Bu sayımızda “Yaşlı Sağlığı” konusu adı altında ağızdaki yapılarda yaşla birlikte görülen değişiklikleri sizler için ele alacağız. Dişlerimiz, dişetlerimiz, dişlerimizin ağızda varlığını sürdürmesini sağlayan kemikte, diş kökü çevresindeki bağlarda, tükürük bezlerinde ve çiğneme kaslarında ne gibi değişiklikler olur gelin birlikte bakalım.
Dişlerin en dış kısmında bulunan mine adı verilen tabakada yaşla birlikte kırılganlık artar. Dişlerin travmalara ve çiğneme kuvvetlerine karşı koyabilme gücü azalır. Buna bağlı olarak dişlerin boyunda kısalma olur ve görünüşte de dudak kapanışında görülen yükseklik azalır. Minenin alt kısmında bulunan dentin tabakasında yaşa bağlı olarak kalınlaşma meydana gelir. Yaşlılarda çürük, bu dentin oluşumunun artmasından dolayı daha yavaş ilerler. Bu dentin oluşumunun artmasının olumsuz yanı ise dişe gelen sinir, kan damarları gibi yapıların bulunduğu dişin iç kısmının daralmasıdır. Bu bölgenin daralması kanal tedavisi gereken durumlarda kanallara girişi zorlaştırmakta hatta bazı durumlarda kanallara giriş mümkün olmamaktadır.
Yaşla birlikte dişlerde görülen hassasiyet mekanizması da daha yavaş çalışmaya başlar. Bu durumda dişteki problemin varlığı ilk aşamalarda fark edilmeyip daha geç aşamalarda fark edilir ki bu durumda erken dönemde dişe müdahale mümkün olmayabilir.
Dentinin yapımına bağlı olarak görülen bir diğer değişiklik ise dişlerin renginde yaşla birlikte görülen renk artışıdır. Dişlerin rengi daha koyu görülür.
Dişetlerinde çekilme miktarı yaşa bağlı olarak artar. Buna hatalı fırçalama, sürekli dişlerin hasar alması gibi sorunlar da eklenince daha erken yaşlarda başlaması kaçınılmaz olur.
Kemik seviyesinde görülen değişiklik vücuttaki diğer kemiklerde görülen değişikliklerle benzerdir. Dişlerdeki yıkım olayı yaşla birlikte artarken yapım olayı ise değişmez. İkisi arasındaki bu denge zamanla bozulur ve yıkım olayı daha çok görülmeye başlar.
Kemik seviyesinde de azalma meydana gelir ve dişlerin ağızda kalmasını sağlayan yapılardan olduğu için dişler kuvvetlere karşı daha dayanıksız hale gelir. Bu kemik seviyelerinde görülen azalma alt çene ve üst çenede de görüldüğü için çene ve burun arasındaki mesafe azalır. Hastalarda dişsizmiş gibi görünüm oluştuğu için bu görünüme dişsiz görünüm adı verilir. Eğer tedavi edilmezse dudak kenarlarında büzülmeler, yanaklarda çökmeler meydana gelir.
Yaşla birlikte çene eklemlerinde şekil bozuklukları olur. Birey ağzını açarken eklemlerinden sesler duyar. Ayrıca hatalı yapılan protez ve dolgu varlığında çene ilişkileri bozulur. Bu da çene ekleminde ağrı ve hareketlerde kısıtlılığa neden olur.
Tükürük bezlerimiz büyük ve küçük tükürük bezleri olmak üzere ikiye ayrılır. Yapılan çalışmalarda yaşla birlikte büyük tükürük bezlerinde salgılanan tükürüğün değişmediği, küçük tükürük bezlerinde salgılanan tükürüğün ise azaldığı ortaya konmuştur. Yaşla birlikte kronik hastalıkların görülme oranı arttığı için ilaç kullanan bireylerde tükürük akış hızı ilaca bağlı olarak azalabilir. Tükürük akış hızının azalması sonucu ağızda görülen bakteri ortamında artış görülür ve çürük görülme oranı artar.
Çiğneme kaslarının çalışma hızı, kasılma miktarı, fonksiyonu gibi faktörler yaşla birlikte azalır. O yüzden çiğneme etkinliği zorlaşır ve daha kalitesiz hale gelir. Özellikle yaşlılıkta kullanılan protezler de kasların işlevini etkilemektedir. Çiğneme işlevinin zorlaşması yeterli çiğneme yapamadan gıdaların yutulmasına neden olur ve sindirim sistemi problemlerine yol açar.
Yaşlı bireyler ağız diş sağlığını nasıl koruyabilir?
Öncelikle birey değişimlerin farkında olmalı ve ona göre davranmalıdır. Hayat konforunun düşmemesi adına ağız diş sağlığı oldukça önemlidir. Yılda en az iki kere diş hekimi kontrolüne gitmelidir. Bu sayede yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan işlev bozuklukları ve yumuşak doku sorunlarının önüne geçilebilir. İleri yaşlarda oldukça çok görülen dişeti çekilmeleri ve diş aşınmalarının önüne geçilebilir.
Yaşlılık döneminde dişeti ve dişlerin sağlığı için yumuşak kıllı diş fırçası kullanımına özen gösterilmelidir. Sert kıllı fırçalar ağız içinde yaralanmalara ve dişetlerinde hassasiyete yol açabilir.
Yaşlılık ya da kullanılan ilaçlar ve hastalıklara bağlı olarak gelişen tükürük akış hızında azalmanın önüne geçmek için bol su içilmeli, gargara yapılmalı ve gerekirse tükürük akış hızını artıran ilaçlar kullanılmalıdır.
Uzun süre dişsiz kalan bölgelerde kemik kaybı görülme olasılığı fazladır ve ilerleyen kemik kayıplarında dişsiz bölge için yapılacak olan tedavi zorlaşmaktadır. Birey bu durumun farkına varmalı ve kaybolan dişleri için bir diş hekimine başvurmalıdır.
Yaşlılar diş protezlerini nasıl kullanmalı ve bakımını nasıl yapmalı?
Protezler kaybolan dişlerin ve dokuların yerini alarak çiğneme işlevine ve estetiğe yardımcı olur. Protezlerin temizliği oldukça önemlidir. İyi temizlenemeyen protezde diş taşı birikimi, renklenme ve koku görülebilir.
Protezler her yemekten sonra çıkarıp temizlenmelidir. Günde iki kez sabun ve fırça yardımı ile yıkanmalıdır. Temizlik işlemi sırasında protezin elden düşüp kırılma ihtimaline karşı bir kap içerisinde yıkanabilir.
Dokulardaki kan akımın geri dönebilmesi için, protezlerin 8 saat kullanılmaması gerekir. Bu nedenle geceleri protezler çıkarılıp su dolu bir kapta tutulmalıdır.
Unutulmamalıdır ki her yaşta ağız ve diş sağlığı oldukça önemlidir. Günde en az iki kere etkili bir şekilde dişleri fırçalamak, dişlerimize zarar veren yiyeceklerden kaçınmak, 6 ayda bir düzenli diş hekimi kontrollerine gitmek dişlerimizin uzun süre ağızda kalmasını ve ağız içi yumuşak dokularımızın sağlığını kaybetmemesini sağlar. Her yaşta ağız sağlığınıza önem verdiğiniz ve doktor kontrollerinizi aksatmadığınız bir yaşam diliyorum.
Herkese keyifli okumalar.