Sinir sisteminin karmaşık yapısı ve gizemli işleyişi, nörolojiyi tıbbın en dikkat çekici ve keşfe açık alanlarından biri haline getiriyor. Bu alanda hem klinik hem de akademik anlamda önemli bir yolculuk sürdüren Uzm. Dr. Onur BULUT, bilgi birikimi ve deneyimiyle dikkat çeken isimlerden biri. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi’nde nöroloji ihtisasını ve ardından klinik nörofizyoloji yan dalını tamamlayan Dr. BULUT, şu anda Konya Şehir Hastanesi’nde görev yapıyor. Epilepsi, uyku bozuklukları, nöromusküler hastalıklar gibi birçok özel alanda çalışan ve aynı zamanda nörofizyolojik laboratuvar sorumluluğunu yürüten Dr. BULUT ile nörolojinin dinamik dünyasını, uzmanlık yolculuğunu ve bu alandaki yeni teknolojilerin etkisini konuştuk.
Keyifli okumalar!
Adife Ahsen ÇETİN: Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Uzm. Dr. Onur BULUT: 1989 İzmir doğumluyum. Üniversite eğitimimi Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde, nöroloji ihtisasımı Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamladım. Kahramanmaraş Elbistan’da nöroloji uzmanı olarak 1 yıl çalıştım. Daha sonra klinik nörofizyoloji yan dal ihtisası için Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne tekrar döndüm. 2021 yılından bu yana Konya Şehir Hastanesi’nde Nöroloji ve Klinik Nörofizyoloji uzmanı olarak çalışmaktayım. Uyku hastalıkları, epilepsi, nöromusküler hastalıklar, hareket bozukluklarında botulinum toksin uygulaması, EEG, EMG, uyartılmış potansiyeller ve polisomnografi başlıca ilgilendiğim alanlardır.
Adife Ahsen ÇETİN: Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra neden nöroloji alanını tercih ettiniz?
Uzm. Dr. Onur BULUT: Nörolojiyi tercih etmemdeki en önemli etken dahili bir branşta çalışmak istememdi. Dahili branşlar içerisinde daha spesifik ve derinleşebileceğim bir alan arıyordum. Bu süreçte kardiyoloji ve nöroloji arasında kaldım. Ancak zamanla nörolojiye olan ilgimin daha ağır bastığını fark ettim ve bu alanda uzmanlaşmaya karar verdim. Uzmanlık sonrası ise ilgi duyduğum klinik nörofizyoloji alanında yan dal yaptım. Tercihlerimi ön planda ilgi alanım doğrultusunda belirledim.
Adife Ahsen ÇETİN: Nöroloji alanına yönelmenize ne sebep oldu? Bu alana olan ilginiz nasıl başladı?
Uzm. Dr. Onur BULUT: Nörolojiyi tercih etmemdeki en temel neden, ilgi alanımın bu yönde olmasıydı. Muayene etmek ve uzmanlaşmak istediğim hastalık grupları bu alandaydı. Elbette çalışma şartları da karar sürecimde etkili oldu, ancak asıl belirleyici olan nörolojiye duyduğum ilgiydi. Bu süreçte kişinin kendini tanıması çok önemli. Sadece asistanlık süreciyle ilgili bilgi edinmek yeterli değil; adayların alanda deneyim kazanmış, farklı süreçlerden geçmiş hekimlerle görüşmeleri çok daha sağlıklı olur. Kendilerine şu soruları sormalarını öneririm: “Nöbet tutmak istiyor muyum ?”, “Mesai saatleri benim için önemli mi ?”, “Uzun ameliyatlara girmek bana uygun mu ? “, “Muayene etmek ve tanı koymak hoşuma gidiyor mu ?”. Bu tarz özelleşmiş sorular, kişinin alanla ilgili tercihini netleştirmesine ve mesleğinde sürdürülebilir bir memnuniyet sağlamasına yardımcı olur. Ayrıca TUS puanı doğrultusunda değil, ilgi ve hedefe yönelik bir tercih yapılmasını tavsiye ederim. Yüksek puanlı bir bölümü kazanmak her zaman doğru tercih yapıldığı anlamına gelmez. Nöroloji bana göre hayatın sırlarını içinde barındıran, keşfetmesi son derece keyifli bir alan. Meraklı ve araştırmacı kişiliğime hitap ettiği için bu alanda çalışmaktan büyük bir tatmin duyuyorum.
Adife Ahsen ÇETİN: Klinik nörofizyoloji olarak günlük çalışma rutininiz nasıl ilerliyor?
Uzm. Dr. Onur BULUT: Haftanın iki günü özel dal polikliniğinde çalışıyorum. Bu poliklinikte epilepsi, uyku bozuklukları, kas hastalıkları, motor nöron ve periferik sinir sistemi hastalıkları gibi nöromüsküler hastalıklarla ilgileniyorum. Haftanın kalan günlerinde ise EEG, EMG, polisomnografi (uyku testi) ve diğer elektrofizyolojik incelemeleri gerçekleştiriyorum. Aynı zamanda bu işlemlerin yapıldığı laboratuvarın sorumluluğunu da yürütüyorum.
Adife Ahsen ÇETİN: Nöroloji alanında en sık karşılaştığınız hastalıklar nelerdir ve bu hastalıklarla ilgili farkındalık nasıl artırılabilir?
