Biyolojik ilaç uygulamalarının giderek artması bu tedaviyi alan bireylerin hemşirelik bakımının önemine dikkat çekmektedir. Biyolojik ilaçlar özel saklama ve uygulama prosedürleri ile farklı bir alandır. Her yıl yeni ilaçların kullanıma girmesiyle bu alanda uzmanlaşmanın önemi giderek artmaktadır. Hastaların tedavi planlarının güvenli bir şekilde uygulanması, ilaçların güvenli bir şekilde kullanımı ve korunması hemşirelerin sorumluluğundadır. Tıp bilimi daha çok bireylerin hastalık durumu ve uygun tedavi yöntemi ile ilgiliyken hemşirelik bilimi bireylerin hastalığa ve tedaviye yanıtları ile ilgilenir. Bunu da sistematik bir problem çözme yöntemi olan hemşirelik süreci doğrultusunda gerçekleştirir. Biyolojik ilaç tedavisi alan hastaların öncelikle kapsamlı bir ön değerlendirmesi yapılmalıdır. Bu hemşirelik sürecinin ilk aşaması olan tanılama aşaması ile gerçekleştirilir.
Biyolojik İlaç Kullanan Hastalarda Tanılama
Biyolojik ilaç tedavisi alan bireylerin etkin bir bakım yönetimi için kapsamlı bir tanılama yapılmalıdır. Hemşirelik öyküsü ile hastalardan güvenli ilaç kullanımı açısından önemli olan bilgilere ilişkin veri toplanır. Biyolojik ilacın kullanılma nedeni, hastanın daha önceki tedavileri, tedaviye bağlı gelişen yan etkileri ya da geçirilmiş alerjik reaksiyon öyküsü, geçirilmiş veya mevcut enfeksiyonları, aşıları, komorbiditelerin neler olduğu, malignite öyküsü, mevcut malignite durumu veya soy geçmişinde malignite öyküsü olup olmadığı dikkatle değerlendirilmelidir. Ayrıca bireyin ilaç tedavisine ilişkin emosyonel stres durumu da gözlenmelidir. Biyolojik ilaç tedavisi subkutan yolla uygulanacaksa kendi kendine subkutan enjeksiyon uygulaması yapıp yapamayacağına yönelik bilişsel ve psikomotor becerileri, eğer yapamayacak durumdaysa kimin yapacağı konusu da mutlaka değerlendirilmelidir. Biyolojik ilaç uygulamalarının yaygın sistemik yan etkileri olabilmektedir. Bu yan etkiler çoğunlukla uygulanan doza bağlı gerçekleşmekte olup yüksek doz yan etkilere duyarlılığı arttırır.
Biyolojik İlaç Kullanan Hastalarda İnfüzyon Reaksiyonları
İntravenöz biyolojik ilaç uygulamalarında görülebilir. Tedaviyi takip eden ilk 24 saatte gelişen reaksiyonlar akut, tedaviden sonra 5-7 gün içinde gelişen reaksiyonlar kronik olarak adlandırılır ve genellikle infüzyon reaksiyonları hafif seyirlidir. İnfüzyon sırasında veya sonraki ilk iki saat içinde baş ağrısı, bulantı, kusma, ürtiker, deri döküntüsü, üşüme, titreme, taşikardi, hipertansiyon, hipotansiyon, dispne ve daha ciddi durumlarda anafilaktik reaksiyonlar görülebilir. İnfüzyon hızının fazla olması reaksiyonları arttırabildiği gibi, hızın azaltılması ile reaksiyonlar azaltılabilir. İnfüzyon reaksiyonları sıklıkla ilk tedavi sırasında görülür. Reaksiyonların sıklığını ve şiddetini azaltmak için antihistaminikler ve kortikostreroidler kullanılır. Hafif ve orta dereceli reaksiyonlar daha sık görülürken, şiddetli reaksiyonlar daha seyrek olarak görülür. İnfüzyon reaksiyonları semptomlarına ve şiddetine göre şöyle sınıflandırılabilir.
- Derece (Hafif): Döküntü ve kızarıklık gelişebilir. Ateş 38°C üstüne çıkmaz. İnfüzyonun kesilmesini veya herhangi bir müdahaleyi gerektirmez.
- Derece (Orta): Döküntü, kızarıklık, ürtiker, nefes darlığı ve 38°C üzerinde ateş görülebilir. Uygun semptomatik tedavi uygulanırken infüzyonun yavaşlatılmasını ve/veya kesilmesini gerektirebilir. İnfüzyon geçici olarak durdurulurken, semptomatik tedaviye yanıt yeniden değerlendirilir. Daha sonra tedavi infüzyon hızının yarısı ile yeniden başlatılabilir.
- Derece (Şiddetli): Bronkospazm, ödem, anjioödem, hipotansiyon görülebilir. İnfüzyonun hemen durdurulmasını gerektirir. Uygun semptomatik tedaviye hızla yanıt vermeyen uzun süreli semptomlar oluşabilir. Semptomlar tıbben önemli olsa da genellikle hayati tehlike oluşmaz; hastaneye yatış veya hastanede kalış süresinin uzamasına sebep olabilir. Şiddetli reaksiyonlar sonrasında tedaviye devam edilmesi çoğu zaman önerilmez.
