İnsanlarda ve toplumda olumsuz etki yaratan ve istenmeyen seslere gürültü denir. Gürültü, bireyleri fiziken ve ruhen etkileyen ses düzeyi olarak da tanımlanır.
Gürültü bireyler üzerinde huzursuzluk, iletişim bozukluğu, agresiflik gibi belirtileri gösterebilir. Bireylerin sürekli yüksek seviyede gürültüye maruz kalması işitme sağlıklarını etkiler.
Gürültüye maruz kalan bireylerde işitme kaybı görülebilir. İşitme problemlerinin yanı sıra yüksek kan basıncı, uykusuzluk, kalp düzensizlikleri, kas gerilmeleri ve hassasiyet gibi birtakım problemleri ortaya koyabilir. Gürültü sebebiyle bu problemlerin ortaya çıkması yaşam kalitesinin de düşmesini sağlar.
Gürültünün işitme sistemindeki maruziyeti akustik zedelenme (travma), geçici eşik kayması ve kalıcı eşik kayması olarak üç başlık altında incelenir. İlk etkisi işitme yorgunluğu olarak tanımlanır. Ses şiddeti ve yoğunluğu arttıkça maruziyetin etkisi de artar. Gürültünün belirli şiddette ve sürede maruziyeti sonucunun ilk etkisi işitme eşiğinin yükselmesidir. Eğer gürültü yeterli düzey ve şiddette değil ise işitme eşiği normale dönmeye başlar. Bu olaya geçici eşik kayması denir.
Geçici eşik kayması, işitme organlarının dinlenmesiyle belirli sürede iyileşebilir. Eğer gürültü düzeyi yeterli şiddet ve sürede etkilenirse buna kalıcı eşik kayması denir. Kalıcı eşik kaymasında iyileşme zaman almaktadır. Kalıcı eşik kaymasında temel problem iç kulakta oluşur. Gürültünün sebep olduğu işitme kaybı işitme kaybının yanında sesin algılanmasında da problemlere yol açar. Ses basıncının 85 dB ve üzerindeki değerleri işitme kaybına neden olur.
Gürültülü ortamlarda uzun süre bulunmamak işitme sağlığı için önemlidir. Özellikle çalışma hayatında işitmeyle ilgili mesleki hastalıklar için önlem almalıyız. Bunun için işverenden kişisel koruyucu ekipmanlar ve çevreyi düzenleyici çalışmalar isteyebiliriz.
Simbians Platformu‘nda daha iyi olmanız için sağlık profesyonelleri olarak sağlık içerikleri üretiyoruz. Platformumuza kayıt olarak hastalıkları ve tıbbi yazarları takip edebilirsiniz.