Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerden meydana gelen, meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilen kanserlerdir. Her 8 kadından birinin yakalanma riski taşıdığı, kadınların en yaygın karşılaştığı bir kanser türüdür. Yalnızca kadınlarda değil erkeklerde de görülebilen bir kanser türüdür.
Meme kanallarından kaynaklanan ve “duktal” kanser olarak adlandırılan meme kanseri en sık görülen meme kanseri türüdür. Bunun yanında süt bezlerinden kaynaklanan “lobüler” isimli kanserler de sıkça görülmektedir. Nadiren görülse de diğer dokulardan kaynaklanan meme kanseri türleri de vardır.
Meme Kanserinin Risk Faktörleri Nelerdir?
Obez veya aşırı kilolu olmak, fiziksel olarak hareketsiz olmak, alkol kullanmak, ilk kez 30 yaşından sonra doğum yapmış olmak, erken yaşta regl olmaya başlamak, göğse radyoterapi tedavisi almış olmak gibi faktörler meme kanseri oluşumunu arttıran risk faktörleridir.
Meme kanserinin 8 belirtisi vardır.
Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Memede zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesi meme kanserinin en sık görülen belirtisidir. Çoğu hastada ağrı belirtisi göstermeyen bu kitle bazı hastalarda ağrı ile bulunabilmektedir. Memede çekintiler, deride kalınlaşma ve şişkinlikler, deride tahriş veya bozulmalar, meme ucunun hassaslaşması gibi nadir görülen belirtiler de meme kanserine birer işarettir.
Meme Kanseri Kalıtsal (Genetik) Olabilir Mi?
Meme kanseri vakalarının yaklaşık %5 ila %10’unun kalıtsal olduğu düşünülür, yani doğrudan bir ebeveynden geçen gen değişikliklerinden (mutasyonlardan) kaynaklanırlar. Kalıtsal meme kanserinin en yaygın nedeni, BRCA1 veya BRCA2 genindeki kalıtsal bir mutasyondur. Normal hücrelerde bu genler, hasarlı DNA’yı onaran proteinlerin yapılmasına yardımcı olur. Bu genlerin mutasyona uğramış versiyonları, kansere yol açabilen anormal hücre büyümesine yol açabilir. Bir ebeveynden herhangi bir genin mutasyona uğramış bir kopyasının alınmış olması meme kanseri riskini daha da yükseltmektedir. Ortalama olarak, BRCA1 veya BRCA2 gen mutasyonu olan bir kadının 80 yaşına kadar meme kanserine yakalanma olasılığı 10’da 7’dir. Bu risk aynı zamanda diğer aile bireylerinin meme kanserine sahip olmasından da etkilenir. Bu mutasyonlardan birine sahip kadınların daha genç yaşta meme kanseri teşhisi konması ve her iki memede de kanser olması daha olasıdır. Bu gen değişikliklerinden birine sahip kadınların yumurtalık kanseri ve diğer bazı kanserlere yakalanma riski daha yüksektir.
Diğer gen mutasyonları da kalıtsal meme kanserlerine yol açabilir. Bu gen mutasyonları çok daha az yaygındır ve çoğu meme kanseri riskini BRCA genleri kadar artırmaz.
ATM geni hasarlı DNA’nın onarılmasına yardımcı olan bir gendir. Bu genin 2 anormal kopyasının kalıtım yoluyla alınması ataksi-telenjiektazi hastalığına neden olur (ataksi- telenjiektazi hastalığı: yürüme zorluğuna ve çeşitli kanser tiplerinin oluşma riskinin artmasına neden olan ilerleyebilen nörolojik problemlerle karakterize kalıtsal bir durumdur.). Bu genin anormal bir kopyasının miras alınması, bazı ailelerde yüksek oranda meme kanseri ile ilişkilendirilmiştir.
PALB2 geni, BRCA2 geni tarafından yapılan protein ile etkileşime giren bir protein üretir. Bu gende meydana gelen mutasyonlar daha yüksek meme kanseri riskine yol açabilir.
TP53 geni, hasarlı DNA’lı hücrelerin büyümesini durdurmaya yardımcı olan bir gendir. Bu genin kalıtsal mutasyonları Li-Fraumeni sendromuna neden olur. Bu sendromu olan kişiler meme kanseri, lösemi, beyin tümörleri ve sarkomlar (kemik veya bağ dokusu kanserleri) gibi diğer bazı kanserler için yüksek risk taşımaktadır. Bu mutasyon meme kanserinin nadir bir nedenidir.
PTEN geni hücre büyümesini düzenlemeye yardımcı olan bir gendir. Bu gendeki kalıtsal mutasyonlar, göğüslerde hem kanser hem de iyi huylu (kanser olmayan), sindirim sistemi, tiroid, rahim ve yumurtalıklardaki büyümeler için daha yüksek risk altına sokan Cowden sendromuna neden olabilir (Cowden sendromu, genetik bir hastalıktır.).
Meme kanseri olan birinci derece bir akrabaya (anne, kız kardeş veya kızı) sahip olmak, bir kadının riskini neredeyse iki katına çıkarır. Babası veya erkek kardeşi meme kanseri olan kadınların da meme kanseri riski daha yüksektir.
Tüm bu gen mutasyonlarına ve akrabalık ilişkilerine bakıldığında meme kanserinin %5-%10 arasında düşük bir oranda da olsa kalıtsal olabileceğini söylemek mümkündür.
Meme Kanserinin Tedavi Edilebilir Mi?
Evet, meme kanserinin tedavisi mümkündür. Son yıllarda yapılan çalışmalar meme kanserinin erken tanı ve teşhisinde de önemli gelişmelere ulaşmıştır. Tedavilerdeki öncelikli amaç memeyi korumaktır. Erken dönemde muhatap olunan meme kanserinde hastalığın yayılımı önceden tespit edilerek yayılması önlenebilmekte, kansere neden olan tümöre direkt müdahale edilebilmekte ve meme kaybı olmadan tedavi tamamlanabilmektedir. Erken tanıda %100 oranında tedavi edilebilen meme kanseri ileri evrede olduğu takdirde meme kaybı ile sonuçlanabilmektedir.
Meme kanserinin tedavisinde çeşitli tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Bu tedaviler, cerrahi yöntemler (basit mastektomi, cilt koruyucu mastektomi, radikal mastektomi), radyoterapi, ilaç tedavileri (kemoterapi, hormonoterapi) olarak bilinmektedir. Adını halk arasında sıkça duyduğumuz kemoterapi tedavisi, cerrahi işlem sonrası uygulanan ve kanserli hücre kalmaması adına koruyucu bir işlem olarak uygulanan tedavi yöntemidir.
Meme kanserinin tedavisinde en önemli unsur erken tanı ve teşhistir. Bu sebeple her birey, özellikle kadınlar, meme kanseri konusunda bilinçli olmalı, belirtilerden herhangi birisi ile muhatap olduğunda hemen bir uzmana başvurmalıdır.
Yazımızı okuyan, meme kanseriyle muhatap olmuş ya da olmakta olan tüm okurlarımıza geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyoruz.
Meme kanserinin farkında olalım, erken tedavi ile mücadeleyi kayıpsız kazanalım.