılan değerlendirmeler kullanılır. Fiziksel bir test yoktur; tanı ölçekler, gözlemler ve klinik görüşmeler üzerinden konur.
En sık kullanılan ölçek ise;
-
Toronto Aleksitimi Ölçeği (TAS-20): 20 maddelik bir öz değerlendirme testidir.
Bu test, duyguları tanımlama, ifade etme ve dış odaklı düşünme düzeyini ölçer.
Yüksek puan, aleksitimi olasılığının arttığını gösterir.
Buna ek olarak, depresyon veya anksiyete ölçekleriyle birlikte değerlendirme yapılması önerilir; çünkü bu bozukluklar birbirine karışabilir.
Aleksitimi Tedavisi ve Destek Yöntemleri
Aleksitimi tedavisinde amaç, duyguları “yeniden adlandırmayı” öğretmektir. Bu uzun soluklu bir süreçtir, çünkü kişi duygusal kelime dağarcığını sıfırdan öğrenmek zorunda kalabilir.
Psikoterapi
En etkili yöntemdir.
-
Duygusal Farkındalık Odaklı Terapi (EFT): Kişiye bedensel duyumları fark ettirerek duyguların kökenine inmeyi öğretir.
-
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Düşünce-duygu-davranış üçgenini fark etmeyi sağlar.
-
Şema Terapisi: Çocukluktan gelen duygusal bastırma kalıplarını değiştirir.
Sanat Terapisi ve Yazı Terapisi
Bazı bireyler kelimelerle değil, çizimle, müzikle veya yazıyla kendilerini daha rahat ifade eder. Bu yöntemler, duyguların “dolaylı yoldan” ortaya çıkmasına yardımcı olur.
Mindfulness ve Meditasyon
Duyguların bedendeki etkilerini fark etmeyi öğretir. Kişi, duygularını bastırmak yerine onları gözlemlemeyi öğrenir.
Grup Terapisi
Benzer deneyimleri yaşayan kişilerle yapılan grup çalışmaları, duyguların paylaşıldığı güvenli bir alan sağlar. “Yalnız değilim” farkındalığı, iyileşme sürecini destekler.
Günlük Hayatta Aleksitimiyle Başa Çıkma Önerileri
-
Gün sonunda “Bugün ne hissettim?” sorusunu kendinize sorun.
-
Duygularınızı kelimelere dökmekte zorlanıyorsanız, yazıya dökün.
-
Bedeninizi dinleyin: Kalp atışı, nefes, kas gerginliği size duygularınız hakkında ipucu verir.
-
Filmler, müzikler ve kitaplar üzerinden duyguları gözlemleyin.
-
Profesyonel destek almaktan çekinmeyin.
Aleksitimi, duyguların kaybolduğu bir sessizliktir. Ancak bu sessizlik kalıcı değildir. Kişi, terapi ve farkındalıkla duygularını yeniden “isimlendirmeyi” öğrenebilir.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.
Kaynaklar
Preece, D., Becerra, R., & Allan, A. (2017). Alexithymia, emotional regulation, and mental health. Journal of Psychology, 151(5), 521–540.
Honkalampi, K., Hintikka, J., et al. (2020). Alexithymia and its associations with anxiety, depression and somatization. Comprehensive Psychiatry, 98, 152–164.

