Barselona’nin ince zarafetle dokunmuş mimari dokusunda, Gaud’nin gölgesi hep bir adım önde yürür sanilir. Oysa kentin kuzey doğusunda, gökyüzüne sessizce yükselen bir başka hayal daha vardır: Hospital de la Santa Creu i Sant Pau.
Burası sadece bir hastane değil; bir ütopyanın ta kendisidir. Estetik ile işlevin, sanat ile bilimin el ele verdiği bir sağlik mabedi…
Modernizmin başkentlerinden biri olan Barselona’da, Sant Pau bir bina değil; bir fikir olarak doğmustur. 15. yüzyıldan gelen köklerini 20. yüzyılın başında Katalan mimar Llus Domnech i Montaner ile gelecege uzatmış, taş ve tuğladan bir ütopya inşa edilmiştir. UNESCO Dünya Mirasi Listesi’nde yer alan bu kompleks, sadece kemerleriyle değil; idealleriyle de zamana meydan okumaktadır.
Domnech i Montaner’in vizyonu, hastaların sadece bedenlerinin değil, ruhlarının da iyileşmesi gerektiğini savunuyordu. Bu yüzden hastane; doğa ışığını içeri alan büyük pencerelerle, renkli mozaiklerle, avlularla ve huzur veren bahçelerle bezendi. Bir tıp merkezinden ziyade, adeta bir şifa şehridir Sant Pau. Her pavyon, farklı bir hastalığa adanmış, her köşe düşünülerek tasarlanmıştır. O dönem için devrim niteliğinde olan bu anlayış, “iyileşme mimarisi”nin ilk örneklerinden biri sayılır.
Ancak Sant Pau’yu sadece estetikle tanımlamak eksik olur. Burada asıl büyü, içindeki bilimsel mirasta gizlidir. Yıllarca Katalonya’nın ve hatta İspanya’nın en prestijli tıp kurumlarından biri olan hastane, eğitim ve araştırma alanında da öncü rol oynamıştır. 20. yüzyılın ikinci yarısında yürütülen birçok tıbbi araştırma ve inovasyonun temelleri, işte bu modernist duvarların ardında atılmıştır.
Günümüzde ise Sant Pau, sağlık hizmetlerinin ötesine geçerek kültürel ve akademik bir merkez haline gelmiştir. Restore edilen modernist pavyonlar artık araştırma enstitülerine, üniversitelere ve uluslararası kuruluşlara ev sahipliği yapıyor. Bir zamanların hastaları yerini fikir insanlarina, bilim insanlarına ve yaratıcı beyinlere bıraktı. Amaç değişmedi: İnsanlık için bir şeyleri iyileştirmek…
Sant Pau Hastanesi’nin geçmişine bakmak, sadece bir tıp tarihini değil; insanlığın şefkat, sanat ve bilim arasında kurmaya çalıştığı hassas dengeyi okumaktır. Bu hastane bize, sağlık hizmetlerinin beton duvarlar arasında değil; insan ruhuna dokunan estetik, etik ve entelektüel boyutlarda var olabileceğini hatırlatır.
Barselona’ya yolunuz duserse, Gaud’nin kalabalıkla yarışan eserlerinden bir adım uzaklaşın.
Sessizce Sant Pau’ya yürüyün. Çünkü orada sizi sadece bir yapı değil, insanlığa duyulan bir inanç karşılayacak.