Günümüz dünyasında en yaygın görülen hastalıklara baktığımızda ‘Alzheimer’ bu listede üst sıralarda yer almaktadır. Genellikle ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan bu hastalık, tanısı ne kadar erken konulursa kişiye ve çevresine o kadar faydalı olur. Alzheimer’ın daha net bir tedavisi bulunamadığı için yukarıda da belirttiğim gibi erken tanı konulması tedavi sürecinde önemli bir rol oynamaktadır.
Alzheimer’ın psikolojik etkilerine bakarsak, çevresindeki kişileri başlı başına etkilediği söz konusudur. Kişi, yılma ve yorulma noktasına gelebilir. Bu durumda bizlerin daha sağlam durması gerekiyor. Alzheimer hastalığına yakalanan kişinin, sizin anneniz veya babanız olduğunu düşünürsek, psikolojik etkileri sizin açınızdan daha fazla olacaktır. Bu süreçte kendinizi sürekli motive etmeye ihtiyaç duyabilir ve hatta psikolojik destek almak isteyebilirsiniz. Bir psikologla sürekli iletişim halinde olmak sizleri ve yakınınızı daha huzurlu hissettirecektir.
Alzheimer hastaları birçok nedenden dolayı kaygılı ya da huzursuz olabilir. Bireyler genellikle tepkilerini bağırarak, kontrolsüz ve inatçı davranarak gösterir. Hasta bireyin çevresi incelenerek kaygı veya huzursuzluğun hangi saatte gerçekleştiğinin, o anda neyin meydana geldiğinin ve ağrı, açlık, uyku haline neden olan olası kaynakların değerlendirilmesi, sebebi öğrenmeye yardımcı olacaktır.
Alzheimer hastalığı sürekli unutkanlık şikâyeti ile başlayan bir süreçtir. Hastalar sürekli olarak sinirli davranışlarda bulunabilirler. Bu tür davranışlarda bulunan hastalara yardımcı olmak için sakinleştirici müzikler, sözler ve hareketlerde bulunmak önemlidir. Kaygısı yüksek olan alzheimer hastalarında, hastanın kendi enerjisini kullanması sağlanmalıdır. Yani kafasını dağıtacak ve enerjisini bu yönde kullanacak etkinlikler düzenlenmeli ve bu sayede kaygısını azaltma girişimlerinde bulunulmalıdır.
Hafıza kaybını yüksek olacağı için şüpheci yaklaşımları oldukça fazla olacaktır. Gördüklerini, duyduklarını sürekli olarak yanlış anlayabilirler. Bu durumda ise karşıdaki kişinin size güveneceği şekilde hareketlerde bulunmak gereklidir. Tartışmadan kaçınılmalıdır.
Alzheimer hastaları sürekli olarak eşyalarının kaybolduğunu düşünüp saklamaya çalışırlar. Aileler bu gibi durumlarda, hastaların bu eşyaları nereye koyduklarını bilmeli ve ona göre istediği zaman nerede olduğunu göstermelidir. Bu onlara hem güven hem de rahatlama hissi verecektir.
Alzheimer hastaları sürekli olarak dediklerini tekrarlayabilir ve bu durum karşıdaki kişide rahatsız edici bir hale gelebilir. Ayrıca alzheimer hastaları sürekli olarak kaybolma durumu gösterebilir. Oldukları yerleri unutup geri eve dönmek isteyebilir ama aslında evdedirler.
Uyku ile ilgili birçok problemle karşılaşabilirler. Uyku düzenleri iyi ayarlanmalı rahat hissedeceği bir ortamda uyku haline girmelidirler. Bu durumlarda sakin kalmalı ve anlayış içinde olmalıyız. Eğer yardımcı olmak istiyorsak bu süreçte size en büyük faydanın olacağı kelime sabırdır.
Alzheimer’dan korunmak için tansiyonumuzu belirli düzeyde tutmalı, egzersiz yapmalı, kafa travmalarına karşı daha dikkatli olmalıyız. Çünkü beyne alınan darbe veya beyni etkileyen hastalıklar Alzheimer’ın en tetikleyici durumlardandır. Alkol, sigara gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmak da iyi olacaktır. Sözlerimi kısaca alzheimer hastalarının hayatını özetlemek ve yardım edecek kişilerinin yaşamına bakarak bir dizide geçen şu söz ile bitirmek istiyorum:
Bütün hatıralarım, bütün her şey silinip gidecek, ben ne olacağım!