Evlilik her insanın hayatında en büyük ve önemli dönüm noktalarından birisidir. Biz de bunun için oldukça mutlu ve heyecanlıydık. Ancak kim bilebilirdi ki evliliğimiz yaşam biçiminizi de değiştirip atıksız bir yaşama bizi sürükleyecek. Evlilik ile atıksız yaşamın ne alakası olur canım dediğinizi duyar gibiyim. Hadi gelin hikâyenin en başına gidelim.
Her kadın için mutfağı onun hükümdar olduğu ülkesidir. Bu nedenle annem beni mutfağına sokmazdı. Ailemle yaşarken lise döneminden beri hep çalıştım. Öyle olunca annem bana kıyamazdı ve yemek için yardım etmemi istemezdi. Bu yüzden mutfakta tek gördüğüm önüme gelen nefis yemeklerle onlardan geriye kalan tabakların bulaşık makinesinde yıkanmasıydı. Tabi bunlar buzdağının görünen kısmıymış..
Evlendikten sonra kendi evimde kendi mutfağımda artık benim egemenliğim vardı. İstediğim yemekleri yapmakta özgürdüm. Çok kısa bir süre sonra sadece iki kişi olmamıza rağmen mutfakta balon gibi şişen çöp kutusunun her gün doluşunu hayretle ve endişeyle izledim. Meğer biz hayatımızı devam ettirmek için temel ihtiyacımız olan beslenme hakkımızı kullanıyoruz zannederken çöp üreten makinelere dönmüşüz. Yığınla çöplerle, atıklarla, plastik ambalajlarla yüz yüze geldiğim zaman bu iş böyle devam edemez dedim. Şunu da belirteyim benim hayatım bahçeli evde geçtiği için organik atıkları hep ayırırdık. Birçok insan gibi plastik ve diğer geri dönüşebilir malzemeleri de evde ayırıyorduk. Ama her gün çuval dolusu plastik atıkları sokağa taşıdığımız zaman aslında bir şeylerin çok da doğru gitmediğini ikimiz de anladık.
Bu durumu çözmek için atıksız yaşamın gereklilikleri yerine getirmemiz gerektiğini anladık. Araştırmalar yaptık, yazılar okuduk, güzel bilgilendirici paylaşım yapan kişileri takip etmeye başladık.
Artık özgürdük!
Neredeyse hiç markete gidip ambalajlı gıda almamıza gerek kalmıyordu. Biz canımızın istediği her şeyi almakla ne kadar özgür olduğumuzu zannederken, aslında sınırsız tüketimi pompalayan kapitalizmin pençesinde olduğumuzu fark ettik. Bu değişimi ilk fark eden yakın çevremiz oldu tabi. Ancak onlardan aldığımız tepkilerden, aslında bu konuda yeterli bilincin ve farkındalığın olmadığını gördük. Bu konuda bir sorumluluk hissederek bu bilinci yaymak adına @ekohayatrehberi sayfamızı oluşturduk. Burada sadece atıksız yaşamdan değil, sürdürülebilir yaşamın gerekliliği olan her konuda paylaşımlar yapıyoruz.
Son olarak sürdürülebilir bir marka oluşturmak için de kolları sıvamaya karar verdik. Bunu tetikleyen de sürdürülebilir ürün diye sipariş verdiğimiz bambu diş fırçamızın matruşka bebekler gibi plastiklerin içinden çıkmasıyla oldu. Buradan yola çıkarak atıksız kargo prensibiyle sadece sürdürülebilir ve doğal ürünlerin satışının olduğu markamızı oluşturduk. Gelin siz de hem kendiniz hem de doğamız için atıksız yaşama küçük bir adım adın. Göreceksiniz ki küçük sandığınız bu adım aslında sizin ve çevreniz için ne büyük şeyler değiştirecek.
Simbians’ta yer alan hastalıklar hakkında daha fazla bilgi edinin.