Son yıllarda oldukça tartışılan dünyanın farklı noktalarında çalışan özellikle Amerikalı diplomat ve devlet yetkililerini etkileyen, birçok tıbbı bulgu ve semptomlara neden olan
Havana Sendromu Nedir?
İlk olarak 2016-2017 yıllarında Küba’da ve daha sonra diğer bazı ülkelerdeki Amerikalı diplomat ve devlet yetkililerinde ortaya çıkan nörolojik, vestibüler ve oküler klinik belirti ve bulgularıdır.
Peki, Küba’da Ne Oldu?
Havana’da ABD büyükelçiliğinde CIA adına çalışan bir diplomatta;
- ani baş ağrısı,
- bulantı,
- kusma,
- halsizlik,
- yorgunluk,
- kulak çınlaması,
- kafa içi basınç,
- sersemlik,
- unutkanlık gibi şikayetler ortaya çıkar.
Bir acil tıpçı için bile son derece can sıkıcı olan bu semptomlar için hastaya Havana’da gerekli rutin testler yapılır; ancak sonuç odaklı bir tanı konulamaz. Kişiler belirti ve bulgularına yönelik tedavi uygulanarak taburcu edilir. Bu kişiler bir anda çevredekilerin duymadığı şekilde gürültüler duyduklarını ardından baskı ve titreme hissettirdiklerini belirtirler. Şikayetler tam olarak geçmez ve dahası, sonraki aylarda birçok ABD Konsolosluğunda da benzer semptomlarda sağlık kuruluşlarına başvuru yapılmıştır. Bu durum ABD Dışişlerinin dikkatini çeker. Ülkede hasta olan diplomatlar ABD’ye geri çağırılır ve kapsamlı sağlık taraması yapılır.
Sonuçlar kaynağı belirsiz bir hastalığı işaret etmektedir. Tanımlanamayan bu hastalığın nedeni ise mikrodalga ışınlarını veya ultrasonik sesleri belirli kişilere yönelten gizli bir teknolojinin varlığından şüphe duyulmasına yol açar.
Bu durumda ‘“Sonik Silah” denen ultrasonik ya da infrasonik ses dalgaları yayan cihazlar ile diplomatlara saldırı mı yapıldı?’ sorularını insanlarda düşündürüyor.
Birçok şüphe sonucunda 2019 yılında JAMA’da yayınlanan bir çalışmada, Havana’da nörolojik belirti ve bulgular yaşayan insanların MRG bulgularında beyaz cevher hacminde, serebral doku (beyin zarı) mikroyapısal bütünlüğünde, işitsel ve görsel-uzaysal alt ağlarda fonksiyonel bağlantılarda önemli nörogörüntüleme farklılıkları tespit edildi. Bu şüphe ve tetkikler sonucunda kesin bir nedene ve tedaviye ulaşılamamıştır.