Bu röportajda akran zorbalığıyla mücadelede uluslararası yaklaşımları, Hollanda’da uygulanan “Sta Sterk” metodunu ve bu yöntemin Türkiye’de nasıl uyarlanabileceğini öğreneceksiniz.
Deneyimleriyle sizlere farklı bakış açısı yaratacak Psikolog Nuray CAN TAŞÇI ile proje bazlı yurt dışı deneyim sürecini konuştuk.
Nuray CAN TAŞÇI 2019 yılında Samsun Ondokuz Mayıs Psikoloji bölümünden mezun olmuştur. Farklı alanlarda staj yaptıktan ve eğitimler aldıktan sonra 2022’de Giresun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları hastanesine psikolog olarak atanmıştır. Çalıştığı kurumda çocuk ve ergenlerle görüşmeler ve testler yapmaktadır. Aynı zamanda aile danışmanıdır ve oyun terapistidir. Giresun Üniversitesinde Çocuk Hakları Yüksek Lisans programında eğitimine devam ederek hem akademik hem mesleki gelişimini sürdürmektedir.

2024 yılında Avrupa Birliği’nin desteğiyle hayatımda önemli bir dönüm noktası yaşadım. Hollanda’nın Utrecht kentinde, Omgaan Met Pesten adlı kurumu kuran Mirelle Valentijn ile tanışma fırsatı yakaladım.
Peki, bizi bir araya getiren konu neydi? Akran zorbalığı!
Akran Zorbalığına Karşı Merakım
Çocuk Hastanesi’nde psikolog olarak çalışıyorum ve çocuklarla, ergenlerle yoğun bireysel görüşmeler yapıyorum. Maalesef, bu görüşmelerde en sık karşılaştığım konuların başında akran zorbalığı geliyor. Zorbalığa maruz kalan çocukların depresyon, sosyal kaygı, özgüven eksiklikleri ve öfke kontrol bozuklukları gibi ciddi ruhsal sorunlar yaşadığını gözlemledim. Konuyla ilgili yaptığım literatür taramaları da bana bu sorunun ne kadar büyük olduğunu gösterdi.
Bu durumu sevgili eşim Berk ile (kendisi de benimle birlikte çalışan bir psikolog) paylaşınca, aklımıza bir soru takıldı.
“Acaba yurtdışında akran zorbalığına karşı nasıl bir mücadele veriliyor? Orada da bu kadar yaygın mı?”
Böylece uluslararası bir araştırmaya koyulduk.
Mirelle Valentijn ile Tanışma
Araştırmalarımız sırasında Omgaan Met Pesten kurumunu keşfettik. Bu kurum, akran zorbalığını önlemek ve mağdurları güçlendirmek amacıyla çalışmalar yürüten bir merkez. Özellikle uyguladıkları “Sta Sterk” metodu dikkatimizi çekti. Türkçeye çevirdiğimizde “Güçlü Kal” anlamına gelen bu metod, çocukların kendilerini savunmalarını, korumalarını ve zorbalığa karşı güçlü durmalarını öğretmeyi amaçlayan bir grup terapisi programıydı. İşin ilginç yanı, bu metodolojinin temelleri, Mirelle’nin bir judo eğitmeninden öğrendikleriyle şekillenmişti.
Hollanda ziyaretimiz sırasında Mirelle bizi oldukça sıcak karşıladı. Sadece teorik bilgi almakla kalmadık, aynı zamanda terapi merkezlerine ve okullara da giderek uygulamaları yerinde gözlemleme şansı yakaladık. Burada fark ettik ki, akran zorbalığı yalnızca bizim ülkemize özgü bir sorun değil; dünya genelinde çocuklar ve gençler giderek birbirlerine karşı daha az empati gösteriyor ve zorbalık davranışları yaygınlaşıyor.
Deneyimlerimizi Şehrimize Taşıdık
Bu gözlemler ve öğrendiklerimizle geri döndüğümüzde, “Sta Sterk” metodunu biraz daha zenginleştirerek ve ülkemize uygun hale getirerek grup terapileri şeklinde uygulamaya başladık. İlk seanslardan itibaren çocukların büyük keyif aldığını ve olumlu geri dönüşler aldığımızı görmek bizi çok mutlu etti.
Elbette zorbalık tamamen sona ermeyecek; ancak bizler kendimizi ve sevdiklerimizi koruyarak, güçlü durarak zorbalığın etkisini azaltabiliriz. Belki de bu güçlü duruşumuz, zorbalık yapan kişileri bile davranışlarını sorgulamaya itebilir. Umarım gelecekte birbirimize daha fazla saygı ve sevgi gösteren, daha empatik bir gençlik inşa edebiliriz.
Simbians Platformu ile doğru ve güncel sağlık bilgisinin erişilebilir olmasını sağlıyoruz. Tüm içerikler sadece sağlık profesyonelleri ve tıbbi yazarlar tarafından hazırlanmaktadır.