Uzm. Dr. Onur BULUT: Genel nöroloji pratiğinde en sık karşılaştığımız durumlar arasında baş ağrısı, demans, vertigo ve ağrı yer alıyor. Nörofizyoloji alanında ise özellikle uyku hastalıkları ve epilepsi daha sık görülüyor. Nöromüsküler hastalıkların çoğu nadir hastalık grubuna girse de bu grupta çok sayıda ve birbirinden farklı hastalık bulunduğu için, nöromüsküler bir hastalığa sahip olmak aslında çok da nadir değil. Bu hastalıklarla ilgili farkındalık, öncelikle doğum öncesi önerilen taramaların yapılmasıyla başlıyor. Bununla birlikte aile hekimlerinin bu hastalıklar hakkında bilgi sahibi olması çok önemli. Ailelerin de çocuklarını dikkatli gözlemlemeleri gerekir. Hastalıkların ayrıntıları bilmeleri gerekmez ama bir şeylerin yolunda gitmediğini fark edebilirler. Benzer şekilde öğretmenler de özellikle epilepsi gibi hastalıklarda çoğu zaman ilk fark eden kişiler olmuştur. Bu, iyi bir gözlemin ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor. Bazı hastalıklar ise hala toplumda utanç duygusuyla gizlenebiliyor. Bu durum, tanı ve tedavi sürecini geciktiriyor. Bu tür hastalıkların saklanmaması ve erken dönemde fark edilmesi, hastaların yaşam kalitesi açısından çok önemli.
Adife Ahsen ÇETİN: Nöroloji alanında yapay zeka ve yeni teknolojilerin etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Uzm. Dr. Onur BULUT: Modern tıbbın temelini kanıta dayalı uygulamalar oluşturur. Klinik kararlarımızda yapılan bilimsel çalışmalar ve kanıtlar bize yol gösterir. Yapay zeka ise çok sayıda veriyi analiz ederek bazı sorulara hızla yanıt bulmaya çalışır. Bazı noktalarda süreçleri hızlandırabilir, yeni fikirler sunabilir ya da görmek istediğiniz verilere kısa sürede ulaşmanızı sağlayabilir. Ancak her zaman bu bilgilerin doğrulanması gerekir. Bu sistemlerden alınan bilgiler, mutlaka kişinin kendi araştırması ve bilimsel değerlendirmesiyle teyit edilmelidir; doğrudan kabul edilmemelidir. Yapay zekaya veri girerken de çok dikkatli olunmalıdır. Hasta bilgileri, henüz yayımlanmamış bilimsel veriler ya da taslak halindeki çalışmaların kontrolsüz bir şekilde sisteme girilmesi ciddi riskler doğurabilir. Bu noktada veri güvenliği ve etik ilkeler göz önünde bulundurulmalı. Ayrıca, bir akademik çalışmada yapay zeka kullanıldıysa bu durumun editör ekibine bildirilmesi de etik açıdan son derece önemlidir.
Diğer yeni teknolojiler ile ilgili olarak da laboratuvarda çalışan bir hekim olarak, sinir sistemine ait elektrofizyolojik kayıtların hassasiyetinin ne kadar önemli olduğunu her gün deneyimliyorum. Gelişmiş cihazlar ve yöntemler sayesinde artık çok daha detaylı değerlendirmeler yapabiliyoruz. Bu da erken tanıya ve hastalıkların daha iyi anlaşılmasına olanak tanıyor. Örneğin, genetik testler ve immünolojik incelemeler sayesinde artık birçok durumda biyopsiye ihtiyaç duymuyoruz. Ayrıca, cep telefonlarının kamera özelliği sayesinde, epilepsi hastalarının nöbet anlarının kaydedilmesi ve bize gösterilmesi, tanıyı doğrulamada oldukça yardımcı oluyor.
Adife Ahsen ÇETİN: Alanınızda başarılı olmanın en önemli kriterleri sizce nelerdir?
Uzm. Dr. Onur BULUT: Bu alanda başarılı olmanın temelinde çalışkanlık yatıyor. Ancak sadece çok çalışmak yetmez; düşünme, analiz etme ve problem çözme becerilerinin de güçlü olması gerekiyor. Öğrenmeye hevesli olmak, her işi doğru yapmaya gayret göstermek ve işini titizlikle yapmak çok önemli. Nörolojide her adım (öykü alma, muayene, tetkik, tanı ve tedavi süreci) birbiriyle bağlantılıdır ve her aşamanın kaliteli, dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerekir. Ayrıntılara önem vermek bu alanda fark yaratır. Bazen bir ipucu, tanıyı değiştirebilir. Bu yüzden hastaları değerlendirirken tekrar tekrar gözden geçirmek, farklı olasılıkları düşünmek, eldeki bilgileri sürekli sorgulamak ve bilimsel verilerin her zaman güncellenebilir olduğunu unutmamak gerekir. Gerçek bilgiye ulaşmak için şüpheyle yaklaşmak, sorgulamak ve sürekli kendini güncellemek çok değerlidir. Bunun dışında, bilimi sevmek, üretmeyi istemek, seçilen branşa gönül vermek gerekir. Alanında uzman kişileri takip etmek, onların yazılarını okumak, gözlemlerini dinlemek ve tüm bu bilgileri kendi pratiğinizle harmanlayarak özgün bir bakış açısı oluşturmak bu meslekte gelişmenin en önemli yollarından biridir.
Simbians Türkiye, bir sağlık eğitimi platformudur. Simbians’ta yer alan hastalıklar ve sağlık durumları hakkında daha fazla bilgi edinin. Diğer röportajlara ulaşarak merak ettiklerinizi öğrenin.