- Derece: Anafilaksi görülebilir ve hayatı tehdit eden sonuçlar oluşabilir. Ventilatör desteği gerekebilir.
- Derece: Reaksiyonla ilişkili ölüm görülebilir.
Biyolojik İlaç Kullanan Hastalarda Enjeksiyon Bölgesi Reaksiyonları
Subkutan olarak uygulanan tedavilerin uygulandığı bölgelerde kaşıntı, kızarıklık, şişlik ve ağrı oluşabilir. Sıklıkla ilaç uygulamalarının ilk zamanlarında ortaya çıkar ve lokal buz uygulamaları, lokal kortikosteroid ve analjeziklerle kontrol altına alınabilmektedir. Tedaviye başlandıktan sonraki ilk 4-8 hafta içinde görülebilir. Genelde hafiftir ve yedi gün içinde geçer. Enjeksiyon reaksiyonlarını azaltmak üzere enjeksiyon bölgesinin her uygulamada değiştirilmesi önemlidir. Reaksiyonların oluştuğu bölgelerde kızarıklık, ağrı şişlik gibi semptomlar tamamen ortadan kalkana kadar bölgenin kullanılmaması reaksiyonların gerilemesini ve iyileşmesini hızlandırabilir. Enjeksiyondan önce uygun teknikle bölgenin temizlenmesi ve enjeksiyon bölgesine soğuk kompres uygulanması reaksiyonların önlenmesinde faydalı olabilir. Biyolojik ilaçların enjeksiyondan önce (30-45 dakika) oda sıcaklığında bekletilmesi ve solüsyonun partikül ve renk değişikliği olup olmadığının değerlendirilmesi önerilmektedir.
Enfeksiyonlar
Bakteriyel enfeksiyonlar, fırsatçı enfeksiyonlar, tüberküloz ve herpes zoster enfeksiyonları görülebilmektedir. Enfeksiyon riskini azaltmak üzere aşılama ve tüberküloz taraması önemlidir.
Sitopeni
Biyolojik tedavilerin kullanımıyla birlikte nötropeni, trombositopeni başta olmak üzere diğer serilerde düşmeler görülebilmektedir. Bu yan etkiler biyolojik ilaç tedavisi alan bireylerin enfeksiyon veya kanama riskini arttırmaktadır. Diğer yandan ilk kez biyolojik tedavi alacak bireyler genellikle yeni tedavilerin yararları, riskleri, enjeksiyonların nasıl uygulanacağı, ilaçların saklanma ve taşınma koşulları konusunda yeterli bilgiye sahip olmayabilir. Bilgi eksikliğinin saptanması tedaviye uyum açısından son derece önemli olup bireyler bu kapsamda dikkatle tanılanmalıdır.
Yorgunluk
- Hastanın yorgunluk derecesini değerlendirmek
- Yorgunluğu şiddetlendirebilecek diğer semptomları kontrol etmek
- Yorgunluğun hastanın günlük yaşam aktivitesine etkisini değerlendirmek
- Yorgunluğun hastanın cinsel yaşamı üzerine etkisini değerlendirmek
- Yorgunluğun hastanın yaşam kalitesi üzerine etkisini değerlendirmek
- Hastayı yeterli beslenme ve sıvı alımı konusunda desteklemek
Grip Semptomları
- Beden ısısı izlemini yapmak
- Doktor tarafından istem yapılan tedaviyi uygulamak
- Düzenli aralıklarla yaşam bulgularını takip etmek
Hipersensititivite
- Hipersensitivite durumunda ilaç uygulamasını durdurmak
- Doktor tarafından istemi yapılan acil medikasyon ve sıvılar uygulanmak (adrenalin, metilprednizol, albuterol)
- Durum stabil hale gelene kadar her 5 dakikada bir yaşam bulgularını takip etmek
- Şüphelenilen hipersensitivite reaksiyonunu varsa steroid premedikasyonu dikkate almak ve ilacı daha yavaş infüzyon şeklinde uygulamak
Biyolojik İlaç Kullanan Hastalarda Hemşirelik Bakımı Planlama
Biyolojik ilaç kullanan bireylere yönelik hemşirelik bakımının esas amacı, hastalığa bağlı gelişen bireysel yanıtları hafifletmek, enfeksiyonları önlemek, yaşamı tehdit eden durumları gözlemlemek, günlük yaşam aktivitelerinin optimal düzeyde sürdürülmesini sağlamak ve hastayı öz bakım ve kendini gözlemleme konusunda eğitmektir. Tanılama aşamasında elde edilen veriler doğrultusunda bireyin gereksinimleri saptanmalı, bakımın hedefleri ve öncelikleri belirlenerek, hemşirelik amaçları ve girişimleri bu kapsamda planlanmalıdır.
