Merhaba sevgili okurlar,
Son zamanlarda çevremde çok fazla hamile ve doğum yapan arkadaşlarımın sohbetlerinden ve bir arkadaşımın ‘benim eşim 18. ayında baba olabildi’ cümlesinden yola çıkarak araştırdığım babalık depresyonunu bugün sizlere aktarmaya çalışacağım. Şimdiden tüm okurlara keyifli okumalar diliyorum.
Evet, yanlış duymadınız babalık depresyonu…
Bizler genellikle doğum öncesi ve sonrası süreci kadın ve çocukla eşleştirdiğimiz için aslında erkekler bu noktada yalnız bırakılan taraf olmaktadır. Belki de bahsedeceğim babalık depresyonu tam da bu noktada baş gösteriyordur.
Erkekler için baba olmak, eve yeni bir bireyin katılacak olması önemli bir dönüm noktası olurken bu süreç heyecanla birlikte birçok zorlukları da kapsamaktadır. Öncelikle ev içerisinde, sonrasında ise yaşantılarda değişecek olan düzenlerin bozulması ebeveynleri oldukça strese sokmaktadır. Yapılan çalışmalara göre eşi hamile olan erkeklerin süreç boyunca testosteron hormon seviyelerinde azalma görülürken östrojen hormon seviyelerinde ise artma olduğu bildirilmiştir. Buradan hareketle ise erkeklerde depresyona yatkınlık düzeyi de artmaktadır.
Doğum sonrası ilk üç hafta içerisinde erkeklerde dışlanmışlık hissi ve psikolojik sorunların boy göstermesinin depresyonun ön habercisi olduğu ifade edilmektedir. Yürütülen çalışmaların sonuçlarına göre babaların bir yıl içerisinde depresyon geçirme olasılıklarının en yüksek olduğu zamanlar doğum sonrası 3-6. ay iken, ilk kez baba olanların insidansı ise %4 ile %25 arasında değişmektedir. Ayrıca annede doğum sonrası depresyon gelişmiş ise babada gelişme olasılığı %50 oranında artmaktadır.
Babalık depresyonun nedenlerine baktığımızda ise;
- Uyku sorunlarının olması
- Hormonal problemler yaşanması
- Eş ile yaşanılan sorunların olması
- Daha önce depresyon öyküsü varlığı
- Baba olmakla ilgili endişe ve kaygı yaşanması
- Ekonomik problemler içerisinde olması
- Çevresinde sosyal destek görememesi
- Eşinin veya kendi ailesiyle ilgili problemlerin varlığı
- İleri yaş olması
- Düşük eğitim seviyesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tanı ve tedavi sürecinde babalık depresyonu melankoli ile karıştırılmamalıdır. Melankoli halindeki babalar sosyalleşme ve kendiyle vakit geçirdiğinde ruh hallerinde iyileşmeler gözlenirken, depresyon halinde aktivitelerden uzak kalma, iştahın azalması, endişeli ve kaygılı ruh halinin geçmemesi, içine kapanma artarak devam etmektedir. Bu belirtiler 2-3 haftayı aşıyorsa depresyon varlığından söz edilmektedir. Bu süreç yalnızca babayı değil bebekle olan bağın kurulamamasına, anne ile var olan ilişkinin bozulmasına da neden olmaktadır. Bu noktada sağlık profesyonellerinden destek almak hem birey için hem de ailesi için önemli bir adım olacaktır.
Doğum sürecinde yalnızca annenin değil anneyle babanın birlikte ele alınarak desteklenmesinin önemine vurgu yaparak sözlerimi burada noktalarken herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu günler dilerim.
Simbians Türkiye‘de daha iyi olmanız ve daha iyi hissetmeniz için içerikler üretiyorum. Diğer içeriklerime buradan erişebilir ve içeriklerimiz hakkında yorum ve görüşlerinizi benimle paylaşabilirsiniz.