Bir anne değilim ama henüz olmayan çocuğum için kurduğum hayallerim var. Bu hayaller toplumdaki her bilinçli ebeveynin istediği gibi sağlıklı olduğu, parkta koşup oynadığı, güvenli bir çevrede arkadaşlarıyla iletişim kurduğu mutlu bir çocuk olarak şekilleniyor. Nedense insan aksini tasavvur bile etmek istemiyor.
Hemşirelikte 3.sınıfta ‘’Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Hemşireliği ‘’dersinde hocamız bize “Lorenzo’nun Yağı” filmini izletmişti. O gün, koca amfide ‘klasik’ ebeveyn olma hayallerim kaybolup gitmişti. Tabi ki stajda da… Sosyal hayatımda da pek çok hasta bebek ve çocukla karşılaşmıştım fakat bunu idrak etmem ve de kendimi sorgulamam bu filme denk geldi.
Bahsettiğim hayallerim yıllar sonra çok yakın bir arkadaşımın bipolar bozukluk tanısı almasıyla tekrar yıkıldı. Annesi “Nasıl anlamadım?” diye boynuma sarılıp ağlamıştı. Çocukluğundan beri çok ilgilendiğini hiçbir şeyini eksik etmediğini, tablo ağırlaşana kadar idrak edemediğini ifade etmişti. Acaba çocukken belirtiler vardı da annesi fark etmemiş miydi?
Dönem dönem içine kapanık diye ifade edilen karakteri; ergenken arabayı ehliyetsiz alıp kaçmaları, üniversitede arkadaşlarına borçlanması gibi davranışlarını nasıl fark etmediğini sorguluyordu annesi. Ben de bu travmatik ve deneyimsel etkileşim sonrası bipolar konusunda yardımcı olacak bir yazı kaleme almak istedim.
Bipolar bozukluk, sıklıkla genç erişkinlikte 15-35 yaş arasında ortaya çıkar. Genelde ilk atak depresyon atağı olur ve bu durumda bipolar tanısını geciktiren bir durumdur. Çocukluk ve ileri yaşta başlamasına az rastlanmaktadır. Toplumda yaşam boyu görülme sıklığı yaklaşık %1-2 oranındadır.
Bipolar bozukluk tedavisi; çocuk/ergen ve ebeveynler için dikkatli hareket edilmesi, aile ve hekim önerileriyle ve tedavisiyle hayatın şekillenmesini kapsayan bir süreçtir. Çocuklarda ve ergenlerde işlevselliğin bozulmasıyla kendini gösteren bu hastalık belirtilerinden en belirgin olanlarıysa;
- Enerjide artma,
- Dikkat dağınıklığı,
- Hızlı konuşma
- Konuşmaların arasına girememe,
- Olaylara aşırı tepki,
- Ani ve kontrol edilemeyen öfke patlamaları,
- Kendini çok güçlü,yenilmez hissetme,
- Uyku ve iştahta azalma/artma,
- Aşırı mutlu görünme,
- Enerjik hissetme olarak sıralayabiliriz.
Çocukluk ve ergenlik döneminde davranış değişimleri sık olabileceği için şüphe duyulduğunda yahut ailede genetik öykü bulunduğunda mutlaka profesyonel destek alınmalıdır. Duygudurum dalgalanmalarının sıklığının fazla olabileceği unutulmamalıdır.
Ailecek tedavi sürecine uyum göstermek çok önemlidir. İlaç tedavisi, psikoterapi ve aile işbirliğiyle hayata uyum sağlanarak bireylerin hayata katılmaları sağlanabilir.Fakat sıklıkla ergenlikte görülen suisid düşüncelerine karşı zaman kaybedilmeden hekim desteği alınması, ilaç tedavisi ve gözlem çok önemlidir. Bipolar bozukluğun altında yatan diğer psikiyatrik durumlarda ele alınmalıdır.
Simbians’ta yer alan diğer hastalıkları keşfedin.
Kaynaklar
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2014;6(2):92-106 doi:10.5455/cap.20130707024051