Biyolojik İlaç Uygulaması
Biyolojik ilaçların saklanması, hazırlanması ve uygulanması hemşirelerin sorumluluğundadır ve genellikle intravenöz ya da subkutan enjeksiyon yolu ile uygulanır. Biyolojik ilaçlar biyolojik metodlarla üretilmiş özelleşmiş proteinler olduklarından ısı ve ışıktan korunmalı,2-8 °C arası sıcaklıkta buzdolabında saklanmalı, hazırlanması sırasında çalkalanmamalıdır. Buzdolabında saklama için en uygun bölge buzdolabının orta rafıdır. Buzdolabı kapağında saklanması ilacın dış ortam sıcaklığından etkilenmesine sebep olabileceğinden uygun değildir. Soğuk zincir ilaçlar olduklarından biyolojik ilaçların taşınmaları da (eczaneden kliniğe, klinikten hastanın evine vb.) yine soğutucular ile yapılmalıdır. Saklanması, hazırlanması ve uygulanması aşamalarında üretici firma önerileri dikkate alınarak bir prosedür oluşturulmalıdır. İnfüzyon olarak uygulamak üzere seyreltilmiş rituksimab, infliksimab, abatasept gibi biyolojik ilaç solüsyonları 2-8 °C sıcaklıkta saklanarak 24 saat içinde kullanılabilmektedir. Subkutan enjeksiyon için sulandırılmış sekukinumab ve kanakinumab da 2-8 °C sıcaklıkta saklanarak 24 saat boyunca saklanabilmekte olup, oda sıcaklığında 30 dakika bekletildikten sonra uygulama yapılması önerilmektedir. Biyolojik ilaçlar uygulandıkları bireylerde birçok istenmeyen etkiyi de beraberinde getirebileceklerinden uygulama öncesi ve uygulama süresince yaşam bulgularının (kan basıncı, ateş, solunum sayısı) ölçümü gereklidir. Kullanılacak biyolojik ilacın prosedürüne veya hastanın alerjik yapısına bağlı olarak hekim istemiyle premedikasyon uygulanabilir. İlaç uygulaması sırasında karşılaşılabilecek istenmeyen etkiler nedeniyle kullanılmak üzere acil ilaç ve malzemelerinin hazır bulundurulması önemlidir.
Biyolojik İlaç Kullanan Hastalarda Eğitim
İlaç tedavisine uyum; ilaçların reçete edilmesi, ilaçların ne zaman uygulamaya başlanacağı, ne kadar süre kullanmaya devam edileceği ve ne zaman ilaç kullanımının sonlandırılacağına ilişkin süreçlerin tümünü ifade eden bir terim olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanı sıra başlı başına biyopsikososyal bileşenlerin bütününü kapsayan bir süreçtir. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi etkili bir hasta eğitimi ile mümkün olabilmektedir. Hemşirelerin önemli rollerinden biri olan eğitim, biyolojik ilaç kullanan hastalarda hasta sonuçları üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olabilecektir. İlaç yan etkileri ve riskleri konusunda internet yoluyla edinilen yanlış bilgiler hastalarda önyargıların oluşmasına neden olabilmekte ve tedaviden kaçınmaya sebep olabilmektedir. Bu nedenle biyolojik ilaç tedavisi başlanan tüm hastaların eğitim verilmesi gerekmekle birlikte bu eğitim kapsamında tedavinin amacı, uygulanması, hangi durumlarda uygulanmaması gerektiği, ara verilmesi gereken durumlar, hangi durumlarda hastaneye başvuracağı, oluşabilecek yan etkiler ve erken müdahalenin önemi, ilaçların saklanma koşulları açıklanmalıdır. Subkutan yolla uygulanan biyolojik ilaçların tedaviyi alacak bireylerin kendi kendilerine uygulamalarına imkân veren kalem formları da mevcuttur. Hemşireler hasta ve hastaya bakım verenleri kendi kendine enjeksiyon uygulama becerileri açısından değerlendirmeli, enjeksiyon becerileri kazandırmak üzere eğitim vermelidir. Biyolojik ilaç kullanacak hastalarda hasta eğitimi tedaviye uyumunun yanı sıra psikolojik ve sosyal uyumu da hedeflemelidir. Hasta ve hastaya bakım verenlerin psikolojik ve sosyal gereksinimlerini saptamak, bu süreçte ortaya çıkabilecek güçlüklerle baş etmesi konusunda onları desteklemek önemlidir. Psikososyal değerlendirmede; hasta bireyin mental durumu, içinde bulunduğu mevcut sosyal yapı, ev ve yaşam koşulları, emosyonel durumu ve hastalığa yanıtın belirlemesini etkileyen faktörleri, öz bakım gücü, kültürel değerleri ve sağlıkla ilgili inançları ele alınmalı, tedavi ile ilgili yanlış anlaşılmaları tespit edilmelidir.
Simbians’ta yazıyorum. Çünkü tanımadığım kişilere dokunarak mutlu oluyorum. Bu nedenle diğer yazılarımı okuyarak ve arkadaşlarınıza göndererek, bir iyilik yapmış olursunuz ve beni daha fazla mutlu edebilirsiniz.